İdil Eser’in tutuklanmasına itiraz edildi

Büyükada’da düzenlenen eğitim toplantısına yapılan baskın sonrasında tutuklanan Uluslararası Af Örgütü Türkiye Direktörü İdil Eser’in tutukluluğuna itiraz edildi. Dilekçede “Yargı tarihimizde belki de bir başka örneğine rastlayamayacağımız bir hukuk cinayetine imza atılmıştır” denildi.

Uluslararası Af Örgütü Türkiye Direktörü İdil Eser, 5 Temmuz’da Büyükada’da yapılan eğitim toplantısında gözaltına alındı ve 18 Temmuz’da tutuklandı. Eser’in tutuklanmasına itiraz edildi.

Eser’in avukatı Erdal Doğan, Eser’in tahliye edilmesi için İstanbul 11. Sulh Ceza Mahkemesine başvurdu.  Doğan tahliye talebinde bulunduğu dilekçesinde, Eser’in tutuklanma kararında hangi suçun nasıl işlendiğine dair somut bir açıklama olmadığı gibi soyut bir açıklama dahi yapılmadığına dikkat çekildi, “Niyet okumalarla tutuklandı” denildi; uluslararası anlaşmaların ihlal edildiği belirtildi.

Sağlık sorunları var

Dilekçede suç olduğu iddia edilen faaliyetlerin yasal dernek faaliyetleri olduğuna dikkat çekilerek “İdil Eser’in tutuklanmasıyla birlikte örgütlenme ve toplanma özgürlüğü bakımından yasal hakları ihlal edildiği gibi yasal çalışma alan derneğinin faaliyetleri birer terör eylemine destek ve üyelik gibi gösterilmek istenmektedir. Bu durum yalnız örgütlenme, toplanma özgürlüğünü değil doğrudan düşünce ifade özgürlüğünü de hedef alan bir uygulama olmuştur” denildi.

Dilekçede Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin ifade özgürlüğüyle ilgili kararlarına da atıf yapıldı.

Eser’in ciddi sağlık problemleri yaşadığında da vurgu yapılan dilekçede tutukluluk koşullarının hayati risk doğuracağı belirtildi.

Hukuk cinayeti silsilesine son verin

Dilekçede özetle şu ifadelere yer verildi:

“Müvekkilimin hangi delili karartacağı ya da kaçma şüphesinin olup olmadığı ve bunu adli kontrolle önlememenin imkanının bulunmadığı gibi ne savcılığın ne de tutuklama kararı veren mahkemenin herhangi bir gerekçe de sunma gereği de duymamıştır.

“Bilinemez ve anlamlandırması hukuken de mümkün olmayacak soruşturma dosyasında savcı ve hakim gibi niyet okumalar, yorum yaparak İdil Eser’in nasıl böyle bir dosyada var olamayacağını ve tutuklanamayacağını anlatmaya çalışacağız ve ivedilikle bu hukuk cinayeti silsilesine bir an önce son verilerek serbest bırakılmasını talep ediyoruz.

“Suçlama konusu yapılan olaylar ve dayanak gösterilen deliller öncelikle müvekkil İdil Eser'in yasadan doğan görevleri gereği yasal faaliyetleridir. Uluslararası Af Örgütü Türkiye Direktörü İdil Eser hakkında suçlama konusu edilen faaliyetlerinden dolayı kendisine suç isnat etmek ve tutuklanmasını istemek ve bu soyut, dayanaksız talep ve gerekçesizliğe dayanarak aynı şekilde uyarak tutuklanmasına karar vermek yargı tarihimizde belki de bir başka örneğine rastlayamayacağımız bir hukuk cinayetine imza atılmış demektir.”

Dilekçede Eser’in tutuklama gerekçesi yapılan iddialara tek tek cevap verildi.

“1-Şüpheli İdil ESER’in; üst ve oteldeki eşya aramalarında elde edilen dijital materyallerin incelemelerinde: DHKP/C Terör örgütü içerisinde faaliyet göstermek suçundan tutuklanan Semih ÖZAKÇA ve Nuriye GÜLMEN ile ilgili belgelerin olduğu:

Uluslararası Af Örgütü'nün Nuriye Gülmen Semih Özakça hakkındaki Acil Eylem*

Öncelikle Acil Eylem(Urgent Action)’: Yukarıda belirttiğimiz üzere 1973 yılında uygulamaya konmuştur. Amaç, tehdit unsuru olan insan hakları ihlaline karşı acil reaksiyon göstermektir. 48 saat içinde üyeler ve destekçiler harekete geçirilerek sorumlu yetkililere gerçekleşmesinden endişe duyulan ihlalin önüne geçilmesi amacıyla başvurulur.Uluslararası Af Örgütünün bütün şubelerinde  kullanılan en yaygın insan hakları kampanya yöntemlerinden birinin adıdır. Acil Eylem, insan hakları ihlal edilen ve durumu acilen harekete geçilmesini gerektiren bireyler için gerçekleştirilen hızlı ve kısa süreli imza kampanyasına verilen addır.

Uluslararası Af Örgütü'nde acil eylemler ve diğer raporlar, açıklamalar genel merkezi tarafından hazırlanır. Genel Merkez, şubelere önceden düzenli olarak,  gelecekte gerçekleşecek kampanyalar, açıklamalar ve raporların listesini gönderir. Böylece şubelerin önceden,  gelecek çalışmalar hakkında bilgi sahibi olması sağlanır. İdil Eser de bu şekilde söz konusu acil eylemin çıkacağı bilgisini almış ve görevi gereği ilgili çalışanlarla paylaşmıştır.

Uluslararası Af Örgütü açlık grevlerini desteklememekte veya açlık grevi yapan kişileri protesto eylemlerini sonlandırmaya ikna etmeye çalışmamaktadır. Uluslararası Af Örgütü, açlık grevi yapanların gıda almayı reddettikleri için cezalandırmalarına ve açlık grevlerinin zorla sonlandırılması çabalarına karşı çıkmaktadır. Söz konusu acil eylemin içeriği bu ilke ve barışçıl protesto hakkına saygı gösterilmesi üzerinedir. Acil Eylemin tam metinini tüm soruşturma makamları kamuoyuna yönelik hazırlanan http://acileylem.org.tr/eylem/nuriyesemih  bu adresinden isterlerse rahatlıkla görebilirler.

Görüleceği üzere İDİL ESER  tamamen yasal görevini yerine getirmiştir.

 2- “..PKK/KCK terör örgütü üyesi olduğunu ve Murat Dicle isimli sahte hesabı kullandığını beyan eden şahsın,AF örgütünde çalıştığı değerlendirilen Fırat Doğan isimli şahsa “kendisinin Irak’ta uzun zamandır PKK üyesi ve gerilla doktoru  olduğunu, AF örgütüne üye olmak istediğini, bunun kendileri için sorun olup olmayacağını sorduğu” şeklinde yazışmanın resim halinde bulunduğu,..”

 Sahte bir hesaptan Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi resmi sosyal medya hesabına gönderilen bu mesaj:

Sivil toplum kuruluşları kamuya açık kuruluşlardır ve iletişim bilgilerini açık/şeffaf bir şekilde yayınlamaktadır. Diğer STK'larda da olduğu gibi UAÖ Türkiye Şubesi'ne de her gün çok sayıda mesaj gelmektedir. Söz konusu mesajın gelmesinin ardından İdil Eser Şube'nin direktörü olarak bu mesajı Yönetim Kurulu'nun bilgisine sunmuş; ve Yönetim Kurulu ; Göndericinin sahte hesap kullandığını ve yurtdışında bulunduğunu belirtmesi gibi gerekçelerle gerçek bir mesaj olarak değerlendirmemiş  ve bu mesajı gönderen kişinin muhatap alınmamasına karar vermiştir.

Uluslararası Af Örgütü tüzüğü ve ilkeleri gereği hiç bir şekilde şiddete başvuran veya ilkelerine aykırı hareket eden kişileri üyesi olarak kabul etmemektedir. Tüzüğünde de açık bir şekilde bu ilke belirtilmiştir. Yönetim Kurulu ayrıca her ihtimale karşı, Uluslararası Af Örgütü ilkelerine uygun olmayan üyelik başvurularına karşı  dernekteki ilgili çalışanları uyarmıştır. Nitekim söz konusu tarihten sonra bu nitelikte bir anlama gelecek herhangi bir üyelik başvurusu yapılmamıştır. Üyelik ancak üyelik formunun ıslak imzalı olarak gönderilmesi ve yönetim kurulunun kabulü ile geçekleşmektedir.

3.“Darbe girişimi sonrasında insan haklarının ağır tehlike altında olduğu iddiası ile Türkiye’ye gaz ihracatının yapılmaması için Güney Kore Cumhuriyeti Ankara Büyükelçiliği’ne yazılmış belgelerin bulunduğu…”

G. Kore Cumhuriyeti Büyükelçiliği'ne yazılmış mektuplar hakkında:

Uluslararası Af Örgütü Genel Merkezi 9 Aralık 2014'te tüm Şubelerine bir iç belge yollamıştır. Genel Merkez bu iç belgede, Uluslararası Af Örgütü Güney Kore Şubesi'ne güvenilir ve gizli bir kaynağın başvurduğunu ve bu kaynağın Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı'nın Güney Kore Cumhuriyeti'nden yaklaşık 1,9 milyon biber gazı kartuşu ve gaz bombası gibi öldürücü düzeyi düşük silah ithal etmeyi planladığını ilettiğini duyurmuştur. Bu bilgiler ışığında tüm Şubelerden Güney Kore'ye yönelik bir kampanya başlatması çağrısında bulunulmuştur. UAÖ Genel Merkezi ayrıca 15 Aralık 2014'te bir basın açıklaması yayınlayarak bu bilgiyi basınla da paylaşmıştır.

Kampanyanın talebi, Güney Kore'nin - Türkiye hükümeti Medeni ve Siyasi Haklar Uluslararası Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi yükümlülüklerini yerine getirene kadar - Türkiye'ye biber gazı kartuşu ve gaz bombası sevkiyatını durdurmasıdır.

Türkiye Şubesi, Genel Merkezin şubelere ilettiği bu çağrının ardından, 30 Aralık 2014 tarihinde “Kore Bize Gaz Verme” sloganı ile kampanyayı başlatmış ve Ocak 2015 - Haziran 2015 tarihleri arasında bu kampanyayı yürütmüştür.

İdil Eser Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesinde 2016 yılı Mayıs ayında çalışmaya başlamıştır. Dolayısıyla bu kampanya İdil Eser'in UAÖ Türkiye Şubesi'nde çalışmaya başlamasından önce gerçekleşen bir kampanyadır. Kaldı ki; Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi kampanyanın sürdüğü 2014-2015 yıllarını içeren kampanya faaliyetlerini Dernekler Mevzuatı gereği İç İşleri Bakanlığı Dernekler Dairesi Başkanlığı'na her yılın Şubat ve Nisan aylarında verdiği Faaliyet Bildirim Formu ve Dernekler Beyannamesi yolu ile  bildirmiştir.

4.“..şüphelinin Türkiye Şubesi Direktörlüğünü yütrüttüğü ve mevcut konumu gereği sürekli irtibatta bulunduğu Uluslar arası Af Örgütünün Yönetim Kurulu Başkanı Taner Kılıç isimli şahsın münhasıran FETÖ mensuplarınca kullanılan kriptografik haberleşme sistemlerinden Bylock Talk And Chat kullanıcısı olduğu tespitiyle İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında tutuklandığı,” 

Suç isnadı olarak sunulduğunu tahmin ettiğimiz bu ibare aslında durumun yani suçsuzluğun da özetini de sunmaktadır. Müvekkilim İdil Eser UAÖ İstanbul Şubesi direktörlüğünü sürdürdüğü sürece Yönetim Kurulu Başkanını araması kadar ve onun da müvekkili İdil Eser’i telefonla araması, danışması, iletişim halinde olması kadar normal başka ne olabilir ki? İdil Eser, direktör olarak aynı şekilde diğer Yönetim Kurulu üyeleri ile de bu şekilde telefon, mail irtibatı halindedir. Çünkü yasal görevi gereği olarak tüm yönetim kurulu üyelerine ve başkanı dahil olmak üzere onlara karşı işveren ve çalışan ilişkisine doğrudan benzer şekilde sorumludur. Uluslararası Af Örgütü İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu  Başkanı Taner Kılıç haberleşme aygıtında bylock kullandığı iddiasıyla ile tutuklu olarak soruşturulmaktadır.  Yönetim kurulu başkanının telefonunda bylock var mıdır yok mudur bunu müvekkili İdil Eser bilemez, bilmesi de beklenemez. Ayrıca Taner Kılıç’ta bylock kullandığına dair kesin bir yargı hükmü bulunmadığı gibi ayrıca yalnızca bu tür haberleşme sistemini kullananların da FETÖ üyeliğinden mahkumiyeti de verilmiş değildir henüz.”  

Kategoriler

Güncel



Yazar Hakkında

1985 doğumlu. Güncel politika, insan hakları, azınlık mülkleri ve Kürt meselesi üzerine haberler yapıyor. Musa Anter Gazetecilik Ödülleri 2008 yılı en iyi haber ödülü sahibi.