BERCUHİ BERBERYAN

Bercuhi Berberyan

KAPLUMBAĞA

Yılan hikâyesi ve kel başa şimşir tarak

Birkaç ay önce yayımlanan, ‘Teknolojik tuzaklar’ başlıklı yazımda, evimin tam karşısına bir gecede dikilen baz istasyonundan yakınmıştım. Resmen yılan hikâyesine döndü bu mesele. Tabii, tek yakınan ben değildim; komşular, civar esnafı falan, telaşlandık, hemen imzalar toplandı ve gerekli başvurular yapıldı. Eh, Şişli’de oturduğumuza göre, nereye? Şişli Belediyesi’ne. Bu konuda hiçbir bilgileri olmadığı cevabını alınca ne yapacağımızı şaşırdık. İnsanımızı bilirsiniz, karar yetkisi olan kimi üst kurumlar, halkın onaylamadığı bir uygulama yapar, yakınmalar, itirazlar olur, sonra hafiften kanıksanır ya da sineye çekilip boyun eğilir. Canım devletim de huyumuzu suyumuzu iyi bildiğinden, halkın hiçbir isteğini iplemeden kafasına koyduğunu yapar, daima. Bazı kurumlar da kimi itirazları, sırtını bu genel psikolojiye dayayarak değerlendirir, yani “he” der geçer.

Ama bu kez itiraz başvurularımız pek kulak arkası edilmemiş ve ilgili kurumlara iletilmiş. Zaten geçen gün yolda rastladığım sevgili Vazken Barın “Yahu, ne oldu sizin baz istasyonu meseleniz?” diye sormuş, bu konunun Yol Yapım Müdürlüğü’nü ilgilendirdiğini söylemiş ve bir daha göz atmayı vadetmişti. Derken efendim, dün sabah kapımız çalındı ve Fen İşleri Müdürlüğü görevlisi bir genç, hem yukarıda adı geçen kurumdan, hem de daha sonra başvurulan Elektronik Sistemler Müdürlüğü’nden gelen cevapları içeren ve iligililere bildirilmesi önerilen iki resmi kâğıt getirdi. Yöneticimiz evde yoktu, kâğıtlar bana geldi, konuya böyle vâkıf oldum.

Şimdi buraya kadar okuyunca işimiz halloldu sandınız belki de, değil mi? Ne gezeeer... Kolay mı öyle, hemen “pardon” deyip çözüm getirmek? Geçen yazımı şu sözlerle bitirmişim: “Gürültülü bir caddenin köşesinde oturmaya, evimi sevmem bir yana, karşımdaki yüzyıllık ağaçlar yüzünden katlanıyorum bunca yıldır. Onların dibinde dört adet çöp ayrıştırma konteynırı, iki adet telefonla falan ilgili olduğunu sandığım sevimsiz kutu ve bu çirkin manzaraya ilaveten bir de baz ucubesi var şimdi. Hainsiniz. Ama pes etmeyeceğim. İsimlerinizi bulup sizi rezil edeceğim.” Buyurunuz, o hainler: Avea ve Bedaş. Özellikle Bedaş yüzünden, tüm teknolojik, elektronik uygulamalar ‘kel başa şimşir tarak’ haline geliyor şehrimizde. Zira her Allah’ın günü mutlaka bir ara elektrik kesiliyor. Ne oluyor? Hiçbiri olmadan yaşayamayacağımız tüm aletler iflas ediyor.

Örnek vereyim. Geçen hafta bir gün bizim bölgede elektriğin bir fazı gitti. Geç fark ettik, çünkü ışıklar yanıyordu; bazı aletler, mesela benim buzdolabım, apartmanın hidroforu ve asansörü çalışmıyordu. Sözde onarıma giriştiler, bu kez hepsi gitti. Filme ilaveten mahalledeki alarmlar çıldırdı ve bir avaz çalmaya başladılar. Bu arada onarım için elektrikleri keserken genel sigortayı attırmışlar ve metrelerce yanlış yeri kazmışlar. Eh, bir de vasıfsız işçi sorunumuz var ya, olayın tümü dokuz saat sürdü. Buzdolabımdaki herşeyin erimesini saymıyorum, hidrofor motorumuz yandı, dört gün susuz kaldık ve yeni motor aldık. Masrafı Bedaş’a gönderebilir miyiz? Ya da yapılan zamlar azalır mı? Bir dolu para veriyoruz, bir dolu. Gelelim Avea’ya; senin telefonlarının iyi çekmesi, şarjlar bittiğinde neye yarar elektrik olmazsa?

Şimdi size Fen İşleri Müdürlüğü tarafından bize iletilen ve bence “Bizden bu kadar” demeye gelen cevapları aynen yazıyorum.

İlki 4 Nisan tarihli. “Söz konusu şikâyet üzerine Şişli İlçesi (...) de yaptığımız incelemede şikâyet konusu baz istasyonunun Avea İletişim Hizmetleri AŞ.’ye ait olduğu ve Bedaş sokak aydınlatma direğine montaj edildiği tespit edilmiştir. Avea yetkilileri ile yaptığımız şifai (imla hataları onlara ait) görüşmede ekte sunulan sözleşmede de görüleceği üzere (demek ki bir resmi sözleşme var) bahse konu yere baz istasyonu konulması konusunda Boğaziçi Elektrik Dağıtım AŞ. Genel Müdürlüğü ile sözleşme yaptıklarını ibraz etmişlerdir. Konunun müdürlüğünüzce değerlendirilerek ilgilisinin (yani bizim) bilgilendirilmesi hususunda bilgilerinizi ve gereğini arz ederim. İmza: Mahir Alkış - Yol Bakım ve Onarım Müdürü.”

Sonra sanırım o yazıyla birlikte, Bedaş’a başvurulmuş, 12 Mayıs’ta gelen cevap: “İlgi (a) yazı ile Şişli İlçesi (..) de kurulu baz istasyonunun tetkik edilerek bilgi verilmesi, İlgi (b) yazıda ise söz konusu istasyonun Avea İletişim Hizmetleri AŞ. arasında yapılan sözleşme ile aydınlatma direğine kurulduğunun tespit edildiği belirtilerek konunun değerlendirilmesi istenilmiştir. Söz konusu lokasyonda Müdürlüğümüzce verilmiş herhangi bir izin bulunmamaktadır. Bilgilerinize arz ederim. İmza: Vedat Yurt - Elektronik Sistemler Müdürü.”

Buyurun bakalım. Oysa direği o ucubeyle birlikte diktiler. Yorum sizin. Eh, madem sorumlusu yok, biz de kırıp dökelim o zaman.