İstanbul’da başlayıp Ermenistan’da devam eden gelenek, genç temsilcilerinden Mariam Ğazancıyan’la, kök saldığı topraklara dönüyor.
Osmanlı’nın Tanzimat Dönemi’ne damgasını vuran, tiyatro sanatını bu ülkeye taşıyan ve yüz yıl önce Darülbedayi’nin (İstanbul Şehir Tiyatroları) kuruluşuna giden yolu açan Hekimyan, Naum, Baronyan, Mınagyan, Fasulyacıyan gibi isimler, Türkiye’de tiyatro tarih kitaplarına hapsedilmiş durumda. Ancak onların yarattığı gelenek, başta güçlü yorumlarla bugüne aktarılan Baronyan eserleri olmak üzere, Ermenistan tiyatrosunun temellerini oluşturuyor.
Yerevan Devlet Gençlik Tiyatrosu’nun hazırladığı müzikli oyun ‘Marcel’, 15 ve 16 Ekim’de Şişli Kent Kültür Merkezi’nde izleyicilerle buluşacak. Edith Piaf’ın yaşamından kesitlerin anlatıldığı eser, Türkiye’de sahnelenecek olan ilk Ermenistan yapımı oyun. Tiyatronun genel sanat yönetmeni Hagop Ğazancıyan’ın rejisiyle sahneye konan tek kişilik oyunda, Mariam Ğazancıyan başarılı bir performans sergiliyor. Fransız popüler kültürünün simgelerinden Edith Piaf’ın sevilen şarkıları, genç sanatçının yorumuyla birleşince, seyircileri içine alan bir hikâyeye dönüşüyor. Şarkıların dışında sözlere başvurulmadan kurgulanan tek perdelik oyun, 85 dakika sürüyor. Zamanında Piaf’ın seslendirdiği şarkılara hemen herkes aşina olsa da, oyuna ismini veren Marcel’i hatırlayan pek yok. Dönemin ünlü boksörlerinden, dünya şampiyonu Marcel Cerdan, 1949’da bir uçak kazasında hayata veda eder ve sevgilisi Piaf’ın hayatında büyük bir boşluk yaratır. Şarkıcının çektiği acı, bağımlılıkları ve hayata tutunmak için çırpınışı, Ğazancıyan’ın performansında yeniden vücut buluyor. Genç oyuncu, 12 şarkılık performansın ardından, Piaf’ı ait olduğu yere, Paris’in semalarına bırakıyor.
Ayvaz’ın ruhuna
Yerevanlı tiyatrocular, Tiyatro Boyalı Kuş’un davetiyle İstanbul’a geliyor. Feminist tiyatro yapan ‘Boyalı Kuş’un kurucusu olan Jale Karabekir, 2009’da Uluslararası İnteraktif Tiyatro Festivali kapsamında ‘Dar-alan’ adlı oyunu sahnelemek üzere Yerevan’a gittiklerini, Ermenistan tiyatrosuyla o dönemde tanıştığını ve o günden beri böyle bir ortaklık için zemin aradığını söylüyor. Karabekir, “Umarım, bu sanatsal ve kültürel ortaklıklar genişleyerek ve büyüyerek devam eder” diyor.
‘Marcel’in İstanbul’da sahnelenmesi için ilk adımları atan, UNESCO’ya bağlı Uluslararası Tiyatro Enstitüsü’nün Türkiye Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Emre Erdem atmış. Bu gösterimi, 1946 yılından itibaren 50 yıl boyunca ‘Kulis’ adlı tiyatro dergisini yayımlayan Hagop Ayvaz’a ithaf eden Erdem, Ayvaz’ı ölümünden kısa bir süre sonra önce tanıdığını ve onun için bir şey yapmak istediğini söylüyor ve ekliyor: “Hagop Ğazancıyan’la 14 yıl önce tanıştık. Almanya’da uluslararası bir tiyatro festivalinde jüri üyesiydim ve Ğazancıyan çarpıcı bir eserle festivalde Ermenistan’ı temsil ediyordu. O buluşma, köklü ve verimli bir dostluğun temelini attı.” Hagop, geçen yıl Yerevan’da ITI Dünya Kongresi’ni düzenledi; bu oyunu orada gördüm ve İstanbul’a getirmek için girişimde bulundum. Mariam’ın performansının tiyatro çevrelerinde geniş yankı bulacağından eminim.”
Projenin gerçekleşmesine Agos Toplum Sayfaları Editörü Baruyr Kuyumciyan da katkıda bulundu. Bu etkinliğin bir milat olacağını söyleyen Kuyumciyan, “Emre Erdem, bu fikri sunduğunda hiç düşünmeden kabul ettim. Konservatuarın henüz ilk yıllarında, ismini vermek istemediğim bir hocamız, ‘akhhh’ diyerek ve abartılı jestler yaparak, Osmanlı dönemindeki Ermeni tiyatrosuyla dalga geçmişti, sınıftaki varlığımı ve bakışlarımı fark ettiğinde ise bunu o dönemin tiyatrosu ile günümüz tiyatrosu arasındaki farkı anlatmak için yaptığını söylemişti. Bu söylediği bana inandırıcı gelmemişti, çünkü Ermeni tiyatrosu geçmişe hapsedilmek istenen bir tiyatroydu. O dönemde dondurulmuş durumdaydı ve onu tekrar gündeme getirmeyi pek kimse istemiyordu” diyor. Ermeni gençlerin yetenekli olsalar da oyuncu olma idealini taşımadıklarını söyleyen Kuyumciyan, ‘Marcel’in, Türkiye’deki Ermeni toplumunun tiyatro dünyasına da bir açılım getirebileceğini vurguluyor: “Dernek tiyatroları iyi niyetli ve keyifli oyunlar da sahneliyor ama Ermeni tiyatrosu bundan ibaret olmamalı. Mariam’ın oyunculuğunun bu açıdan yeni ufuklar açacağına inanıyorum.”
Devamı gelecek
Oyunun Şişli Kent Kültür Merkezi’nde sahnelenmesini sağlayan Şişli Belediyesi Başkan Yardımcısı Vazken Barın’ın yanı sıra, Aret ve Monik Ergan çifti de projeye destek verdi; Sona Menteşe ise etkinliğin Ermeni toplumuna ulaştırılması görevini üstlendi. Kuyumciyan, bu desteklerin uyuyan bir geleneği canlandıracağına inandığını ve bu girişimin başarılı olması durumunda, Ermenistan’dan bir de çocuk tiyatrosu getirmeyi planladıklarını açıklıyor. Atölye çalışmaları, ortak projeler ve panellerle iki ülke tiyatroları arasındaki ilişkinin sıcak tutulması hedefleniyor. ‘Marcel’, 15 ve 16 Ekim’de, saat 20.30’da Şişli Kent Kültür Merkezi’nde sahnelenecek. Biletler mybilet üzerinden temin edilebilir.
Yerevan Gençlik Tiyatrosu
Ermenistan Cumhuriyeti’nin ilk çocuk tiyatrosunun temellerini Dikran Şamirkhanyan attı. 29 Kasım 1929’da, günümüzde orduevi olarak kullanılan binada hizmete başlayan tiyatro, Smirnof’un ‘Patlama’ adlı oyununu sahneledi; 1940’ta Moskova’da yapılan Çocuk Oyunları Festivali’ne iki oyunla katıldı.
Oyuncularının bazılarını II. Dünya Savaşı’na kurban veren ve 1950’de, Haygaz Yeranosyan’ın önderliğinde perdelerini tekrar açan kumpanya, 1958’de ikinci kez Moskova Tiyatro Festivali’ne davet edildi ve büyük ödülü aldı.
Sovyet Rusyası’nda ‘Devlet Sanatçısı’ unvanı sahibi olan Hraçya Ğaplanyan’ın rejisörlüğünde en parlak günlerini yaşayan Yerevan Gençlik Tiyatrosu, repertuvarını hazırlarken, çocukların ve velilerin görüşlerini de dikkate alıyor. 1961 ve 1968 yıllarında Yerevan ve Bakü’de düzenlenen festivallerde birincilik elde eden kumpanyanın kuruluşunun 50. yılında, sanat yönetmenliğine Ermenistan Cumhuriyeti Halk Sanatçısı unvanı ve Devlet Nişanı sahibi Yervant Ğazancıyan geldi. Ğazancıyan, 1997 yılında bu görevi oğlu Hagop Ğazancıyan’a devretti.