Lezzet, moda ve sanat aynı sokakta

Şişhane ile Galata arasındaki Müellif Sokak’ı ‘Kameleon’ adlı projesiyle yeniden canlandıran Hacer Sayman, bu yeni girişimle ilgili heyecanını paylaştı.

Her şehir gibi İstanbul’un da, geçmeye çekindiğiniz, izbe sokakları vardır. Şişhane’yi Galata’ya bağlayan Müellif Sokak, tam da bu sebeple yalnızlığa mahkûm edilmişken, şimdilerde Hacer Sayman’ın ‘Kameleon’unun etkisiyle renk değiştiriyor. ‘Kameleon’ modern ve genç tasarımcıların ürünlerini sergileyen bir ‘konsept dükkân’, mini kafe ve sanat galerisini barındırıyor. 20 yıl boyunca Artrium isimli antika dükkânı ve farklı girişimleriyle, âşık olduğu Tünel Geçidi’ne hayat veren Sayman, “hayatımın üçüncü dilimi” olarak adlandırdığı bu yıllarda, İstanbul’a bir sokağı daha yeniden kazandırdı.

“Şimdiye kadar antikayla boğuştum, günde bin kişinin geldiği bir lokanta işlettim. Bunlar, hep hayatın beni sürüklediği işlerdi. 2003 yılında dükkânımı açtığımda, Tünel Geçidi de burası gibi, insanların geçmediği bir sokaktı. ‘Viyana’nın, Paris’in tarihi ve canlı sokakları neden burada da olması’n diye düşündüm. Bu sorunun cevabını, Tünel’de geçirdiğim 20 yıl içinde öğrendim sanırım. Aslında çok basitti: İyi şeyler yaptığınızda düşmanınız çok olur. Ancak içimdeki düzeltme merakı beni tekrar buraya getirdi. Artık renk ve kılık değiştirmek istiyordum, bu yüzden ‘Kameleon’ ismiyle yola çıktık.”

Sokaklar artık eskisi gibi değil

Felemenkçe bukalemun demek olan ‘Kameleon’, değişimi ve adaptasyonu vurguluyor. Sayman’ın ilk adımlarını attığı bu oluşum, geniş bir antika koleksiyonu barındıran Artrium ile gelenekselliği korurken, genç tasarımcıların ürünlerini bir araya getiren Crea ile modanın çağdaş ruhunu sokağa taşıyor. İstanbul Grafik Sanatlar Müzesi’nin seçkin koleksiyonunun sergilendiği ‘Kameleon&IMOGA’ adlı galeriyle sanatı da buranın bir parçası haline getiren Sayman, projesini, 12 Mayıs Perşembe günü kapılarını açan ‘BAK-KAL’ ile tamamladı. Kendini “Galata’nın köstebeği” olarak tanımlayan Sayman, girişimlerinin geleneksel yönünü korumaya özen gösterdiğini vurguluyor.

“Bu sokakta, artık iş yapamayan bir ankesörlü telefon tamircisi ve bir de marangoz atölyesi vardı. Bu dükkânları teker teker kiralayarak başladım işe. Zamanla yolları çiçeklendirdik, insanların geçmeye korktuğu bu sokağı canlandırdık. Ama artık eskisi gibi değil burası. Ülkede yaşanan olayların, patlayan bombaların da bundaki etkisi büyük. Bir yanda sanat galerisi ve antikacı, bir yanda da mini kafe açarak Pera’yı yaşatmak istedik.”

Burada söze, mekânı aynı zamanda bir lezzet durağı haline getiren genç girişimci Aylin Tümer giriyor: “BAK-KAL’da özel lezzetlere ve tasarım pastalara yer vermek, özgün mekânlarda özel konseptli yemek davetleri düzenlemek istiyoruz. Modern kahveciliği hayata geçirirken geleneğimizi unutmuyor, çay ocağımızda demli çayımızı eksik etmiyoruz.”

Tüm bu değişimin öncülüğünü üstlenen, müdavimlerinin son dönemlerde yaşananlardan sonra sırt çevirdiği Beyoğlu’na yeniden ısınmasını sağlayacak adımlar atan Hacer Sayman, Kameleon’u, Nina Simone’un ‘Feeling Good’ adlı şarkısından yola çıkarak özetliyor: “Yeni bir şafak, yeni bir gün, yeni bir hayat...”

Kategoriler

Güncel Yaşam



Yazar Hakkında