DEM Parti Sözcüsü Doğan: "Türkiye'nin yeni bir anayasaya ihtiyacı var"

DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, anayasa meselesine ilişkin konuştu, "Türkiye'nin yeni bir anayasaya ihtiyacı var. Yeni anayasa tartışmalarını farklı siyasi çıkar tartışmalarının üzerinde tutmak gerekiyor" dedi.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Sözcüsü Ayşegül Doğan, partisinin Parti Meclisi (PM) ve Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantılarına dair genel merkezde basın toplantısı düzenledi.

Doğan, Mecliste komisyon kurulması hakkında, "Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’un sorumluluk alması gerekiyor. Bu komisyon toplanmalı, geç bile kalındı.Siyasi parti yetkililerinin toplandığı bir buluşma yapılabilir. Komisyonun esası çok önemli, bu komisyon Türkiye'nin demokrasi sorununu çözmek için toplanmalı. Bu meselesinin esasını diğer bazı tartışmaların gölgesinde yapmak yerine tüm siyasi partilerin toplandığı bir buluşma yapılabilir, Meclis başkanı buna başkanlık yapabilir. Komisyon önemli, Bahçeli'nin teklifini, ilk elden olumlu değerlendirdik" dedi, şu sözlerle devam etti: "Gelelim DEM Parti'nin yapacaklarına DEM parti üzerinden karşıtlık ve yandaşlık biçiminde bir takım pozisyonlar da geliştirilmeye çalışılıyor. En başından beri DEM Parti'nin demokratik çözümüne, Türkiye'nin demokratikleşmesine yaklaşımı siyasi çıkarlar üzerinden yorumlanabilecek, değerlendirilebilecek bir yaklaşım değil.Bugün de dün de yarın da bu böyle olacak. "

Doğan'ın konuşmasından kesitler şu şekilde:

Bu mevzu tüm siyasi çıkarların üzerinde değerlendirilmesi gereken bir mevzu. Bütün siyasi partilerin yaklaşımı ve esas alması gereken konu toplumsal beklenti, Türkiye'nin toplumsal beklentisi, ihtiyacı.Türkiye'ye soluk aldırabilecek demokratikleşme hamlesi olmalı dedik. Ancak geldiğimiz aşamada elbette memnuniyet verici aşamalar var fakat şu yaklaşımın da hala değişmediğini görüyoruz. Bazı siyasal yaklaşımlar henüz bununla ilgili hiçbir ipucu vermiyor. Ve bu da DEM Parti tarafından hakikaten endişe ile takip ediliyor.

Açmak gerekirse; Oy, seçmen taban kaygısı, başka türlü yaklaşımlar yerine bütüncül bir yaklaşıma ihtiyacımız var. Onu yaparsak şöyle olur, bunu yaparsak DEM Parti'nin işine yarar, şöyle bir değerlendirme yaparsak AKP’nin, CHP’nin, MHP’nin, DEVA’nın, Gelecek’in, TİP’in ya da EMEP’in işine yarar... Bütün siyasal partileri buraya dahil ederek değerlendiriyoruz. Bu yaklaşımdan Türkiye kurtulmalı. Biz buradan ezberlerimizi bozmalıyız.

"Sahadaydık ve sahada olmaya devam edeceğiz"

Sürekli DEM Parti'ye ne yapması gerektiğini hatırlatanlar ya da bunun için hevesli olanlar, bulundukları yere bakmakla mükelleftir. Burada medyanın da çok büyük bir rolü var, yeni dilin yaratılmasında. Özgür medya olmadan demokratik bir ülke olmadan bu nasıl sağlanabilir.Tüm bunlar için Türkiye'nin o en başından beri gönderme yaptığımız, barış ve demokratik toplum süreci ile ilgili siyasi ve hukuki zemine ihtiyacı var. Güvene ihtiyacı var ancak ne ile sağlayabiliriz, hukukla ilgili sağlam adımlar atarak. Toplumdaki adaletsizlik duygusunu gidermeye dönük planlarımız olduğunu kamuoyuyla paylaşabiliriz.


En önemli görevlerimizden biri bu yeni sürecin taşıyıcı kolonunun demokrasi olduğunu yeniden yeniden anlatmak. Sahadaydık ve sahada olmaya devam edeceğiz. Yaptığımız ev ve halk buluşmalarının sayısını arttıracağız. Biz bu sürecin hem anlatıcısı hem de örgütleyicisi olacağız. Çünkü sürecin kırılganlıkları var. Yani böylesi süreçlerde riskler olur. Bu riskleri de minimize etmenin ötesine geçip mümkünse risksiz hale getirmek istiyoruz. Riskli bütün alanları temizlemek, toplumsal desteği artırarak ortadan kaldırmak istiyoruz.

Demokratik siyasetin alanını genişletmek, somut emarelerini görmek gerekiyor. Şu dakikalarda İstanbul'da kent uzlaşısı dolayısıyla yargılanan belediye başkanı var, HDK davaları, operasyonlar devam ediyor, gazeteciler özgür hissetmiyor.

"Kent uzlaşısını suç kabul edip yeni dönemi nasıl yaratacaksınız?"

Kent uzlaşısını HDK'nin yapmadığını biz buradan defalarca ifade ettik, ne olduğunu CHP Genel Başkanı Özel ve yetkilileri defalarca ifade etti. Bir siyasi parti ile ittifak yapabilirdik bu bir suç değil, açıklıkla da söylerdik ancak herhangi bir siyasi parti ile ittifak yapmadık. Kent uzlaşısı DEM Parti'nin yerel yönetimler stratejisidir. Ve DEM Parti yaptı kent uzlaşısını. Kent uzlaşısını suç kabul edip, demokratik bir toplum ya da yeni bir dönem yeni bir dil nasıl yaratacaksınız diye bize soranlar var. Ey bu ülkeyi yönetenler bu soru sizlere soruluyor aslında. Bu sorunun yanıtını vermesi gerekenler kimler bugün hükümet edenler, iktidarı temsil edenler.

Ahmet Özer'in tutukluluğuna tepki

Eğer siz Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'e böyle hissettirirseniz, savunmasında söylediği gibi;  “Bunu söylemeye hicap duyuyorum Van'dan gelip Türkiye'nin en büyük ilçesini yönettiğim için yargılanıyorum. Yani Kürt olduğum için yargılanıyorum.” Herkesin kendini değerli hissetmesi insanların etnik kimlikleri ve dilleri, kültürleri, inançları, farklılıkları nedeniyle yargılanmadığı ya da değersiz hissetmediği bir ülkede gerçekleşebilir. Onun için en önemli başlıklardan biri ; eşitlikçi kardeşlik hukukunun tesis edilebilmesiydi toplantımızda. 

"Türkiye'nin yeni, özgürlükçü, demokratik, kapsayıcı ve kucaklayıcı bir anayasaya ihtiyacı var."

Doğan açıklama sonrası gazetecilerin sorularını cevapladı.  "Erdoğan'ın CHP'ye sivil anayasa çağrısı olmuştu. DEM Parti yeni anayasaya nasıl bakıyor, görüşmelerde bu gündeme geldi mi? Geldiyse neler konuşuldu?" sorusuna yanıt olarak Doğan şöyle konuştu:

"Adalet Bakanlığı ile olan görüşmede yeni anayasa konusu gündeme gelmediğini, gündeme gelen başlıklardan hatırlayabiliriz. Her iki taraf da bu başlıkları açıkladı. Yeni anayasa gündemiyle Adalet Bakanı ile görüşülmedi. Ancak yeni anayasa konusunda DEM Parti'nin fikri yıllardır olduğu gibi çok açık. Son derece sarih bir fikrimiz var. Türkiye'nin yeni bir anayasaya ihtiyacı var. Bu konuda kimsenin de itirazı yoktur. Herkes aynı noktaya dikkat çekiyor. Burada da farklı bir yaklaşıma ihtiyaç duyuyoruz. Bu yeni anayasa tartışmalarını başka siyasi hesap ve çıkar tartışmalarının üstünde tutmak gerekiyor. Türkiye'de herkesin kendini ait hissettiği, herkesin kendini değerli hissettiği, insanların kendilerini bu aidiyetle birlikte bütünleşmiş hissettiği yeni bir anayasaya ihtiyaç var. Eskiden tamamen kopmuş yepyeni bir anayasadan bahsediyoruz. Yani eşitlikçi bir kardeşlik hukukunun tesis edildiği, herkesin özgünlüklerinin yasal teminatının olduğu bir yeni anayasaya ihtiyaç olduğunu biz onlarca yıldır söylüyoruz. Aksini söylemek, kendi mücadelemizin önemli varlık nedenlerinden birini yok saymak olur. Kim diyebilir ki Türkiye bu antidemokratik uygulamalara neden olan darbe anayasasıyla yönetilsin? Üstelik geldiğimiz aşamada darbe anayasası dahi uygulanmıyor tespitleri yapıyoruz. Mevcut mevzuat uygulansa bile Türkiye'de nelerin değişebileceğinden bahsediyoruz yıllardır. Evet, tabii ki Türkiye'nin yeni, özgürlükçü, demokratik, kapsayıcı ve kucaklayıcı bir anayasaya ihtiyacı var."

Kategoriler

Güncel