Erik Satie’yi nasıl bilirdiniz?

Müzik kitapları basmak üzere Mart ayında yayın hayatına başlayan Kara Plak; Richard Skinner’in, Fransız besteci Erik Satie’nin yaşamına odaklanan ve bir tür biyografi denemesi olan ‘Kadife Bey’i yayımladı.

Sahi, 59 yıllık yaşamından geriye onlarca beste ve anı bırakmış Fransız müzisyen, piyanist Erik Satie’yi nasıl bilirdiniz? İçinizi ısıtan bestelerin yazarı mıydı o sizin için, yoksa tam olarak adlandıramadığınız buruklukları yaşatan melodilerin yaratıcısı mı? Coşkulu anlarınıza bir ‘Gymnopedie’, hüzünlü zamanlarınıza ‘Gnossiene’ eşlik eder mi? Henüz bunlara verecek cevabınız yoksa da, 19. yüzyılın sonuna 20. yüzyılınsa ilk çeyreğine yetişmiş bu sıra dışı müzisyenle tanışmaya hazır mısınız?

Kendini müzik kitaplarına adamış, çiçeği burnunda yayınevi Kara Plak tarafından, Yusuf Eradam’ın çevirisiyle Türkçeye kazandırılan, Richard Skinner’ın 2014 tarihli kitabı ‘Kadife Bey’ (The Velvet Gentlemen), alternatif bir biyografi denemesi. 1866’da Honfleur’da doğan ve 1 Temmuz 1925’te Paris’te yaşama veda eden Satie, kitabın kurgusu içerisinde bugüne kadar anlatılandan farklı bir ‘öteki dünya’da, bir tür arafta bulur kendini. Öleli henüz bir gün olmuştur ve ondan, ebediyete giderken yanında götüreceği tek bir anı seçmesi istenir. Bu anı, Satie’nin gözleri kadar gri bir atmosferle kaplı, istasyon benzeri tesiste bulunan görevliler tarafından, sınırlı olanaklarla donatılmış bir film stüdyosunda yeniden canlandırılacaktır. Üstelik müzisyen, bu istasyonda yalnız değildir. Kendisine tanınan bir haftalık sürede hem yaşamını gözden geçirmeye hem de biricik anısını seçmeye çalışan diğer ölülerle konuşmaya, anlatmaya ve hatırlamaya başlar.

Koca hayat, tek bir anı

Skinner’ın kitabı, kurmaca bir olay örgüsü içerse de, gerçek biyografik ayrıntılar üzerine kurgulanmış. Yazar, Ornella Volta’nın besteciye ait mektupları ve yazıları derlediği ‘Mektuplarındaki Satie’ (Satie Seen Through His Letters) ile ‘Bir Memelinin Not Defteri’ (A Mammal’s Notebook) ve Robert Orledge’in ‘Satie’yi Hatırlamak’ (Satie Remembered) kitaplarından çokça yardım almış. Diğer taraftan, ‘Kadife Bey’in konusu, size bir filmi hatırlatabilir. Genellikle kitaplar filmleştirilirken, bu kez yazar ilhamını ve ana fikrini, Japon yönetmen Hirokazu Koreeda’nın 1998 yapımı ‘Yaşamdan Sonra’ (Wandafuru Raifu) filminden almış. Filmi izlemenizi tavsiye ederken, bunu, kitabı okumadan önce ya da sonra yapmanızın, iki yapıttan da alacağınız zevki baltalamayacağını belirtelim.

Müzik çalarınızı yanınızda bulundurun

Satie’nin gizemli yaşamı ve kişiliğine dair halihazırda anlatılar üzerine kendi çıkarımlarını ve hayal gücünü ekleyen yazar; okuru, müzisyenin en mahrem anlarına, kimselerle paylaşmadığı düşüncelerine, aşkına, dostluklarına, dargınlıklarına, kendisiyle gurur duyduğu ya da hayal kırıklığına uğradığı olaylara götürüyor. Ölümsüz bestelerinin yaradılışı ya da bir gösterinin hazırlanışı esnasında, onun zihninin kıvrımlarında, parmaklarının ucunda gezinmemizi sağlıyor. Hatta, senelerce kimseyi sokmadığı Arcueil’e Paris’teki odasına davet ediyor. Bu esnada kitaba sürpriz konuklar da giriyor: Satie’nin 30 yıllık arkadaşı, besteci Claude Debussy, işbirliklerinde bulunduğu Pablo Picasso, Man Ray, Jean Cocteau...

‘Kadife Bey’i okurken, müzik çalarınızı her daim yanınızda bulundurmanız şiddetle tavsiye edilir. Çünkü Skinner’ın satırları aracılığıyla türlü tuhaflıkları, aynı zamanda baş edemediği bir dehası olan Satie’nin zihninde, anılarında çıktığınız yolculuğa; dahası, kitabı okurken bir türlü engel olamadığınız, “Ben olsam hangi anımı seçerdim” sorusu etrafında şekillenen düşüncelerinize, en iyi müzisyenin melodileri eşlik eder.

Kitaptan

“Bazen düşünüyorum da yaşayayım diye karşıma çıkarılan dramların hepsinden geçmeye zamanım olmadı. Büyük aşklar, fantastik törenler, aşırı coşkulu intikamlar, bunların hepsi benim kapımı çaldı çalmasına ama ben evde yoktum. Benim şiirsel esrikliğim, yavaş yavaş olaysız bir hayat oldu. Bu yüzden işte, anımı bu doğrultuda seçtim. Herhangi biriyle ilgili değil, ama yine de benim için her şeyin başlangıcı. Onunla bir aynadan geri geri yürüyerek geçtim ve artık hiçbir şey aynı değildi.”





Yazar Hakkında