Onur Yürüyüşü'nde 373 gözaltı

Bu yıl 30’uncusu düzenlenecek olan İstanbuLGBTİ+ Onur Haftası etkinlikleri Beyoğlu ve Kadıköy Kaymakamlıkları ile İstanbul Valiliği kararıyla yasaklandı. Taksim Sıraselviler Caddesi’nde ve yakınında toplananlar gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar arasından Hollandalı üç turist ve AFP muhabiri Bülent Kılıç da vardı.. Gözaltılara rağmen Onur Haftası basın açıklaması okundu.

Polis, yürüyüşün yapılacağı 17.00’den saatler önce, saat 13.30’da Cihangir’deki Firuzağa Kahve’de oturanları mekândan dışarı çıkardı. Cihangir’de mekanları boşaltan polis, saat 15.15’te avukatları ve LGBTİ+’ları çembere alarak çok sayıda LGBTİ+ aktivistini ters kelepçeyle gözaltına aldı.

Öte yandan, İstiklal Caddesi’ndeki Büyükparmakkapı Sokak’ta da bir mekanda oturan LGBTİ+’lar ve mekan işletmecisi de  gözaltına alındı.

LGBTİ+’lar müdahale ve gözaltılara rağmen  Cihangir Pürtelaş Sokak’ta bir araya geldi “Gökkuşağı değil, ayrımcılık suç”,  “Trans cinayetleri politiktir” sloganlarıyla basın açıklamasını okudu. Açıklamanın ardından LGBTİ+’lar Cihangir ara sokaklarında yürüyüş yaptı.

Pürtelaş, Bolahenk, Ülker Sokak'ta yürüyüşün ardından polis Kazancı Yokuşu'nda  çok sayıda kişiyi gözaltına aldı.

Öte yandan, Kabataş’ta LGBTİ+’lar Halkların Demokratik Partisi İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm ile Türkiye İşçi Partisi Milletvekilleri Ahmet Şık ve Sera Kadıgil ile basın açıklamasını okudu.

Gözaltıların boyutu gece geç saatlerde ortaya çıktı. Toplam 373 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanların çoğu otobüslerde ters kelepçeyle, zor şartlarda bekletildi. Gözaltına alınanların savunmak için Emniyet Müdürlüğü'ne gelen bazı avukatlar tartaklandı. 27 Haziran günü sabah saatlerinde gözaltına alınanlar bırakıldı. 

Basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi: 

"20. İstanbul LGBTİ+ Onur Yürüyüşümüzü 26 Haziran Pazar günü her yıl olduğu gibi bu yıl da Taksim’de gerçekleştiriyoruz.

2013 yılında direniş teması ile bir araya gelerek Gezi isyanına akan bizler, gittikçe artan homofobi, transfobi ve bifobi ve her türlü fobiye karşı, erkek egemen devlet politikalarına karşı, heteroseksizme ve şiddete karşı yeniden direniş diyoruz!

Gezi Parkı için yargılanan ve iktidarın uygun gördüğü kurallara göre karar veren mahkemelerin hukuksuzca ağır hapis cezaları verdiği tüm direnişçileri ve dün 900. haftada bir araya gelen ve gözaltına alınan, yıllardır Galatasaray meydanında kayıplarını arayan Cumartesi Annelerini/İnsanlarını selamlıyoruz.

Her türlü yok saymaya, hedef göstermeye, yıldırma ve susturma politikalarına karşı Taksim’in tüm sokaklarından burada olduğumuzu, ateşimize su olmayan herkesi yakacağımızı bir kez daha güçlü bir şekilde haykırıyoruz; alışın ya da barışın bizim gitmeye hiç niyetimiz yok. 

Devlet eliyle üretilen nefret yüzünden katledilen ve intihara sürüklenen tüm arkadaşlarımızın ahıyla buradayız. Zirve Soylu, Hande Kader, Okyanus Efe, Eylül Cansın, Roşin Çiçek, Doski Azad, Ahmet Yıldız ve diğer tüm arkadaşlarımızın hesabını soracağız.

Tıpkı Esat/Eryaman’da yerinden edilen seks işçisi arkadaşlarımızın mücadelesini yürüttüğümüz gibi, tıpkı Küçük Bayram Sokak’ta yaşayan, çalışan trans seks işçisi kadınların pandemiye rağmen yerlerinden edilmesine karşı direndiğimiz gibi, şimdi de İzmir'de Bornova Sokak'ta çalışan seks işçisi trans kadın arkadaşlarımızla birlikte direniyoruz. Geçen yıl 6 Mart’ta gerçekleşen Büyük Kadın Buluşması’nda özellikle seçilerek gözaltına alınan Kürt trans+ arkadaşlarımıza verilen para cezasını kabul etmiyoruz.

Savaşın ve yarattığı baskının giderek herkesi ve her şeyi yuttuğunu biliyoruz. 2015’ten beri gittikçe ağırlaşan savaş politikalarının ve Kürdistan'da sürdürülen savaş politikalarının karşısında da direniyoruz ve direnmeye devam edeceğiz. Ne Lubunyalar Kürdistan'a, ne de Kürdistan LGBTİ+ hareketine sırt çeviremez.

Lubunyaların ve kadınların yaşamını korumayı hedefleyen İstanbul Sözleşmesi’ni tek gecede kaldıranlara karşı direnmeye devam ediyoruz. Bu hukuksuz geri çekilmeye karşı kadınlar ve LGBTİ+ lar olarak haklı mücadelemizi irademizle sürdürüyoruz. Bizi cezasızlık politikası ile terbiye etmeye çalışanlara buradan sesleniyoruz; İstanbul Sözleşmesi'nden vazgeçmiyoruz!

Meriç nehrinde, Ege’nin ve Akdenizin sularında ölen dostlarımızın hesabı sorulmadı. Artan mülteci düşmanlığı ile hedef gösterilen mülteci dostlarımızla birlikte olduğumuzu, bir arada yaşamı savunduğumuzu duyuruyoruz. Göçmenleri hedef gösterenlerle, LGBTİ+'ları hedef gösteren aklın aynı olduğunu biliyoruz. Sınırsız, sınıfsız, cinsiyetsiz bir dünyanın hayaliyle bugün sokaklardayız.

Devletin ve devlet gücüyle hareket eden paramiliter çetelerin hedef göstermelerine, nefret kampanyalarına karşı birbirimize ve direnişimize sahip çıkıyoruz.

LGBTİ+ düşmanlığının sadece bu topraklara özgü olmadığını biliyoruz. İki gün önce Oslo'da yaşanan saldırıda hayatını kaybeden LGBTİ+'ları anıyor, mücadelemizin ve dayanışmamızın sınır tanımadığını hatırlatıyoruz.

Kaybettiğimiz dostlarımızın, her yerde direnen lubunyaların sesleri kulaklarımızda, enerjileri coşkumuzda, cesaretleri direnişimizde. Her birimiz her birimize güç oluyoruz, birlikte güçlüyüz. Gücümüzü direnişimizden alıyoruz, direnmeye devam ediyoruz. Bizler her yıl Haziran ayının son haftasında sokaklarda onurunu ve var oluşunu kutlayan LGBTİ+'lar olarak mücadelemizdeki ısrarımız, yarına duyduğumuz umut, birbirimizden aldığımız cesaret ve dayanışmayla buradayız. Vardık, varız, varolacağız!"

(Kaos GL, Ajanslar, Bianet)

Kategoriler

Güncel