Pakrat Estukyan’a büyük onur

Agos Ermenice sayfaları editörü ve yazarı Pakrat Estukyan, Ermenistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Ödülü’ne layık görüldü. Estukyan’a ödülünü Cumhurbaşkanı Sarkisyan ve Jan Boğosyan verdi.

Bağramyan Sokağı 26 numaradaki Cumhurbaşkanlığı Konutu’nda 26 Mayıs Cuma günü Ermenistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı ödüllerinin dağıtım töreni yapıldı. Bir dizi dalda ciddi katkılar sunanlara verilen ödül ve beratlar Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan ve ‘Rober Boğosyan ve Evlatları Vakfı’ temsilcisi Jan Boğosyan tarafından dağıtıldı. Ödüllerin belirlenmesinde ilgili komisyonların kararları esas alındı. Serj Sarkisyan yaptığı konuşmada ödül alanları kutlayarak başarılarının devamını diledi.

‘Yaratıcı fikirler’ 

Sarkisyan törende yaptığı konuşmada şunları söyledi:

“Emeğimizin takdir edilmesi sebebi ile gerçekleşen bu buluşmadan ötürü son derece mutluyum. Bu çalışmamızda yıllardan beri Boğosyan Ailesi’nin değerli katkılarını yaşıyoruz. Sözlerimin başlangıcında hepiniz adına onları şükran duygularımı ifade etmek istiyorum.

Yaratıcı çalışmalar yıllara dayanan ısrarlı çabalar gerektirirler. Bilginin, bilimin ve deneyimin sentezi asla sonuçsuz kalmaz. Yaratıcı fikirler bu temeller üzerine yükselir. Anlık her ışıltılı buluşun ardında uzun yılların emeği yatmaktadır. Şu anda ödüle layık görülen her şahsın gerçeği aramaya, yanlışları ortaya çıkarmaya yönelik kişisel bir hikâyesi olduğuna eminim. Bu ödül özellikle gençlerimiz için onların başarı tarihi için ilk sayfasını oluştursun böylece daha sonra geleceklere ve onların uluslararası tanınırlığı gecikmesin. Sayın ödül alanlar, sözlerimi bitirirken sizi bir kez daha kutlar, halkımız ve insanlık için yaratıcı çabalarınızın yeni sonuçlar vermesini dilerim.” 

Kieser’e ödül

Ermenistan Cumhurbaşkanı’nın beratlarıyla Ermeni Soykırımı’nın tanınması için önemli çaba sarf edenlere verilen 2016 yılı ödülü bu konuyu Agos Gazetesi’nde sürekli olarak gündemde tutan Türkiye’den Pakrat Estukyan’a ve Ermeni Soykırımı tarihinin incelenmesinde değerli emeği bulunan İsviçre’den Hans Lukas Kieser’e verildi. 

Diğer alanlarda ödül alanlar ise şöyle sıralandı. Teknik bilgiler ve iletişim teknolojileri alanında Kevork Bağdasaryan ve Mari Migilyan ‘İletken Unsurlarda Manyetik Etkileşim’ başlıklı çalışmalarından ötürü ödüllendirildiler. Edebiyat alanında Gugas Sirunyan ‘Kapıyı Açın Ben Geldim’ adlı şiir kitabı ile, sanat alanında Rima Manyan ‘Belirsiz Somutlamalar’ adlı grafik çalışması ile, Levon Boğosyan ‘Eski Tanrılar’ adlı yontu serisi ile Armen Sarkisyan ‘Okunmamış Kitaplara Karşı’ ve Aram Mamigonyan ‘Ağır Su’ isimli şiir kitapları ile ödüle layık bulundular.

Klasik müzik alanında Ermenistan Cumhurbaşkanı adına gençlik ödülleri ise vokal alanda Sarkis Bajbeyuk Melikyan ve Mariana Mardirosyan’a verildi. Her iki sanatçı da ödüllerini aldıktan sonra salondakileri seslendirdikleri olağanüstü parçalar ile selamladılar. Sarkis Bajbeyuk Melikyan Gomidas Vartabed’in ‘Hayastan’ şarkısını seslendirirken, Mariana Mardirosyan Krikor Naregatsi’ye ait onuncu yüzyıldan kalma ‘Havig mi Bayzar’ adlı ilahiyi seslendirdi. Enstrümantal müzikte ise başarılı icralarıyla piyanist Roman Namalyan ve klarnetist Arsen Zakaryan ödüle layık görüldüler.

Ermenistan Cumhuriyeti’nde verilen bütün ödüller arasında en üst derecede kabul edilen Cumhurbaşkanlığı Devlet Nişanı 2001 yılında ihdas edildi. O tarihten bu yana 348 aydın, sanatçı ve bilim insanına verildi.

Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan, 28 Mayıs Cumhuriyet Bayramı münasebetiyle bu Jamanak Gazetesi editörü Ara Koçunyan’a da ünlü Ermeni Tarihçi Movses Horenatsi’ye adanan madalyayı verdi. 

‘Vicdan borcumu ödüyorum’

Ermenice sayfalarımızın editörü ve Agos yazarı Pakrat Estukyan Ermenistan Cumhurbaşkanlığı ödülünü aldıktan sonra bir konuşma yaptı. O konuşmayı paylaşıyoruz:

Sayın Cumhurbaşkanı, saygıdeğer konuklar;

Yaşamımın eşsiz bir anındayım. Tüm geçmişimle yüzleşmekten kaynaklanan bir heyecanla doluyum. İki yıl önce Ermeni Kilisesi halkımızın bir buçuk milyon günahsız kurbanlarını azizler mertebesinde tanımladı. Kilise böylece her birimiz adına bir vicdan borcu ödemiş oldu. 

An itibariyle sizin layık gördüğünüz madalya ile ben de yaşamımda ve kimliğimin oluşumunda çok önemli katkıları olan aile bireylerime, dedelerime, ninelerime, anneme ve babama karşı aynı vicdan borcunu ödemekteyim.

Dedem Markar kirvesi idi Anahid’in ve Anahid halkımızın en yaşamsal anında henüz annesinin rahminde idi. Babası Krikor’un ateşlediği tüfeği annesi Peruz yeniden dolduruyor ve bir halk savaşı sürdürüyordu. Krikor o savaşta Sardarabad Cephesi’nde yaşamını noktaladı. Peruz ise Karabağ’dan yetişen gönüllülerin desteği ile kazanılan zaferden kısa bir süre sonra Şuşi’de Anahid’i doğurdu. Yaşamın hangi tezahürleri ile bilinmez,  Peruz anne ve yetim kızı Anahid, Tiflis yolu ile İstanbul’a vardılar. Anahid, ilerleyen yıllarda zulmün aynı yollarından geçmiş Avedis Keşişyan ile evlenecekti. Markar dedem işte bu evlilikten sonra Keşişyanlara kirve oldu. Dedem, kirveliğimizin atalardan süren ve günümüze ulaşan bir gelenek olduğunu söyler.

Ailemizde Kapriel Avakyan adı okuduğu Eğin türküleri ile özdeşti. Aile toplantılarımızın değişmeyen ortamında o türkü söyleyecek, dinleyenler gözyaşlarına boğulacak ve biz çocuklar da o hüzünden payımızı alacaktık. Başka birçok ailenin aksine benim atalarım bizleri o hüzünden asla uzak tutmadılar. Annem Siranuş, hüznün ruhu yücelteceğine inanlardandı.

Herkes gibi benim de annem ve babam ve onların da anne ve babalarından oluşan atalarım vardı. Benim adıma bir şanstı bu. Zira annem ve babam o şansa sahip olamadılar. Kendi anne ve babaları 1915’in kırımlarında ailelerinin bütün bireylerini kaybetmişlerdi.

Hayatta tek kalan dedelerim ve ninelerim aile kurdular ve bizlere ikinci, üçüncü hatta dördüncü kuşaklara hayat verdiler.

Şu anda izninizle annem Siranuş’u ve babam Sımpat’ı anne tarafından büyükannem Arusyak’ı ve dedem Vartan’ı, baba tarafından dedem Markar’ı ve nenem Ağavni’yi anmak isterim. 

Onların gösterdiği yönlendirdiği bilinçle kutsallıklar edindik. O kutsallıkların başında Ermenistan gelmekte. Salt taşı ile toprağıyla dağıyla ovasıyla değil özellikle halkıyla bir kutsallıktır Ermenistan. Yüzyıllar içinde şekillenmiş kültürüyle, anadiliyle, türküsüyle ve şiiriyle bir bütün kutsallık.

İlk gençlik yıllarımızdan başlayarak o kutsallığa kendi yoldaş çevremizi ekledik. Adına ‘Sayat Nova Korosu’ dediğimiz yapıda Ermeni kimliği ile kültürüne ve Ermenistan ülküsüne adanmış bir bilinç inşa ettik.

Sayın Cumhurbaşkanı, sizin adınızla bize verilen bu madalya andığım kutsallıklar için sürdürdüğüm çabalarda büyük bir ilham kaynağı olacaktır. 

Şahsınız nezdinde Ermenistan ülküsü önünde saygı ile eğiliyorum.




Yazar Hakkında