Dink cinayeti meclis araştırma önergesi kabul edilmedi, Paylan'ın Ermenice sözleri tutanaklara 'x' olarak geçti

HDP İstanbul milletvekili Paylan’ın, gazetemizin kurucusu Hrant Dink’in katledilmesinin yıldönümünde meclis genel kurulunda söylediği Asdvadz hokin lusavore. Şad abris Hrant (Tanrı ruhunu aydınlatsın. Çok yaşa Hrant)” sözleri tutanaklara ‘X’ olarak geçti.

HDP İstanbul Milletvekili Garo Paylan'ın, 19 Ocak 2007'de uğradığı silahlı saldırı sonucu katledilen Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink için Meclis Genel Kurulu'nda Ermenice söylediği  “Tanrı ruhunu aydınlatsın. Çok yaşa Hrant" sözleri tutanaklarına "X" diye geçti.

TBMM Genel Kurulu’nun dünkü (18 Ocak) oturumunda HDP Grubu "Hrant Dink cinayetinde adaletin tecelli etmesi ve bu cinayetin tüm bağlantılarıyla beraber araştırılması, cinayete yol veren karanlık yapının ortaya çıkarılması ile benzer cinayetlerin yaşanmaması amacıyla" Meclis araştırma önergesi verdi; bu önergenin gündeme alınması kabul edilmedi.  

T24’ten Hülya Karabağlı’nın haberine göre, HDP'li Paylan’ın Dink cinayetine ilişkin konuşmasını tamamlarken Ermenice "Asdvadz hokin lusavore. Şad abris Hrant (Tanrı ruhunu aydınlatsın. Çok yaşa Hrant)” sözleri Genel Kurul tutanaklarına ‘X’ olarak geçti. Genel Kurul’da daha önce de Arapça ve Kürtçe ifadeler tutanaklara ‘X’ olarak geçmişti. 

Paylan’ın konuşması, genel kurul tutanaklarına geçtiği haliyle şöyle: 

"Sevgili Hrant Dink hayatı boyunca barış, adalet ve bir arada yaşama iradesini savundu ancak maalesef bundan tam on bir yıl önce bir devlet organizasyonuyla katledildi. Cinayetin hazırlık sürecine bakalım arkadaşlar. Cinayetten yaklaşık üç yıl önce -Hrant Dink bir gazeteciydi biliyorsunuz- Sabiha Gökçen'in, Atatürk'ün manevi kızının bir Ermeni yetim olduğu iddiasını gazetesine yansıttı Hrant Dink. Hani, Türkiye'de Ermeni olarak yaşamaktan bahsediyoruz ya, bir kişinin Ermeni olduğunu iddia etmek büyük bir suç olarak görüldü Genelkurmay tarafından. Hani, Ermeni olmak ne demek, onu ayrıca hep beraber tartışalım. Ermeni olduğunu iddia etmek, Genelkurmay tarafından suç olarak görüldü ve bir Genelkurmay bildirisiyle Hrant Dink hedef gösterildi, Türklüğe hakaret ediyor iddiasında bulunuldu. Tabii, bu belli dinamikleri harekete geçirdi. Ne yaptı? "Ergenekoncu" diye yaftalanan bazı aktörler Hrant Dink'i hedef gösterdiler, mahkeme salonunda üzerine çullandılar. E, tabii, bu noktada AKP'nin bazı vekilleri boş durur mu, günün Adalet Bakanı cinayetten önce Hrant Dink'i "Bizi arkadan hançerliyorlar." diye yaftaladı. Hani Ermenilerin başına gelen büyük felaketle ilgili konuşmaya çalışılan bir konferansta hâlâ milletvekiliniz olan Cemil Çiçek "Arkamızdan hançerliyorlar." diye yaftaladı. E, tabii, yargıya da bir talimat gitti, "Hrant Dink Türklüğe hakaret ediyor." diye yaftalandı. E, gazeteler de boş durur mu? O günün gazeteleri de tabii Hrant Dink'i hedef gösterdiler. Hrant Dink valiliğe çağırılıp MİT görevlileri tarafından tehdit edildi, "Haddini bil." denildi. Bütün bunlar olurken AKP iktidardaydı arkadaşlar ve bunları izledi. Bütün bunların sonucunda, topyekûn devletin bütün istihbarat kuruluşlarının bilgisi dâhilinde, yönlendirmesi dâhilinde, planlaması dâhilinde, ses çıkarmaması dâhilinde bütün emniyet güçlerinin, Hrant Dink, istihbarat görevlileri şahitliğinde, Trabzon Pelitli'den yola çıkarılan, sırtı sıvazlanan bir tetikçi tarafından katledildi.

Arkadaşlar, Hrant Dink katledilirken de AKP iktidardaydı. Hrant Dink katledildi, yüz binler "Hepimiz Hrant'ız, hepimiz Ermeniyiz." diye yürüdü. Gelin, bu davaya bir bakın, bu dava bir darbe geleneğinin bir davası olabilir dedik. Yalnızca kimliğinden dolayı, düşüncesinden dolayı katledilen, siyasi cinayetlere maruz kalan… Devletin o katil geleneğine arınma davası olabilir dedik. Gelin, buna bir bakın dedik, AKP'ye çağrı yaptık ama AKP ne yaptı? Bırakın buna bakmayı, cinayetin fail olarak gösterdiği bütün kamu görevlilerini terfi ettirdi; bakan yaptı, vali yaptı, istihbarat daire başkanı yaptı. 

Değerli arkadaşlar, AKP buna bakmadığı için, bakın, tam on bir yıldır, tam on bir yıldır darbelerle karşı karşıya kalıyoruz, cinayetlerle karşı karşıya kalıyoruz, toplumumuz birbirine düşürülüyor. Yalnızca Hrant Dink davası bir arınma davası olabilirdi. 

Değerli arkadaşlar, şimdi, hâlâ geç kalmış değiliz; bir araştırma önergemiz var. Çünkü bakın, tam on bir yıldır mahkemelerde bizimle dalga geçiliyor. Biliyorum, az sonra çıkacaksınız, diyeceksiniz ki:

"2 FETÖ görevlisi vardı, onlardı cinayetin failleri." Hayır, yalnızca "FETÖ'cü" denilenler değildi, topyekûn bir devlet sorumluluğu vardı ortada. Budevlet sorumluluğuna bakmazsak… Bakın, hesabı sorulmamış her cinayet yeni cinayetlerin yolunu açar. Unutmayın, katilleri koruyan, cinayete ortaktık.

Son olarak şöyle bitireyim arkadaşlar: Hrant'ın arkadaşları olarak on bir yıldır adalet mücadelesi veriyoruz ve biz bitti demeden bu dava da bitmeyecek.

Ben Hrant Dink'e "…"(x) diyorum ve "… Hrant"(x) diyerek bitirmek istiyorum."

Kategoriler

Güncel Gündem



Yazar Hakkında