İki emeklilik fonuna Türkiye yasağı

Hürriyet gazetesinde 2 Haziran’da ‘California’da Ermenileri sevindiren karar’ başlıklı bir haber yayınlandı. California Eyalet Meclisi’nde oybirliğiyle kabul edilen bir yasa tasarısından söz eden haberle ilgili olarak, ABD’nin önde gelen Ermeni avukatlarından ve Ermeni Avukatlar Birliği eski Başkanı Edvin Minassian’ın yazdığı haber analizi sunuyoruz.

Geçen hafta California Eyalet Meclisi Genel Kurulu , ABD’nin en büyük iki emeklilik fonuna  Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti tarafından kontrol edilen menkul değerlere ve varlıklara yatırım yasağı getiren kanun taslağını oybirliğiyle onayladı. Kanun tasarısı Eyalet Senatosu’nda görüşülüp kabul edilirse, Eyalet Valisi Jerry Brown’ın imzasıyla yürürlüğe girecek.

Dev fonlar

‘AB 1597’ adını taşıyan yasa tasarısının yatırım yasağı getirdiği kurumlar, California Kamu Çalışanları Emeklilik Fonu (CAL PERS) ve California Öğretmenleri Emeklilik Fonu (CAL STRS). 2017 itibariyle CAL PERS 325 milyar doların, CAL STRS ise 206 milyar doların üzerinde devasa bir toplam yatırım varlığına sahip. ABD’nin en büyük iki fonu olan CAL PERS ve CAL STRS, dünyada da ilk 10’a giren, çok önemli ve güçlü iki fon özelliği taşıyorlar. Halen bu iki fonun Türkiye’ye yönelik yatırımları sadece 500 milyon dolar civarında ve bunun çoğunluğunu da devlet tahvilleri oluşturuyor. Bu çok önemli bir rakam gibi görünmese de bu yasak ileriye dönük olduğu için, Türkiye’ye yönelik gelecekteki yatırımları etkileyecek. Bugüne kadar Türkiye’de konuyla ilgili çıkan haberler, bu yasağın halen mevcut olan yatırımları da kapsadığını söyleseler de bu gerçeği yansıtmıyor. Kanun tasarısının detaylarına kısaca göz atalım:  

Yasak kararı, kanunun yürürlüğe girmesininden sonra, hükümet kontrolünde olan herhangi bir varlığa ekleme, yenileme veya yeni bir yatırım yapılmasını kapsıyor.

Halen yatırım yapılmış Türkiye’deki varlıkların tasfiyesi ise şayet ABD (Washinton yönetimi) Türkiye’ye karşı yaptırımlar içeren bir yasayı kabul ederse, o yasanın kabul tarihinden sonra geçen altı ay içinde gerçekleştirilmek zorunda.

Nazarian’ın teşekkürü

California Eyalet Milletvekili Demokrat Partili Adrin Nazarian tarafından sunulan yasa tasarısının gerekçesinde, “Ermeni Soykırımı’nın yüz seneden uzun bir süredir Türkiye tarafından inkâr edildiği ve inkârcılığın desteklenerek, Ermenilerin insan haklarının taciz edildiği” ifadeleri yer alıyor. Eyalet Meclisi’ndeki parlamenterlere yasa tasarısına verdikleri destek için teşekkür eden Nazarian, yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi: “Türkiye, Ermeni Soykırımı inkârcılığına parasal kaynak sağladığı sürece, maddi yaptırımlara maruz kalmalıdır.”

ABD’deki Yunan ve Süryani lobi kurumları da bu yasa tasarısına güçlü destek verdiler. Ermeni Ulusal Komitesi (ANC) yöneticileri ise bu yasa tasarısının California Eyalet Senatosu tarafından kabul edilmesi ve Vali tarafından da onaylanması için bütün güçleriyle çalışacaklarını açıkladılar.

California Eyalet Senatosu’nda yasa tasarısı teklifi Cumhuriyetçi Parti  Senatörü Scott Wilk tarafından sunulacak. Demokrat Partili Nazarian’ın hazırladığı teklifin Cumhuriyetçi Wilk tarafından Senato’da sunulacak olması, yasanın Demokrat ve Cumhuriyetçilerin ortak çabasıyla yasalaşacağını gösteriyor.

Şimdilik kamuoyunda bu yasa tasarısına karşı güçlü bir ses ortaya çıkmasa da Fon yöneticilerinin geleneksel olarak bu tür yasaklamalara karşı oldukları biliniyor. CAL STRS, sunduğu analizde, finansal ve mali kararların bağımsız olması gerektiğini vurguladılar ancak Eyalet Parlamentosu’ndan ve California kamuoyundan destek bulamadılar.

Ermeni Soykırımı’yla ilgili bir yaptırım olarak bu yasa tasarısı bir ‘ilk’ olsa da California Eyaleti için bu bir ilk değil. Apartheid döneminde, Güney Afrika’ya karşı yatırım yasaklarını getiren ilk eyalet California olmuştu. Bu daha sonra diğer eyaletlere ve en sonunda da Federal hükümete yani Washington’a kadar yansımıştı. California bu öncü rolünü daha sonra Sudan rejimiyle ilgili yasaklamalarla da sürdürmüştü.

Türkiye’yle ilgili yasa tasarısının yasak getirdiği yatırım hacmi çok düşük olsa da sembolik anlamı oldukça önemli.  Genelde böyle durumlarda ABD Federal Hükümeti devreye girip “Dış politikamıza eyaletler karışamaz” gerekçesiyle bu tür yasa tasarılarını durdurmaya çalışırlar. Fakat bu son yasa tasarısı tamamen California Eyaleti’nin sahibi oldugu fonlara hitap ettiği için bu mümkün görünmüyor. Yani ABD yönetiminin California’ya karşı bir yetkisi yok.  Ayrıca bilindiği gibi Başkan Trump ile eyaletler arasında göçmen karşıtı politikalr nedeniyle ihtilaf olduğu için yargı kurumları eyaletler lehine kararlar veriyor.

Yanlış tercih

Tün bunların yanı sıra Türkiye bu tür yaptırımları gereksiz kılacak olumlu adımlar atıp, samimi bir şekilde  tarihle yüzleşme sürecini geliştereceğine, gerginliği artırmayı tercih ediyor. Mesela bu yazıyı kaleme aldığım 6 Haziran’da ABD Kongresi’nin Temsilciler Meclisi, 16 Mayıs’ta Türkiye Büyükelçiliği önünde gösteri yapan ABD vatandaşalrına karşı -Kongrenin kendi tabiriyle- ‘korumalar’ tarafından uygulanan saldırıyı ağır bir dille kınayan bir kararnameyi oybirliğiyle onayladı.

Sonuç olarak, Ankara gerilimi artırmak yerine dah sakin ve insan hak ve özgürlüklerine saygılı bir tutum geliştirmeyi tercih etmezse California Eyaleti’nin arkasından başka eyaletler ve en sonunda da ABD Kongresi gelebilir. 



Yazar Hakkında