HRW: Hükümet Cizre için bağımsız soruşturmayı engelliyor

İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch / HRW) bugün yapılan açıklamada, hükümetin Güneydoğuda sivil halka karşı yapılan kitlesel hak ihlallerinin bağımsız ve tarafsız bir şekilde soruşturulmasının engellendiğini belirtti.

HRW bugün yapılan açıklamada, Birleşmiş Milletler’in (BM) Cizre'deki hak ihlallerini araştırma talebine izin verilmesi gerektiğini belirtti; hak ihlalleriyle ilgili faillerin yargılanmasını engelleyen ‘Terörle Mücadele Yasası’nın iptal edilmesi gerektiği vurgulandı. 

Açıklamada, sivillere yönelik kanunsuz öldürmeler, sivillerin kitlesel olarak zorla yerinden edilmesi ve özel mülke yönelik yaygın ve hukuksuz tahribat gibi ihlal iddialarına yer verilirken, “hükümetin bir an önce Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği'nin bölgeye girmesine ve konuyu kendi standartları çerçevesinde araştırmasına hemen izin vermelidir ” ifadeleri yer aldı.

HRW Türkiye raportörü Emma Sinclair-Webb, Hükümetin Güneydoğuda birçok bölgeyi fiilen abluka altına almış olmasının bir şeylerin örtbas edilmeye çalışıldığına ilişkin şüpheleri arttırdığını söyleyerek,"Türkiye hükümeti Birleşmiş Milletler'in ve sivil toplum gruplarının orada olup bitenleri belgelendirmek amacıyla bölgeye girmesine hemen izin vermelidir” dedi.

HRW’nin görüşme talebine cevap yok

Ağustos 2015’den bu yana yürütülen operasyonlarda, 22 kent ve mahallede, gece gündüz devam eden çatışmalardan dolayı 355 binden fazla insanın Türkiye'nin başka bölgelerine gitmek zorunda bırakıldığına dikkat çekilerek, “İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün mağdur aileleriyle ve ölümlere tanıklık etmiş kişilerle görüşmesi, nisan ayında polis tarafından engellendi. Ardından Cizre Kaymakamı ise Cizre'deki olayları ve araştırma bulgularını kendisiyle görüşmek ve tartışmak amacıyla kendisinden randevu isteyen İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün bu taleplerini yanıtsız bıraktı” ifadelerini kullandı.

Engellemeler örtbas şüphesini arttırıyor

Raporu hazırlayan Sinclair-Webb, Terör Mücadele Yasası ve cezasızlık sürecine de değindi, “kaygıları artıran bir diğer husus da 23 Haziran 2016 tarihinde Meclis'ten geçen ve terörle mücadele operasyonları sırasında suç işlediği iddia edilen askerlerin ve devlet görevlilerinin soruşturulmasını veya yargılanmasını, zan altındaki görevlinin rütbesine bağlı olarak yerel idari amirin veya başbakanlığın ön iznine tabi kılan yeni yasadır” dedi.

Yargısız infaz kaygısı

Şubat ayının ilk günlerinde, Cizre'deki güvenlik operasyonları sırasında, Cudi ve Sur mahallelerindeki bodrumlarda mahsur kalmış 130 civarındaki kişinin ölümünün de tam olarak soruşturulması gerektiğini söyleyen Sinclair-Webb, “Bugüne kadar ortaya çıkan deliller, ölümlerin yargısız infaz ve hatta cinayete varan kanunsuz öldürmelerden kaynaklanmış olabileceğine işaret ediyor. İnsan Hakları İzleme Örgütü, BM veri toplama heyetine izin verilmesi durumunda, işlenmiş olması muhtemel bu suçların araştırılmasına, bunların vahameti nedeniyle, öncelik verilmesi gerekiyor. Güvenlik güçlerinin ve silahlı grupların yaptıkları iddia edilen hak ihlallerinin, savcılar tarafından etkin ve kapsamlı bir şekilde araştırılması lazım, ayrıca bu suçları işleyen personelin cezasız kalmasına olanak verecek yasal veya yasadışı herhangi bir önlem de alınmamalıdır” diye konuştu.

STK’lar bölgeye giremiyor

Öldürüldüğü belirlenen 66 sivilden aralarında üç aylık bir bebek ile 13 ve 11 yaşlarında iki çocuğun da bulunduğu sekizinin ayrıntılı bir şekilde belgelendirildiğini söyleyen Sinclair-Webb, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın STK’ların inceleme raporlarını hedef göstermesinden sonra STK’lara yönelik engellemelerin arttığının da altını çizdi. HRW Türkiye raportörü,  “bu ölümlerin gerçekleştiği koşulların, yerlerin ve tanık ifadelerinin tamamı, güvenlik güçlerinin bu sivilleri aktif çatışma bağlamı dışında öldürdüğüne işaret ediyor. Cumhurbaşkanının konuşmasından sonra polis ve yerel yetkililer, birçok yerel grubun Cizre'deki faaliyetlerini engelledi. Mayıs ayında uluslararası bir sivil toplum örgütü olan ‘İnsan Hakları için Doktorlar’dan bir heyetin kente girişine izin verilmedi. Haziran ayında ise Uluslararası Af Örgütü'nün araştırmacılarının şehre girmesine izin verilmedi” şeklinde konuştu.

26 kişiyle derinlemesine mülakat yapıldı 

Mart ve Nisan aylarında İnsan Hakları İzleme Örgütü'nden bir araştırmacı Cizre'ye giderek insan hakları ihlallerinin tanıkları, mağdurları, belediye çalışanları, belediye meclisi üyeleri, Şırnak Barosu üyeleri ve sivil toplum gruplarıyla görüştü. İnsan Hakları İzleme Örgütü 26 kişiyle derinlemesine mülakatlar yaptı ve onlarca başka insanla da konuştu. Mülakatların büyük çoğunluğu Türkçe, bir kaç tanesi ise bir çevirmen aracılığıyla Kürtçe yapıldı. Nisan ayındaki ziyarette araştırmacının daha fazla mülakat yapması Terörle Mücadele Şubesi memurları tarafından, Cizre'de başka ailelerle görüşmek için kaymakamlık izni gerektiği söylenerek engellendi. Bu şekilde bir izin alma gerekliliğinin herhangi bir hukuki zemini bulunmaktadır. İnsan Hakları İzleme Örgütü, Cizre savcısıyla araştırma bulgularını tartışmak ve ihlal iddialarının tam ve eksiksiz olarak soruşturulması gerektiğini vurgulamak amacıyla Nisan ayında görüştü. İnsan Hakları İzleme Örgütü, araştırma bulgularını paylaşmak ve yetkililerin de görüşlerini raporuna dahil etmek amacıyla Haziran ayında Cizre Kaymakamından randevu talep etti, ancak randevu talebine bir yanıt almadı.

Açıklamanın tamamını okumak için tıklayın. 

Kategoriler

Güncel İnsan Hakları



Yazar Hakkında