‘Katledilen çocukları geri getirebilecek misiniz?’

İnsan Hakları Derneği Diyarbakır Şubesi’nin hazırladığı “2015 Yılı Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi Çocuk Haklarına Yönelik İhlaller Raporu”na geçen yıl bölgede güvenlik güçlerinin hedefi olan 61 çocuk yaşamını yitirirken, 55 çocuk yaralandı. Toplumsal gösterilerde veya ev baskınları sonucu, 2015 yılı içerisinde 400 çocuk gözaltına alındı, 66 çocuk ise tutuklandı.

 "12.10.2015 tarihinde saat 08.00 civarında kızım Helin Hasret Şen (12 yaşında), evden fırına ekmek almak için çıktı. Evden yaklaşık 100 metre uzaklaşırken ondan 200-300 metre uzaklıkta bulunan polis panzerinden üç el ateş edildi. Bir kurşun sağ göz yanından girmiş ve olay yerinde hayatını kaybetmiştir. Durumu gören komşular kızımı yaralıyken almaya çalışıyorlar ancak onlara da ateş açılıyor. Kızım bu şekilde 2 saatte yakın orada kalıyor. Daha sonradan ambulans olay yerine geliyor ve kızımı hastaneye, oradan da morga götürüyorlar. Polisin ateş ettiğini birçok komşum tarafından görülmüştür. Ben daha sonra isimlerini bildireceğim. Kızım vurulduğu an hastaneye kaldırılmış olsaydı belki kurtarılabilirdi. Ancak buna izin verilmedi. Kızım hayatını kaybettikten sonra hiçbir devlet yetkilisi bizimle irtibata geçmediği gibi herhangi bir açıklamada dahi bulunmamışlardır. Kızımı vuran polislerden, sorumlulardan şikâyetçiyim. Hepsinin tespit edilerek yargılanmalarını ve cezalandırılmalarını istiyorum. Konu ile ilgili gerek cezai, gerek idari ve gerekse hukuksal tüm konulardan sizden yardım talep ediyorum.” 12 yaşındaki Helin Hasret Şen’in babası Ekrem Şen, 19 Ekim 2015 tarihinde İHD Diyarbakır Şubesi’ne başvuru yapan çocuğunu 2015 yılında yargısız infazla kaybeden 61 babadan sadece biri. Diyarbakır İnsan Hakları Derneği’nin “2015 Yılı Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi Çocuk Haklarına Yönelik İhlaller Raporu”nda Helin’in hikayesine benzer onlarca hikaye daha var. 

12 yaşında öldürülen Helin Şen. 

Ölü çocuklar ülkesi

Diyarbakır İHD’nin bugün açıkladığı “2015 Yılı Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi Çocuk Haklarına Yönelik İhlaller Raporu”na göre, çocuklara yönelik hak ihlalleri hiçbir dönemde görülmediği kadar artış göstererek devam ediyor. Raporda “Başta yaşam hakkı,  barınma, sağlık, eğitim, sosyal ve kültürel haklar gibi ulusal ve uluslararası mevzuatlarla korunan temel çocuk hakları yoğun bir şekilde ihlal edilmiştir” denildi.

400 çocuk gözaltına alındı

Rapora göre, silah kullanma yetkisinin ihlali, dur ihtarı ve sokağa çıkma yasakları sırasında 2015 yılında bölgede, güvenlik güçlerinin hedefi olan 61 çocuk yaşamını yitirirken, 55 çocuk ise yaralandı veya kalıcı fiziksel tahribatlarla yaşamlarını sürdürmek zorunda kaldı. Yine toplumsal gösterilerde veya ev baskınları sonucu, 2015 yılı içerisinde 400 çocuk gözaltına alındı, 66 çocuk ise tutuklandı. Sokağa çıkma yasakları sırasında ve toplumsal olaylarda gözaltına alınan çocuklara yönelik, “akıl ve mantığı zorlayan işkence ve kötü muamele” uygulamalarına rastlandığının altı çizilen raporda, “5 çocuk gözaltında işkenceye maruz kalırken, 13 çocuk ise gözaltı yerleri dışında veya sokakta şiddet mağduru oldu. Çatışmalı ortamdan etkilenme sonucu, resmi hata ve ihmal sonucu, faili meçhul saldırı, mayın ve sahipsiz bırakılan patlayıcılar sonucu, sınır hatlarında vurulanlar ve kuşkulu çocuk ölümlerinde ise 2015 yılında 16 çocuk yaşamını yitirdi, 27 çocuk ise yaralandı” denildi.

Üç aylık Muhammed, altı aylık Miray

“Özellikle sokağa çıkma yasakları sırasında çocuklara yönelik gerçekleşen yaşam hakkı ihlallerini yanı sıra katledilen çocuklara yönelik reva görülen muameleler ise dünyanın hiçbir yerinde görülmemiş insanlık ve savaş suçları niteliğindedir” denilen raporda şunlar kaydedildi: “13 yaşındaki Cemile’nin günlerce cenazesinin derin dondurucuda bekletilmesinin, yine 15 yaşındaki Bünyamin’in vurulduktan sonra yaralı olduğu halde infaz edilmesi, ardından da cenazesinin bir cami avlusunda günlerce bekletilmesinin bir açıklaması olamaz. 3 aylık Muhammed bebek, 6 aylık Miray bebek, Baran, Mehmet Mete, Yusuf, Doğan, Adem, İbrahim, Lütfü, Serhat, Hüseyin, Şiyar, Çekvar, Rozerin ve daha onlarca çocuk katledilmiş ve aynı akıbete maruz bırakılmıştır. Dünyanın hiçbir yerinde çocuk katletmenin hiçbir izahı olamaz. Çünkü çocuklara yönelik katliamlar ve bu uygulamalar birer vahşettir!” Raporda ayrıca sokağa çıkma yasaklarının ilanıyla kentlerde çocukların eğitim hayatlarında da tahribat yarattığı vurgulanarak Cizre, Nusaybin, Silopi, Silvan ve Sur’da onbinlerce çocuğun ‘2015-2016 Eğitim ve Öğretim Yılı’ndan mahrum bırakıldığının altı çizildi. Raporda, “Cizre’de öğretmenlerin ilçeyi terk etmeleri istenen ve öğrencileri öğretmensiz bırakan uygulama ise tam bir skandal. Bunu yanı sıra, hiçbir şey olmamış gibi, hızlandırılmış eğitim planlamaları ile bu sürecin telafisini yapabileceğini söyleyen hükümet yetkililerine sormak istiyoruz: Katledilen çocukları da geri getirebilecek misiniz?” diye soruldu.

19 çocuk intihar etti

Raporda 2015 yılında başta Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevinde olmak üzere bölge cezaevlerinde, çocukların işkence ve kötü muamele, sağlık sorunları, sosyal etkinliklerden mahrum bırakılma, psikolog desteğinden yoksun bırakılma gibi pek çok ihlali yaşadığı ve çocukların büyük bir kısmının işkenceyle gözaltına alındığı ve fiziksel şiddete maruz kaldığı belirtildi. Ayrıca, raporda 2015 yılında, aile içinde ve toplumsal yaşamda da çocuklara yönelik şiddetin devam ettiği ifade edildi. İHD yetkilileri, “2015 yılında 19 çocuk intihar ederken, 2 çocuk ise teşebbüste bulunmuştur. 7’si aile içi şiddet olmak üzere 11 çocuk katledilmiş, aynı şiddet sonucu 8 çocuk yaralanmıştır. 8 çocuk ise, toplumsal alanda cinsel istismara maruz kalmıştır. Çocukların yaşam hakkını savunmak ve çocuklara yönelik hak ihlalleri ile mücadele etmek, en temel ve insani sorumluluktur. Bu temelde biz insan hakları savunucuları olarak, tüm toplumsal kesimleri çocuklarımızın her alanda maruz kaldığı şiddete karşı duyarlı olmaya ve demokratik tepkilerini göstermeye çağırıyoruz” dedi. 

‘Oğlumu devlet Sur’da 3 kurşunla öldürdü’

21 Aralık 2015 tarihinde İHD Diyarbakır Şubesine başvuru yapan Çekvar Çubuk’un babası Hüseyin Çubuk’un beyanı:

“Benim oğlum, Çekvar Çubuk, 27.11.2015 cuma günü saat 12.30 civarında okuldan gözaltına alındı. Emniyette oğlumun okuldan yapılan şikâyet ve oğlumun bombacı olduğunu söylemeleri üzerine tutuklandığını söylediler. Aynı gün oğlumun olayla bir ilgisi olmadığı için serbest bıraktılar. Cumartesi- Pazar evdeydi. Pazartesi okula gitti. Salı günü de okula gitmek için evden çıktı ve bir daha eve dönmedi. Ertesi gün sabaha kadar aradık bulamadık. Çarşamba akşamı Med Nuçe TV’de gördüm. Araştırma hastanesindeydi. Savcının izni olmadan oğlumu morgdan alamadım. Savcı güvenlik olmadığı gerekçesiyle Perşembe sabah saat 9’da geldi. Oğlumu teşhis ettim. Oğlumu Yeniköy mezarlığına defnettim. Oğlumu devlet Sur’da 3 kurşunla öldürdü. Orada barış anneleri onu görmüş. Hastaneye kaldırmak istemişler, polis engelleyip tehdit etmiş. Oğlum 5 saat yerde kaldı. Resmen oğlumun ölmesini beklemişler. Oğlumun otopsi raporu vardır. Babası olarak oğlumun haksız yere öldüren devlet güvenil memurlarından şikâyetçi ve davacıyım. Oğlumun yaşam hakkı ihlal edildi.”



Yazar Hakkında