Gazeteciler Elif Akgül ve Haluk Kalafat 301. maddeden yargılandı

2020 yılı öncesinde bianet sitesinde yayınlanan "Ermeni Soykırımı Dünya Basını Manşetleri” başlıklı kitap tanıtım yazısı ve daha önceki yıllarda yayınlanan konuyla ilgili haberler nedeniyle o dönem bianet'te çalışan Elif Akgül ve Haluk Kalafat'a “Türk milletini alenen aşağılamak” iddiasıyla dava açılmıştı. Davanın yeni duruşması geçen hafta görüldü.

Gazeteci Haluk Kalafat ve Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) adliye muhabiri Elif Akgül’ün, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 301. maddesinde düzenlenen, “Türk milletini alenen aşağılamak” iddiasıyla yargılandığı davanın ikinci celsesi, 19 Ekim'de İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşma, dava takviminde verilen saatten yaklaşık üç saat sonra başladı. Davanın ilk celsesi ise 5 saat gecikmeli başlamıştı.

Gazeteci Haluk Kalafat’ın savunmanlığını üstlenen MLSA Eş Direktörü avukat Veysel Ok, savunmalara geçilmeden önce hukuken savunma dahi alınmadan davanın düşmesi gerektiğini söyledi. Ok, “İnternet yoluyla işlenmiş suçlarda 4 ay içinde soruşturma açılmazsa dava düşer. Bu dosyada bahsedilen yazıların üzerinden 4,5 sene geçmiş” dedi.

Gazeteci Akgül, iki celsedir duruşmanın üç veya beş saat arası gecikmesinin savunma hakkı açısından bir ihlal olduğunu söyleyerek savunmasına başladı. Akgül, 12 senedir gazetecilik yaptığını ve yazdığı bir kitap tanıtımı nedeniyle yargılandığını belirtti.  Akgül şöyle konuştu: “İfademi alan savcı da bana ‘senin bu dosyada ne işin var’ diye sordu. Buna rağmen hakkımda dava açıldı. İddianamede bir suçlama var ama herhangi bir gerekçe yok. İddianame savcısı, haberden cümleleri koyarak bunların suç olduğunu söylemiş ancak, neyin suç teşkil ettiğini açıklamamış. AYM’nin basın özgürlüğüne yönelik ihlal kararları, savcıların gazetecilerin yazdığı metinleri yorumlayarak suç isnat edemeyeceğini belirtiyor. Gazetecilik suç değildir.”

Akgül’ün avukatı Doğuşcan Aygün, dosyaya konu haberlerin 2015 tarihli olduğunu, şikâyetin 2019’da gerçekleştiğini, soruşturma için Adalet Bakanlığı’nın izninin 2020’de alındığını, iddianamenin ise 2022’de hazırlandığını hatırlattı. Aygün, hem iç hukuk hem de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihatları çerçevesinde dosyanın düşmesi gerektiğini belirtti; benzer dosyalarda verilen AİHM ve Anayasa Mahkemesi (AYM) kararlarından örnekler verdi. TCK 301’in 3. fıkrasında eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamalarının suç oluşturmadığını belirten Aygün, isnat esilen suçun koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle beraat istedi.

Gazeteci Kalafat da suçlamanın ne olduğunun iddianamede açıklanmadığını söylerken, suçlamaya konu röportajın bir kitap söyleşisi olduğunu ve bu kitabın hâlâ satışı olan, yasaklı olmayan bir kitap olduğunu belirtti. Kalafat, “Yazıda hakarete neden olabilecek bir ifade yok. Zaten iddianamede böyle bir şey belirtilmiyor. Yaptığım gazeteciliktir, basın ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmelidir” diye konuştu.

Tekrar söz alan avukat Ok, “Hiçbir gazeteci devletin resmi görüşüyle aynı görüşü savunmak zorunda değil” dedi.

Savunmaların ardından savcı, esas hakkında görüşünün hazır olduğunu ve sanıklar hakkındaki “Türk milletini aşağılama” suçlamasının sabit olduğunu söyleyerek cezalandırılmasını istedi.

Hâkim, bianet’in “internet haber sitesi vasfına ait olup olmadığının tespit edilmesine” karar verdi. Bir sonraki duruşma 20 Şubat 2024’te görülecek.

Davaya konu haberler

Bir vatandaşın, Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne (CİMER) “Ermeni Soykırımı propagandası yapıldığı” iddiasıyla ihbarda bulunması üzerine savcılık soruşturması başlattı.

Savcı Murat Mert’in, 9 Aralık 2022’de, hazırladığı iddianamede, bianet’te 2015, 2018 ve 2019 yıllarında yayımlanan, Ermeni soykırımıyla ilgili altı farklı haber ve bu haberlerden bazı alıntılar yer aldı. Akgül’e “Ermeni Soykırımı Dünya Basını Manşetleri” başlıklı kitap tanıtım yazısı nedeniyle, Kalafat’a ise bir kitapla ilgili yaptığı söyleşi nedeniyle dava açıldı.

Soruşturma esnasında, avukatlar dosyaya “Ermeni soykırımı” ifadesinin kullanılmasının suç oluşturmadığına yönelik Anayasa Mahkemesi’nin Deniz Yücel kararını, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın aynı yöndeki Mayıs 2018 tarihli karar örneğini ve AİHM’in Hrant Dink ve Taner Akçam kararlarını sundu.

Ancak, gazeteciler hakkında “Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Türkiye Büyük Millet Meclisini, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini ve Devletin yargı organlarını alenen aşağılama” suçlamasıyla iddianame hazırlanarak dava açıldı.

(MLSA)

Kategoriler

Güncel