ILGAZ GÖKIRMAKLI

Zorla kayıpların, faili meçhullerin ve cezasızlığın sembolü olarak hafızalarda yer edinen Beyaz Toroslar, yeniden Türkiye gündeminde. Paramilitarizm üzerine çalışan Dr. Özlem Has, cezasızlık ve kapanmamış toplumsal yaralarla birlikte bu sembollerin siyasal alanda dolaşmayı nasıl sürdürdüğünü, zihniyetin sadece biçim değiştirerek günümüzde nasıl devam ettiğini anlattı.

PKK üyesi ilk grup 11 Temmuz'da Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'ndeki Süleymaniye şehrine 30 kilometre uzaklıktaki Casene bölgesinde silahlarını yaktı. PKK’nin silah bırakma merasiminde gazeteciler, siyasetçiler ve hak savunucuları bir aradaydı. Merasime dair analizler uzunca bir süre yazıldı, konuşuldu. Şimdi gözler, dönüş yolunu ve hukuki güvenceleri şekillendirecek yasal düzenlemelerde. Akıllardaki sorular, yeni yasal düzenlemeler ve kendini fesheden, silahlarını yakan PKK’lilerin bundan sonra hukuken nasıl karşılanacağı… DEM Parti Erzurum Milletvekili, HDK Eş Sözcüsü ve hukukçu Meral Danış Beştaş, “Şiddet dışı yöntemlerle, onların hukuki güvencesinin sağlanması gerekiyor” diyor.

10 yıl önce bir roman yazdınız, yayımlandı, okurla buluştunuz… Peki sonra? Türkiye’deyseniz bir gün yargılanabilir ve adliyede hâkimin şu sorusuyla karşı karşıya kalabilirsiniz: Bu romanı neden yazdın?

Bizler Silivri’nin zorunlu ziyaretçileriyiz. Şimdilik bazılarımız, aslında potansiyel olarak hepimiz. Mahpus yakınlarımız içeride neler yaşıyor, nelerle uğraşıyor tam olarak bilemesek ve anlayamasak da yaşayarak öğrendiğimiz bir şey var: Mahpus yakını olmak. Ve ben de mahpus yakını olmanın bir numaralı kuralını kısa sürede kaptım: Beklemek.

Sivas Katliamı'nın üzerinden 32 yıl geçti. 2 Temmuz 1993'te Pir Sultan Abdal Şenlikleri için Sivas'ta bir araya gelen sanatçı, yazar ve aydınlar, Madımak Oteli'ne yapılan organize saldırı-nın hedefi oldu; 33 kişi çıkarılan yangın sonucu katledildi. Ara-dan geçen bunca yılda ne adalet yerini buldu ne de o ateşi harlayan zihniyet tamamen ortadan kalktı. Katliamda hayatını kaybeden şair ve psikiyatrist Behçet Aysan'ın kızı Eren Aysan ve şair Metin Altıok'un kızı Zeynep Altıok Akatlı ile 32 yılın tortusunu konuştuk.

Hayatın en önemli anlarından biri olduğu düşünülen üniversite sınavına girdiğiniz günü, yaşadığınız stresi hatırlıyor musunuz? Peki, ülke tarihinin en büyük felaketinin yaşandığı, sevdiklerinizi, evlerinizi ve bildiğiniz hayatınızı kaybettiğiniz bir şehirde bu sınava giren öğrencilerin yaşadıklarını düşünebiliyor musunuz? “Zamanın Kıyısında Sınav”ı filmin yönetmeni İlkay Nişancı anlatıyor.

15 yıl önce gözaltında uğradığı işkence nedeniyle intihara sürüklenen Onur Yaser Can'ın davasında dosya yeniden Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi. Sanıklar hakkında “resmi belgeyi bozma” yönünden yeniden yargılama yapılacak. 20 Haziran'da Çağlayan Adliyesi'nde görülecek duruşma için Onur Yaser Can'ın kardeşi Ezgi Sevgi Can ve avukatları dayanışma çağrısı yaparken davanın avukatlarından Mehmet Ümit Erdem şu an gelinen noktayı Agos’a anlattı.“Başa dönmedik ama 15 senelik süreçte bir adım geri çekildik diyebilirim” diyen Erdem ekliyor: “Yargılamanın başından beri belirttiğimiz gibi hiçbir karar Onur Yaser’i geri getirmeyeceği için yetersizdir. Ne karar çıkarsa çıksın üst mahkemeye itiraz hakkımızı kullanacağız.”

“Cumhurbaşkanına hakaret” ve “Terörle mücadelede görev almış kişileri hedef gösterme” iddiasıyla tutuklanan gazeteci Furkan Karabay, 33 gündür Silivri Cezaevi'nde. Karabay’ın tutukluluğuna yapılan itirazlar reddedildi, X hesabı iki kere erişime engellendi. İddianamesi de henüz hazırlanmış değil. Silivri’den Agos’un sorularını yanıtlayan Karabay, “Gazeteciler ve siyasi mahkumlar halkın geleceği için bedel ödüyor” diyor.

Gazeteci Tuğçe Yılmaz geçen hafta Kadıköy’de GBT kontrolü sırasında gözaltına alındı ve Ermeni Soykırımı hakkında iki gençle yaptığı röportaj nedeniyle TCK 301’den hakkında dava açıldığı ortaya çıktı. İfadesinden sonra serbest bırakılan Yılmaz ve avukatı Deniz Yazgan süreci Agos’a anlattı. Yazgan TCK 301’in yeniden gündeme gelmesinden endişe duyduğunu belirtirken Yılmaz ise “Ben gazeteciyim. Haberimde de tarihsel bir olayı, Ermeni halkının acısını ve yasını, bugünkü gençlerin hafızasıyla birleştirmeye çalıştım” dedi.