‘Vize serbestisi’nin iç yüzü

İktisadi Kalkınma Vakfı Araştırma Müdürü Melih Özsöz ile, Türkiye’nin Avrupa’ya vizesiz girmeyle ilgili önündeki süreci konuştuk.

29 Kasım günü, tam 11 yıl aradan sonra, AB liderleri Türkiye ile bir araya geldi. Toplantının konusu Türkiye toprakları üzerinden Avrupa’ya geçen göçmenlerdi. Türkiye ve dünya medyasında ‘kirli pazarlık’ olarak geçen iki taraf arasındaki anlaşmaya göre, göçmenleri Avrupa’dan uzak tutması koşuluyla Türkiye vatandaşları Schengen Bölgesi’ne vizesiz geçiş hakkı kazanacak; hükümet ise 3 milyar Euro’luk bir AB kaynağına kavuşacak.

Türkiye’nin, vizesiz geçiş hakkı için yerine getirmesi gereken 72 şart bulunuyor ve bunların arasında en öne çıkan Geri Kabul Anlaşması’nın yürürlüğe girmesi için Haziran 2016 tarihi belirlendi bile. Gelişmelere göre, AB ülkeleri, Ekim ayında vize konusunda bir durum değerlendirmesi yapacak.  İktisadi Kalkınma Vakfı Araştırma Müdürü Melih Özsöz ile, Türkiye’nin Avrupa’ya vizesiz girmeyle ilgili önündeki süreci konuştuk. 

AB ile yapılan anlaşma sonucunda, gelecek bir tarihte Türkiye vatandaşlarına Schengen Bölgesi’ne vizesiz giriş imkânı tanınması tasarlanıyor. Peki, bu ‘vize serbestisi’ ne kadar serbest?

Aslında bu yeni bir mevzu değil. Aralık 2013’ten beri konuşulan bir konu. Pazar günkü zirveye kadar, zaten bir buçuk iki yıllık bir süreç geçmişti. Bu vize serbestisinin neyi içerdiğini anlamak için, bu kapsamdaki örneklere bakmak gerekiyor. AB’nin Bosna-Hersek, Arnavutluk ve Makedonya gibi Batı Balkan ülkeleriyle başlatıp tamamladığı bir süreçten bahsediyoruz. 180 günlük yapılacak turistik amaçlı seyahatlerde vizeden muafiyet sağlanıyor. Herhangi bir oturma izni veya çalışma izni söz konusu değil.  Bu zirve sonucunda da ilk defa Ekim 2016 gibi bir tarih verildi. 

Melih Özsöz

Anlaşmaya göre Türkiye’nin yerine getirmesi gereken tam 72 şart var ve bunun için de yaklaşık 10 aylık bir süre ön görülmüş. Bu süre yeterli olacak mı?

10 aylık bir süre öngörülüyor, ama bunun herhangi bir garantisi yok. Ayrıca, 72 maddelik yerine getirilmesi gereken kriterler var. Ekim 2014’teki değerlendirme raporunda Türkiye’nin bu 72 kriterden 60’ıyla ilgili ilerlemeler gösterdiği yazıyordu. İki seçimin ardından reform sürecinin yavaşlamasıyla beraber, herhangi bir ilerleme olmadı. Ekim ayında yayınlanması gereken ikinci değerlendirme raporu, Mart 2016’a ertelendi. Türkiye'nin bu tarihe kadar pek çok alanda ciddi çalışmalar yapması gerekiyor. 

Vize anlaşmalarının yapıldığı diğer ülkelere baktığımızda, o örneklerde ne kadar sürmüş bu sürecin tamamlanması? 

Daha önce anlaşma yapılan üç ülkeye yani Makedonya, Bosna-Hersek ve Arnavutluk’a baktığımızda ortalama 1,5-2 yıllık süreçler görüyoruz.

Türkiye de bu süreci kısa sürede tamamlayacak kapasiteye sahip. Tabii Makedonya ile Türkiye'nin sınır bakımından büyük farkları var. Türkiye, Avrupa'nın en uzun kara ve deniz sınırına sahip beşinci ülkesi. 

60 kriterde birtakım ilerlemeler sağlandığını söylediniz, geri kalan 12 kriter ne durumda? Burada Türkiye’yi zorlayacak maddeler neler?

Değerlendirme raporunda söylendiği gibi 60 kriterde ilerleme var derken, bu öyle önemli bir ilerleme anlamına gelmiyor. Orada belirtilen, Türkiye’nin söz konusu 60 maddeye ilişkin bir şeyler yaptığı. Yani kalan 12 maddede henüz hiçbir şey yapılmış değil. Burada da öne çıkan ‘çift yönlü kabul mekanizması’… Afganistan’dan çıkıp Türkiye’ye, oradan da en son İtalya'ya giden göçmen, İtalya'dan Türkiye geri gönderildiğinde, Türkiye’nin de o göçmenleri Afganistan’a göndermesi gerekiyor. Ama Türkiye'nin göçmen veren ülkelerle, yani kaynak ülkelerle geri kabul anlaşması yok. Mesela en büyük kaynak ülke olan Suriye ile Türkiye'nin antlaşması yok ki, zaten bu anlaşmanın siyasi gündem açısından imzalanması da söz konusu değil. AB, Suriyeli göçmenleri Türkiye'ye gönderdiği zaman, Türkiye onları Suriye'ye geri gönderemeyecek. 

Başlangıç olarak 3 milyar Euro’luk bir kaynaktan bahsediliyor. AB bu kaynağı ne amaçla Türkiye’ye aktarıyor?

3 milyar Euro'luk yardım, mali bir yardım olmanın ötesinde, insani bir yardım olarak yorumlanabilir. Türkiye’nin geri kabul anlaşması, vize serbestisi sürecine değil, Suriyeliler için harcaması gereken bir para bu.

Kategoriler

Güncel Türkiye Gündem



Yazar Hakkında