Sasun’da doğmamış nesil Sasun’daki yaşamı fotoğraflarla gördü

Behçet Çiftçi ve Besse Kabak’la, Mesrop Mutafyan Kültür Merkezi’nde açılan ‘Beşikten Ebediyete’ fotoğraf sergisini konuştuk.

Sasun Bitlis Ermenileri Derneği üyeleri, Kumkapı Meryemana Ermeni Kilisesi’nde, 1 Şubat Pazar günü Kıdemli Peder Antreas Hagopyan’ın sunduğu Badarak Ayini’nde buluştu. Surp (Aziz) Sarkis Pazarı’nda düzenlenen Badarak Ayini’nin ardından ebediyete intikal etmiş Sasunlular için Hokehankist duaları okundu. Hagopyan, Türkçe ve Ermenice verdiği vaazından önce, gelecek haftadan itibaren kilise yönetim kurulunun verdiği karara göre, Badarak ayininden sonra Bezciyan Salonu’nda kahvaltı sofrası kurulacağını ve ruhanilerin de bulunacağı bu sofralara herkesin katılabileceğini, isteyenlerin bu sofralarda dertlerini paylaşabileceğini duyurarak Yuhanna İncili’nden bir bölüm okudu. 

Sasun Bitlis Ermeniler Derneği Başkanı Aram Demir, Badarak ayininden sonra kilise salonuna geçen dernek üyelerine ve Kıdemli Peder Antreas Hagopyan’a, Ömer Akat’a, Batman Turizm Derneği başkanı Emin Bulut’a, yemekleri hazırlayan Gülistan Kartun ve arkadaşlarına, yardımları ve destekleri için teşekkür etti. Konuşmasında, Mesrop Mutafyan Kültür Merkezi’nde Sasun ile ilgili bir fotoğraf sergisinin açılışını da yapacaklarını ve serginin 8 Şubat’a kadar açık kalacağını duyurdu. Sergide fotoğrafları bulunan Behçet Tiftçi, Arman Kabe, Besse Kabak, Murat Malgir ve Metin Özmen’e de özverili çalışmalarından ötürü teşekkür etti. Herkesin kendi yöresel yemeklerini paylaştığı sofrada buluşan üyelere, sanatçı Istepan İlhan, Ermenice şarkılarla eşlik etti. Kilise salonunda geleneksel Haritsa ikramı ve müziklerin eşlik ettiği hoş sohbetlerin ardından, dernek üyeleri Mesrop Mutafyan Kültür Merkezi’nde ‘Beşikten Ebediyete’ fotoğraf sergisinin açılışına katıldılar.

Yaklaşık elli fotoğrafın bulunduğu sergide, Behçet Çiftçi ve Besse Kabak’la, fotoğraflar ve serginin amacı hakkında kısaca sohbet ettik.

Yok olmaya yüz tutmuş izler için görsel arşiv

Behçet Çiftçi, “Biz daha önceden Batman’da ve Sasun’da bu sergiyi açmıştık, orada adı ‘Doğa ve Yaşam’ sergisiydi. Bunun devamında İstanbul, Diyarbakır ve mümkünse Ankara sergileri yapmayı düşündük. İstanbul sergisini bu şekilde yapmış olduk. Sasun’da çekilmiş fotoğrafları, bu şekilde Sasun’un uzağında olan insanlara ulaştırabilmek; o doğal yaşamı, coğrafyasını mümkün olduğunca hem Sasunlulara, hem de farklı kültürlere bu vesile ile ulaştırmayı düşünüyoruz” diyerek sergideki amaçlarını açıklıyor. Sergide yer alan yaşam karelerinin bazılarının yavaş yavaş yok olduğunu belirten Çiftçi, geçmişte yaşamış ve yok olmuş ya da yok olmaya yüz tutmuş izleri bu şekilde sergilemenin hem görsel arşiv yapabilmek, hem de hafızalarda canlandırmak için yararlı olduğunu söylüyor ve bu görüşünü karşılaştığı bir örnekle özetliyor: “Mesela özellikle yaşlılar, sergiyi dolaşırken inanılmaz duygulanıyorlar, çünkü bir dönem orayı, oradaki fotoğrafların her ânını yaşamışlar.” Behçet Çiftçi, sergiyi dolaşan gençlerin, büyüklerin anlattıkları geçmişi bu şekilde anlayabileceklerini söylüyor. Sasun’daki geleneksel yaşantıda bozulmalar olduğunu belirten Çiftçi, taş evlerde tahta ve yeni sistemle yapılmış pencerelerin birlikteliğini gösteren bir fotoğrafı gösteriyor.

Behçet Çiftçi’nin ardından Besse Kabak ile biraz sohbet ediyoruz ve bize resimlerin ne ifade ettiğini, neyi simgelediğini tek tek anlatıyor, “Sergiye mezar taşıyla başladık, beşikle bitirdik. Bir tarihçi ya da uzman olmadığımız için kesin bir şekilde bilemiyoruz, ama Sasun’da birkaç bin yıl öncesine ulaşan bir yaşamın kaydı görülebiliyor. Biz, Sasun’da hayat bulan insanlar ya da başka bir yerde dünyaya gelen insanlar, binlerce yıllık bir yaşanmışlığın birikimiyle dünyaya geliyoruz. Bunu vurgulamak için mezar taşıyla başladık. Oradaki mezar taşları, bizim geçmişimiz. Fotoğraflarda çok fazla çocuk kullanmayı tercih ettik. Oradaki çocukların gözlerindeki ifadeler, benim için bambaşka. Çocuklara yaşamın en vazgeçilmez unsurları oldukları için sergide daha çok yer verdik” diyor Besse Kabak.

Ters lale ve Sasunlular

Bir ters lale resminin önüne geliyoruz ve Besse Kabak, “Ters lale, endemik bir bitki, herkes yukarı doğru bakarken o aşağı doğru bakarak sanki bir şeylere meydan okuyor. Adeta bizi temsil ediyor. Herkes rahat yaşamı seçerken biz Sasunlular dağlık bölgeyi tercih etmişiz” diyor.

Sergideki fotoğrafların satılarak derneğe katkı sağlayabileceğini söyleyen Besse Kabak, seçkiyi mümkün olursa okullarda ya da derneklerde de sergilemek istediklerini ekliyor.

Kabak, bize sergiyi gezdirirken, konuşmamız arada bir sergiyi gezenler tarafından kesildi. Ziyaretçiler, ya eski bir komşusunun, ya yaşadıkları yerlerin ya da yaptıkları işlerin resimlerini görüp yüzlerinde mutlu bir tebessümle Kabak’ın yanına gelerek memnuniyetlerini gösterdiler. Bu karşılaşmaları görünce, resmilere olan ilgiyi sormamıza gerek kalmadı.

Kategoriler

Toplum Dernekler

Etiketler

Sasun


Yazar Hakkında