Artık yeter, futbolda ırkçılık son bulmalı

Manuel Barcia, Türkiyeli hakem Hüseyin Göçek’in de yanlış karar vererek ırkçı tacizlere maruz kalan Danny Rose’a kırmızı kart gösterdiği İngiltere-Sırbistan maçından hareketle, Sırp futbolunda kurumsallaşan ırkçılığı yazdı, Beril Eski çevirdi.

Manuel Barcia

 

İngiliz 21 yaş altı takımının oyuncusu Danny Rose taraftarların öfkesini dağıtmak için sahadan uzaklaşırken, muhtemelen gürültülü bir şekilde iki saatten uzun bir süre boyunca kendisine bakarak maymun dansı yapan taraftarları ve işlerin nasıl bu noktaya geldiğini düşündü. İngiltere’nin kuzeyinde endüstriyel bir şehirde büyüyen Rose’un oyunun kabalığına hazır bir oyuncu olduğunu ve bu tür tacizlerin Avrupa’nın çeşitli yerlerine giden futbolcuların başına gelebildiğini düşünebilirsiniz. Ancak bu yaşanan olay düşündüğünüzden daha farklı. 

Rose maçtan önce ısınmak için sahaya çıktığı andan itibaren, taraftarlar maymun dansı yaparak Rose ile dalga geçmeye başladılar. Kendisi yaşadıklarını şöyle anlattı: “O kadar çok alay ettiler ki, 60. dakikaya geldiğimizde artık kafamı oyuna veremez hale gelmiştim.”

Sırbistan Futbol Federasyonu’nun hiçbir önlem almadığı ve taraftarların bu şekilde devam etmesine izin verdiği zaten bilinen bir şey. Ama beni en çok şaşırtan ne Türkiyeli hakemin, ne İngiliz Menejer Stuart Pearce’ın, ne de İngiltere Teknik Direktör Jordan Henderson’ın maçın sonuna kadar harekete geçmemesi ve bu embesil davranışın maçın odağı haline gelmesine izin vermeleriydi.

Elbette o sırada harekete geçselerdi, şu anda U-21 Avrupa Şampiyonası’nda İngiltere değil de, Sırbistan olacaktı. Sonuçları bir yana bırakırsak, harekete geçilmemesiyle yapılan hata, aynı zamanda neyin açıkça daha önemli olduğunu belirleme ve öncelik verme konusunda da başarısızlığa neden oldu. Olayda daha önemli ve öncelikli olan şey, kendi güvenliklerini sağlamak ve ırkçılığa karşı harekete geçmekti, boş laflar sarf etmek değil.

Sırp oyuncular ve kadrosu içinse söylenecek çok az şey var. Karşı takımla çekişmeyi bir kenara bırakıp aptal taraftarlarının ırkçı alaylarına neşeyle katıldılar. Burada belirtmek gerekir ki, Sırp teknik direktörlerinin futbolda ırkçılık konusunda çok da temiz bir itibarları yok. Daha önce yaşanan bir örneği paylaşırsak, 2006 yılınnda Nebojsa Vucicevic’in Teknik Direktörü Hadjuk Kula,  Senegalli oyuncu Ibrahima Gueye’ye, tahmin edebileceğiniz gibi sadece siyahi ve Afrikalı olduğu için ırkçı karalamalarda bulunmaktan mutluluk duymuştu.

Cehennemden gelen taraftarlar

Sırp taraftarlara dönersek, geçen hafta Krusevac’ta yaşanan şey elbette yeni değil. Sırp taraftarların bu davranışları yıllardır onaylanıyor, evet Platini ve UEFA yıllardır bu davranışları onaylıyor. Kendilerine taraftar diyen bu kitlenin taciz ettiği kişiler listesi o kadar uzun ki, onlardan bahsedebilmem için iki veya üç ayrı köşeye ihtiyacım olabilir. 2006 yılında, Zimbabweli futbolcu Mike Temwanjera’nın sonu hapisle ve savalarla biten hikayesini hatırlatmam kafi. Bu onları engellememiş olmalı ki, iki yıl sonra da Ganalı oyuncu Salomon Opoku taraftarlar tarafından teninin rengi nedeniyle fiziksel saldırıya uğramıştı.

Tüm bu ırkçı alaylar ve yerel düzeydeki şiddete rağmen hiçbir yaptırıma uğramadıklarına şahit oldukça, Sırbistanlı taraftarların Avrupa sahnesini Ortaçağ benzeri düşünceleriyle ve hareketleriyle birkaç yıldır test ettiğini söylemek mümkün.

İşin aslı, Danny Rose Sırp taraftarların maymun alayına maruz kalan ilk İngiliz 21 yaş altı ligi oyuncusu değil. Bu aptal şerefe denk gelen bir diğer oyuncu da Nedum Onuoha idi, 2007’de bunun bedelini çenesiyle ödemek zorunda kalmıştı. 

Daha yakın bir geçmişte, bazı taraftarlar İtalya Genoa’da Marassi Mahallesi’nin sokaklarında saldırıya geçmiş ve 16 kişiyi yaralayarak, şehre de büyük zarar vermişlerdi.

Önlem alınmıyor

Bütün bu yaşananlara rağmen Sırbistan Futbol Federasyonu bu sorunu görmezden geliyor, üstelik bu yaşananlarda Danny Rose’u suçluyor, hem de Rose’u “aşağılık” olarak tanımlayarak. Federasyon, maymun dansıyla alay edildiğini de yalanlıyor, ve elbette tahmin edebileceğiniz gibi sahaya meşale atıldığını da.

Daha da kötüsü, Sırbistan Başbakanı ve Solobodan Miloseviç’in koruyup kolladığı Ivica Dacic, kamuya bir açıklama yaparak, Danny Rose ve diğer İngiliz oyunculara yönelik ırkçı tacizlerin kanıtlanamadığını ve doğruluk payı olmadığını söyleyebiliyor.

Irkçılığın Sırp futbolseverler arasında giderek yayıldığına hiç şüphe yok. Hem Sırp yetkililer hem de Başbakan, Krusevac’ta yaşanan olayın gerçek boyutunu kabullenmek ve buna yaptırım uygulamaktan aciz. Daha ziyade bir inkar içinde görünüyorlar ve Sırbistan’ın özür dileyecek hiçbir şeyi olmadığını iddia edebiliyorlar.

Ülkelerinin itibarını ve genel olarak sporu tehlikeye sokan bu hastalığı görmezden geliyorlar. Onlara bu sorunu halının altına süpürmek daha kolay geliyor, böylece yok olacağını düşünüyorlar.

Elbette Sırp futbolundaki kurumsallaşmış ırkçılık, ilgililerin harekete geçmemesinin bir sonucu. Rose ve Henderson’la aynı sahada top koşturan genç Sırp futbolculardan, onların teknik direktörlerine, futbol otoritelerine ve atta Sırbistan Başbakanı’na kadar tüm zihniyetlerin ve tavırların 180 derece dönüşüme ihtiyacı var.

Eğer futbolu ırkçılıktan arındırmak istiyorsak, kelimeler yeterli olmayacak. Belki de Sırbistan’ı, ırkçı taraftarlarını cezalandırana ve bir yaptırıma tabi tutulacaklarını bütün ulusa anlatana kadar tüm liglerin dışında kalmalı. Belki o zaman bir sorunları olduğunu idrak ederler.

İngilizceden çeviren Beril Eski. Yazının orijinali için tıklayın

Manuel Barcia Leeds Üniversitesi Koloniyel ve Postkolonyal Çalışmalar Departmanı’nda Müdür Yardımcısı olarak görev yapıyor.

 

 

Şapgir'de bu hafta 

Kategoriler

Şapgir

Etiketler

Leeds Danny Rose