Ermenistan Antalya’da

Yerevan’da bulunan düşünce kuruluşu Bölgesel Çalışmalar Merkezi’nin direktörü Richard Giragosian, Antalya’da gerçekleşen Diplomasi Forumu’nu davetli olarak takip etti. Giragosian izlenimlerini Agos için kaleme aldı

Devlet ve hükümet başkanları, dışişleri bakanları ve uluslararası kuruluşların temsilcileri de dâhil olmak üzere iki binden fazla kişinin yer aldığı Antalya Diplomasi Forumu’nun en çok ilgi gören katılımcılarından biri, Ermenistan Dışişleri Bakanı Ararat Mirzoyan’dı.

Toplantı büyük ölçüde Rusya’nın Ukrayna’yı işgaline odaklansa da, Mirzoyan, medyanın da yoğun ilgisiyle, en çok rağbet gören konuklardan biri oldu. Ermenistan’ın toplantıya katılımı iki açıdan önemliydi.

Bunların birincisi ve aşikâr olanı, Mirzoyan’ın, on altı yılı aşkın bir süreden sonra Türkiye’yi ziyaret eden ilk üst düzey Ermenistan yetkilisi olması. Ermenistan ve Türkiye temsilcilerinin kısa süre önce Moskova’da ve Viyana’da bir araya gelmelerinin ardından, Türk mevkidaşı Mevlüt Çavuşoğlu’yla yaptığı ikili görüşmeyle ‘normalleşme’ sürecini ilerleten Mirzoyan, Ermenistan’ın özel temsilcisi Ruben Rubinyan’ın gıyabında dahi, iki ülke arasındaki diplomasi ivmesini sürdürmeyi başardı. 

Ermenistan Dışişleri Bakanı’nın Antalya’daki foruma katılmasını önemli kılan ikinci etmen de, Ermenistan’ın bölgesel ve küresel diplomaside stratejik ağırlığıyla yükselmiş olması. Nihayetinde, Antalya Diplomasi Forumu, adının da ortaya koyduğu gibi, uluslararası bağlantılar ve etkileşimler için bir diplomasi zemini sunuyordu. 

Mirzoyan’ın Antalya’da, aralarında Rusya Federasyonu Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve Avrupa Birliği’nin dış siyaset alanındaki en kıdemli görevlisi Josep Borrell’in de bulunduğu diğer liderlerle yaptığı ikili görüşmeler de, Çavuşoğlu’yla yaptığı görüşme kadar önemliydi. Ermenistan’ın bir jeopolitik oyuncu olarak konumunun Avrupa’nın güvenliği açısından taşıdığı öneme delalet eden bu durum, aynı zamanda, Mirzoyan’a Ermenistan’ın dış siyasetinde kendi yaklaşımını ve vizyonunu ortaya koyma ve dışişleri bakanlığı görevinde ilerleme kaydetme imkânı sunuyor. 

Bundan sonra ne olacak?
Ermenistan tarafı ile Türkiye tarafının Antalya’da bir araya gelmesi, bundan sonrası için neler beklenebileceği sorusunu da gündeme getiriyor. 

Bu toplantının ardından ileri bakıldığında, iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin yeniden kurulması sürecinde ikinci aşamaya girilmekte olduğu görülüyor. İlk aşamada, iki elçinin genel bakış açılarını sunup birbiriyle tanıştığı, başlangıç niteliğinde ısınma oturumları yapıldı.

Fakat şimdi, ikinci aşama için, belirli bir gündeme ve müzakere sürecinin ilerletilmesine kılavuzluk edecek bir yol haritasına ihtiyaç var.

Bu açıdan, normalleşme, iki ülke arasında diplomatik ilişkilerin kurulması ve kapalı sınırın açılması gibi daha mütevazı ve pratik hedeflere dayalı bir ‘normalleşme’ sürecine dönüşü temsil ediyor.

Dolayısıyla, önümüzdeki yıl için, Ermenistan ile Türkiye arasındaki müzakerelere dair iki temel beklenti var. Öncelikle, diplomasi süreci hızlı başlamış olsa da, Azerbaycan güçlerinin Ermenistan topraklarına yönelik saldırıları ve sınır ihlalleri, Azerbaycan’da hâlen Ermeni savaş esirleri ve tutukluların bulunması nedeniyle iki ülke arasında devam eden gerilim, müzakerelere kolayca ket vurabilir.

Türkiye’de seçimlerin ve ciddi bir siyasi krizin elinin kulağında olmasının getirdiği bir ikinci risk de var; bu durum, normalleşmenin akıbetini ülkenin iç siyasetindeki gidişata her zamankinden daha da fazla rehin ediyor. Ancak, manzara zorluklarla dolu olsa da, normalleşmenin, bu riskli bölgede az rastlanan türden, olumlu bir ‘oyun değiştirici’ olarak öne çıktığı bir iyimserlik için yeterince makul neden var.

(İngilizceden çeviren: Altuğ Yılmaz)

Kategoriler

Güncel


Yazar Hakkında

Richard Giragosian