Neredeyse tüm ekibi hapiste olan AbzasMedia çalışmalarını sürdürecek

Azerbaycan’da alternatif medya platformu olan AbzasMedia’nın çalışmalarına, ekibin büyük kısmı Azerbaycan yetkililerince hapsedilmesine rağmen, ‘sürgünden’ devam edilecek.

Geçen hafta perşembe günü Azerbaycanlı gazeteci Leyla Mustafayeva, Abzas’ın genel yayın yönetmeni olarak göreve başladı. Bu kararın, sitenin tutuklu kurucuları tarafından onaylandığı anlaşılıyor.

İsmi Ağayev’in Oc-Media’da yer alan haberine göre, AbzasMedia’nın faaliyetlerine devam edebilmesi için Avrupa’da yaşayan gazetecilerden oluşan ekip, çalışmaya başladı. AbzasMedia yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Hükümet, çalışanlarını tutuklayarak AbzasMedia’nın kaynaklarını tüketti ve bunun sonucunda ortaya çıkan baskıcı ortam, Azerbaycan’dan faaliyet göstermeyi imkânsız hale getiriyor.” Açıklamada AbzasMedia’ın yeni editör ekibinin ‘Avrupa’nın farklı ülkelerinde olacağı’ aktarıldı.

Yaptığı açıklamada destekçilerine teşekkür eden medya kuruluşu, mevcut koşullarda bile gazetecilik ilkelerini koruyarak doğru ve tarafsız haber sunmaya kararlı olduğunu belirtti.

Leyla Mustafayeva kimdir?

Günümüzde Almanya’da yaşayan Azerbaycanlı araştırmacı gazeteci Leyla Mustafayeva aynı zamanda bir medya izleme projesi olan Fakt Yoxla’nın kurucusu. Gazeteci eşi Afgan Muhtarlı’nın hapsedilmesiyle ilgili gazetecilik faaliyetleriyle biliniyor. Mustafayeva, Gürcistan Hükümeti’nin, Muhtarlı’nın Azerbaycan Hükümeti’nin emriyle Tiflis’te kaçırılması ve tutuklanmasında suç ortağı olduğunu bildiren ilk kişiler arasındaydı. Bu, daha sonra eski bir üst düzey Gürcü güvenlik yetkilisi tarafından da doğrulandı.

Mustafayeva, AbzasMedia’nın genel yayın yönetmeni olarak atandıktan sonra yaptığı Facebook paylaşımında, davada haklılıklarını kanıtlama sözü verdi. Ayrıca France 24, Guardian, Le Monde, OCCRP, Der Standard ve diğerleri de dahil olmak üzere Fransa’nın ForbiddenStories liderliğindeki birçok önde gelen uluslararası medya kuruluşunun AbzasMedia’nın çalışmalarının sürdürülmesine yardımcı olmayı kabul ettiğini aktardı.

Ne olmuştu?

Azerbaycan’da 7 Şubat’ta erken cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin karar çıkmadan önce, Kasım ayında bağımsız gazeteciler tutuklanmaya başladı. Kasım sonlarında AbzasMedia’nın beş üyesi gözaltına alındı ve döviz kaçakçılığı yapmakla suçlanarak tutuklandı. Tutuklanan ekip arasında kurucu ve genel yayın yönetmeni, yazı işleri müdürü, müdür yardımcısı ve AbzasMedia için içerik üreten muhabirler yer alıyor. Bağımsız gazeteciler, bu tutuklanmaların seçim öncesi muhalif basını susturmak için yapıldığını savunuyor.

Ayrıca Azerbaycan yetkilileri Kanal-13’le bağlantılı iki gazeteciyi, kanalın müdürü Aziz Orujov ve yayın kuruluşunun eski muhabiri Shamo Emin’i de hapse attı. Her ikisi de ‘döviz kaçakçılığıyla’ suçlandı.

Azerbaycan’ın önde gelen haber ajansı Turan’ın ekonomi editörü Hafız Babalı da 13 Aralık’ta aynı suçlamalarla tutuklandı. 11 Aralık’ta polis, internet üzerinden yayın yapan Kanal 11’in kurucusu ve yöneticisi Teymur Kerimov’u da gözaltına aldı. Gazeteciler, Azer.info ve Dunyaninsesi.az editörleri İbrahim Humbatov ve Arshad İbrahimov da yöneltilen gasp suçlamalarıyla karşı karşıya.

Gazeteci tutuklamalarında benzer senaryo

Azerbaycan’da gazetecilerin tutuklanmalarına değinen Uluslararası Basın Enstitüsü (International Press Institute, IPI) "Azerbaycan, cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde medyayı ‘tamamen susturmayı’ hedefliyor" başlıklı bir yazı yayınladı. Yazıda Azerbaycan’da basının şimdiye kadar benzeri görülmemiş bir saldırı altında olduğu ve son haftalar içinde son 10 yılda olduğundan daha fazla gazetecinin tutuklandığı vurgulanıyor.

IPI’ye konuşan insan hakları savunucusu Anar Memmedli’ye göre Azerbaycan’da bağımsız gazetecilere ve aktivistlere yönelik saldırı süreci neredeyse her zaman benzer senaryolarla ilerliyor. Mammadli, “Öncelikle hükümet yanlısı medya, kurbanı yurt dışından ‘emirleri uygulayan’ biri olarak göstererek kara propaganda kampanyaları düzenliyor. İşiniz tehlikeli olarak tanımlanıyor. Güvenlik güçleri ceza davaları açıyor, tutuklamalar gerçekleştiriyor ve farklı türde suçlamalar formüle ediyor. Daha sonra bu suçlamaları doğrulayan baskı altına aldıkları bir tanık bulurlar. Ama her şey kara propaganda kampanyalarıyla başlar” diyor.

Son aylarda yaşanan tutuklamalarda da benzer senaryo izlendi. Ayrıca tutuklu gazetecilerden bazıları güvenlik güçleri tarafından dövüldüklerini ve işkenceye uğradığını açıkladı.

Haberde Azerbaycanlı bağımsız gazeteci ve aktivistlere göre uluslararası kamuoyundan yeterince destek ve tutuklamalara yönelik kınama olmadı. Avrupa Birliği ve bazı batı ülkeleri tutuklamaları eleştirse de uluslararası kamuoyunun sessiz kaldığı vurgulanıyor.