Sırbistan'da ne oluyor: “Tren istasyonu kazası halkın öfkesini ateşledi”

Kasım’da Sırbistan Novi Sad’da yaşanan 16 kişinin öldüğü tren istasyonu kazası, ülke için mihenk taşı oldu. O gün başlayan ve öğrencilerin başı çektiği, yüzbinlerce insanın katıldığı protestolar, hala devam ediyor. Başbakan istifa etti ancak öğrenciler sadece istifa ile yetinmiyor, Sırbistan'ın daha adil ve hesap verebilir bir toplum olabilmesi için mücadeleye devam ediyor.


1 Şubat’ta iki gündür başkent Belgrad ve Sırbistan’ın her yerinden Novi Sad kentine yürüyenler, çok yorgun ama bir o kadar gururluydu. Göstericilerden biri “Yapılan iş hiç kolay değil. İnsanların ayakları şişti, yaralandı, nasırlar çıktı, topallıyorlar, canları yanıyor ama yürüyüp geliyorlar” diyordu. 

Sırbistan’da 1 Şubat’ta milyonlarca insanı toplayan Novi Sad gösterileri, aslında 1 Kasım 2024’te başlamıştı. Novi Sad tren istasyonunun beton çatısının çökmesiyle 16 kişinin ölmesi, önce öğrencileri sonra da tüm halkı sokaklara döktü. Eylemciler, çatının çökmesinin sebebi olarak özellikle üçüncü ülke şirketlerinin dahil olduğu büyük altyapı projelerindeki sistematik yolsuzluktan kaynaklandığını, hükümetin yolsuzluğa battığını, giderek otoriterleştiğini ve demokrasiyi yok ettiğini savunuyordu. 
28 Ocak’ta Başbakan istifa etti ancak gösteriler hala devam ediyor. Çünkü öğrenciler topyekün bir iyileşme talep ediyor. Civil Rights Defenders Sırbistan’dan Milos Stankovic, ülkede neler olduğunu sorduk.

 
Sanırım Sırbistanlılar ve öğrenciler için 15 kişiyi öldüren kaza, bardağı taşıran son damla oldu. Süreç nasıl buraya geldi?
Evet, Sırp öğrencilerin kitlesel bir şekilde protestoya başlamasının en önemli tetikleyicisi, 1 Kasım 2024'te Novi Sad tren istasyonunda beton çatının çökmesi sonucu 15 kişinin ölmesi oldu. Bu olayda, istasyonda oturan ve ayakta bekleyenler arasında altı yaşında bir kız çocuğu da dahil olmak üzere 15 kişi trajik bir şekilde hayatını kaybetti. Daha sonra ölü sayısı, dört ay boyunca komada kalan bir gencin de hayatını kaybetmesiyle 16'ya çıktı. Bu olay, hükümetin yolsuzlukları ve can güvenliğini dikkate almayan özensiz yenileme çalışmalarına izin vermesi nedeniyle meydana gelmişti. Bu trajedi sistematik hataları ortaya çıkardı ve daha hükümetin geniş çaplı beceriksizliğinin, yolsuzluğunun ve hesap verebilir olmadığının bir sembolü haline geldi.

İlk soruda özellikle "son damla" kelimesini kullandık. Ondan önce bardağı dolduran olaylar nelerdi? Halk nelerden rahatsızlık duyuyordu ve günlük yaşamlarını kötüleştiren konular neydi?

Sırp yurttaşlar, sürekli yolsuzluk, içi boşalan kurumlar (devletin ele geçirilmesi), artan şiddet, şeffaf olmayan hükümet faaliyetleri ve gittikçe kötüleşen kamu altyapısı ile hükümetin genel yönetiminden giderek daha fazla rahatsızlık duyuyorlardı. Bu sorunların birikimi zamanla yaygın bir hoşnutsuzluk yarattı ve Novi Sad kazası, halkın öfkesini ateşleyen bir dönüm noktası oldu.

Sadece öğrenciler sokakta gibi lanse ediliyor ancak bundan fazlası olduğu açık. Kimler destek veriyor ve destekleme sebepleri neler?

Protestoları başlatan ve öncülük eden öğrenciler, hızla çiftçilerden profesörlere, öğretmenlerden avukatlara, IT sektöründen işçilere, motosikletçilerden sıradan yurttaşlara kadar çeşitli sosyal grupların tam desteğini kazandılar. Bu daha geniş katılım, hükümet yolsuzluğu, kamu kaynaklarının kötü kullanımı ve sivil hakların aşındırılmasından duyulan ortak rahatsızlığı yansıtıyor. Onların bu desteği aslında, hesap verebilirlik ve sistemsel reform talebi konusunda tüm tabana yayılmış bir ortak talebi yansıtıyor.

Öğrencilerin ve sokakta öğrencilerle olanların talepleri nelerdir?

1) Novi Sad tren istasyonu yenilemesiyle ilgili tüm belgelerin yayımlanmasıyla şeffaflık sağlanması. 2) Barışçıl protesto hakkını korumak için gözaltındaki protestoculara yönelik tüm suçlamaların düşürülmesi. 3) Beton çatının çöküşünde sorumluluğu bulunan yetkililer ve müteahhitlerin hesap vermesi. 4) Eğitim ve altyapıya öncelik verilmesi amacıyla yükseköğretim bütçesinin en az yüzde 20 artırılması.

Karşılandı mı bu talepler? Başbakan’ın istifa etmesi durumu değiştirdi mi? 

Sırp hükümeti, taleplere dezenformasyon, korkutma, manipülasyon ve rüşvet gibi yöntemlerle yanıt verdi. Bunlar işe yaramayınca, protestoları bastırmak için öğrencileri, örgütleri ve destekçileri hedef alarak tüm araçlarını kullandı: Aktivistleri ve öğrencileri tutuklamak. Kendi yandaş medyasını kullanarak protestoculara karşı karalama kampanyası yapmak. Protestoculara fiziksel saldırılar düzenlemek ve olayları provoke etmek için maskeli kişileri yollamak. Protestocuları izlemek, tehdit etmek ve saldırmak için güvenlik birimlerini devreye sokmak. Protestoları destekleyen öğretmen ve profesörlere maaş ödememek gibi…

15 Mart 2025’te Belgrad’da yapılan Sırbistan’daki en büyük protestoda, eylemciler kurbanları 15 dakikalık sessizlikle anarken, hükümet yasa dışı ses bombası kullandı. Bununla birlikte elektrik kesintileri yapılırken maskeli gruplar, şehrin çeşitli yerlerinde şiddeti provoke etmeye çalıştı. Öğrenciler bu planı, protestocuları dikkatlice başka bir alana taşıyarak önlediler. Ses bombaları nedeniyle panik oluştu, insanlar izdihamda yaralandı, baş dönmesi ve işitme kaybı yaşandı. Ayrıca, hükümet hastanelere bu kişilere sağlık hizmeti vermemesi talimatı verdi, çünkü “eylemci” olarak etiketlenmişlerdi.
Evet, 28 Ocak’ta Başbakan Miloš Vučević ve bazı yetkililer istifa ettiklerini açıkladılar. Ancak eski Başbakan’ın istifası iki ay sonra kabul edilse de, bu protestocuları tatmin etmedi ve gerginliği azaltmadı. Çünkü bu, siyasi yapıda anlamlı bir değişiklik veya hesap verebilirlik sağlamadı.

Kasım’dan beri devam eden gösteriler var. Bu kadar uzun bir süreyi nasıl geçirdiler göstericiler, yüz binlerce kişiyi bir arada tutmak zordur, nasıl başarılıyor? 

Protestoların bu kadar uzun süre dayanabilmesi, güçlü öğrenci organizasyonu, dijital iletişim platformlarının stratejik kullanımı ve geniş toplumsal destek sayesinde oldu, oluyor. Ayrıca öğrencilerin sadece hükümeti devirmek değil, toplum yapısını değiştirme hedefleri, halk arasında az anlaşmazlık yaratacak bir yaklaşım benimsemelerini sağladı. Novi Sad’daki trajedinin derin duygusal etkisi, protestocuları bir arada tutmaya ve kararlı bir şekilde direnmeye motive etti.

Yakınları ölen 16 aileden, bu gösterilere nasıl tepki geliyor? 

16 kurbanın aileleri, kaybettikleri sevdikleri için adalet ve hesap verebilirlik sağlanmasının önemli olduğu inancıyla protestoları aktif bir şekilde destekliyor. Bu destek, protestolara duygusal bir derinlik kattı ve halkın empati ve desteğini güçlendirdi. Ama hükümet, kaybını en yüksek sesle dile getiren bir anneyi tehdit etmeyi seçti. Ancak bu tehditler, daha fazla öfke ve adalet arzusu uyandırdı.

Şimdiye kadar protestolara yaklaşık kaç kişinin katıldığını söylemek mümkün mü?

Bu soruya cevap vermek oldukça zor, çünkü protestolar son 4-5 ay boyunca birçok kez ve farklı şehirlerde yapıldı. En büyük protesto, 15 Mart’ta başkent Belgrad'daydı ve yaklaşık protestocu sayısı 300 binin üzerindeydi. Bu da Sırbistan nüfusunun yaklaşık yüzde 5'ine denk geliyor.

Gezi ve Novi Sad

Bundan sonra ne olacak? Yani, protestocular ne kadar direnmeye devam edecek?

Bu soruya cevap vermek de zor. Görünüşe göre sadece öğrenciler buna bir cevap verebilir ya da en azından umuyoruz ki bir planları vardır. Profesör, yazar ve pazarlama stratejisti Lazar Džamić'in sözlerinden alıntılamak gerekirse, "Planı bilmem gerekmiyor, sadece bir plan olduğunu bilmem gerekiyor."
Şu anda olan şey, vatandaşların öğrenciler olmadan daha küçük, anlık ve amaca özel protestolar düzenlemeye dair güçlenmiş olması gibi görünüyor. Daha kolay toplanıyorlar, birkaç yerde yerel veya belediye düzeyinde doğrudan demokrasi biçimi olarak düzenlenen toplantılar. Halk ve öğrenciler arasında karşılıklı destek var. Öğrenciler ise kendi faaliyetlerine devam ediyor, fakülteleri boykot ediyor, belirli kurumları kısa süreli abluka altına alıyorlar, boykot çağrıları yapıyor, kendilerini destekleyenlere (yani öğretmenler ve profesörler gibi) destek veriyorlar. Ancak en önemlisi, öğrenciler hükümete ve hepimize dört taleplerinin karşılanmadığını ve kendileri bitti demeden hiçbir şeyin bitmediğini hatırlatıyor. Bu güçlü sözler, protestoları destekleyen tüm insanlarda ciddi bir yankı uyandırıyor.

Tüm bu zorluklara rağmen umut var değil mi?

Tüm zorluklara rağmen, protestocuları motive eden ve ilham veren güçlü dayanışma ve destek anları yaşandı. Öğrenciler şehirden şehre yürürken - Novi Sad, Kragujevac, Niš ve Belgrad’a-  insanlar tarafından çok sıcak karşılandılar. Evde yaptıkları yemekler ikram ettiler, evlerine davet ettiler ve dinlenmek için güvenli yerler sundular. Yani halk, protestocularla derin ve sıkı bir bağ kurdu. Bu dayanışma ve misafirperverlik anları, protestoculara verilen desteği güçlendirdi ve mücadelelerinin boşuna olmadığını hatırlattı. Bu, Sırbistan'ın daha adil ve hesap verebilir bir toplum için mücadelesinin henüz bitmediğine dair bir umut kaynağı oldu.

2013’te Türkiye’de de geniş çaplı bir direniş ve gösteriler oldu. Gezi Direnişi’yle sizin ülkenizdeki gösteriler arasında herhangi bir benzerlik var mı?

Hem Sırbistan’daki protestolar hem de 2013 Türkiye Gezi Direnişi çarpıcı benzerlikler taşıyor. Her iki durumda da, Sırbistan’daki Novi Sad trajedisi ve Türkiye’deki Gezi Parkı’nın yıkım planları gibi belirli olaylar, hükümet otoriterliği, yolsuzluk ve insan haklarına duyarsızlıkla ilgili daha geniş hoşnutsuzluğu simgeledi. Her iki hareket de, yerel olaylardan ulusal şeffaflık, demokratik yönetim ve insan onuruna saygı taleplerine dönüşen bir dalga başlattı.

Kategoriler

Dünya



Yazar Hakkında