Doğa ve insanlığa dair ödüllü görüntüleriyle tanınan Brezilyalı fotoğrafçı ve çevreci Sebastiao Salgado 81 yaşında hayatını kaybetti. Fotoğraflarıyla “Bakın ve yüzleşin” diyen Salgado, geriye insanlık, doğa ve hafızayla örülü bir arşiv bıraktı.
Brezilyalı fotoğrafçı Sebastiao Salgado, 23 Mayıs’ta hayatını kaybetti. Alameti farikası olan siyah beyaz fotoğraflarıyla doğayı, hayatın adaletsizliklerini ve insan hikayelerini belgeleyen Salgado, 81 yaşındaydı.
Ölüm haberi, Salgado’nun altmış yıllık eşi Lélia Wanick Salgado ile birlikte kurduğu çevresel restorasyon odaklı sivil toplum kuruluşu Instituto Terra tarafından doğrulandı. Kurum, Instagram'da paylaştığı mesajda Salgado'yu “zamanımızın en büyük fotoğrafçılarından çok daha fazlası” olarak tanımlayarak veda etti. Ailesinin yaptığı açıklamaya göre Salgado 2010 yılında Endonezya’da kaptığı sıtma nedeniyle gelişen komplikasyonlar sonucu ağır bir lösemi geçirmişti.
Fotoğrafçı geçen sene Guardian’a verdiği röportajda “Çok daha fazla yaşamayacağımı biliyorum” demişti. Açıkçası çok da umrunda değildi, daha ne kadar vaktinin kalıp kalmadığı. Zira aynı röportajın devamında şu sözleri söylemişti: “Daha uzun yaşamak da istemiyorum. Çok şey yaşadım, çok şey gördüm.”
Gerçekten görmüştü üstüne üstlük sadece görmekle kalmayıp tüm dünyaya da kendi gözünden göstermeyi başarmıştı. 1994’te Ruanda soykırımı, 1991 Körfez Savaşı’nın sonunda yanan petrol sahaları ve 1984’te Afrika’nın Sahel bölgesindeki kıtlık gibi olayları belgelemiş; Amazon ormanları başta olmak üzere doğa ve insanlığa dair fotoğraflarıyla herkesin bakışlarını “olması gerekene” çevirmeyi başarmıştı.
Toprağın ve ormanın savunucusu
Salgado, Brezilya’nın kırsal Minas Gerais bölgesinde doğdu ve São Paulo’da ekonomi eğitimi aldı. Sol görüşlü olması nedeniyle, eşi Wanick ile birlikte 1964-1985 yılları arasındaki askeri diktatörlük döneminin siyasi baskılarından kaçarak yolunu Paris’e düşürdü. Burada işler yolunda gitmişti, Salgado kısa sürede büyük bir çıkış yakalayarak ismini duyurmayı başardı.
Elliyi aşkın yıla yayılan kariyeri boyunca 130'dan fazla ülkeye seyahat eden sanatçı, siyah-beyaz kompozisyonlarla toplumsal sorunları belgeledi, doğa fotoğrafları ile dünyanın yaşadığı sorunlara dikkati çekti. Salgado, hemen her karesinde insanlığın temel sorunlarından birini ve görenlere adeta “Bakın ve yüzleşin” diyordu. ’Diğer Amerikalılar’, ‘Toprak’, ‘Göçler’, ‘Çocuklar’, ‘Afrika’, ‘Genesis’ gibi fotoğraf projeleriyle küresel dünyada, görmezden gelinen neler varsa onları gösteriyordu.
Ara Güler’in dostuydu, İstanbul’da saldırıya uğradı
Dünyanın en etkili fotoğrafçılarından biri olan Salgado, Ara Güler’in de dostuydu. Her fırsatta Güler’e olan saygısını dile getiriyordu. Arkadaşlıkları Paris’teki gençlik yıllarında her ikisi de uluslararası fotoğraf ajansı Magnum Photos’ta çalışırken başlamıştı.
Salgado’nun yolu dostu Ara Güler’in davetiyle İstanbul’a da düşmüştü. Fotoğrafçı 1999 yılında “Göçler” çalışması için İstanbul’a gelmiş, yaklaşık iki ayı kenti ve insanları fotoğraflayarak geçirmişti.
Fakat maalesef Salgado’nun İstanbul’da çok da güzel anıları yok. Dünyanın büyük sekiz metropolünü fotoğraflamak için yola çıkan Salgado, İstanbul’dan çektiği karelerin yanı sıra tandon yırtığıyla ayrılmak zorunda kaldı. Zira çevirmeni Ali Işıngör'le beraber fotoğraf çalışmaları yapmak için gittiği Tarlabaşı semt pazarında saldırıya uğradı. Fotoğraf çekerken pazarcının biri ‘tezgahın önünü kapatıyor’ diye saldırdı, Salgado ayağından yaralandı. Proje kapsamındaki seyahatlerini ertelemek ve Fransa’ya dönüp bir dizi ameliyat geçirmek zorunda kaldı. Üstelik “Göçler” projesi ayağından sakatlandığı İstanbul’da maalesef açılamadı.
Geçen sene İstanbul’a geldi
Yaşadıklarına rağmen İstanbul’a ve Türkiye’ye dair herhangi bir olumsuz düşünce barındırmadığını her fırsatta söyleyen Salgado’nun “Genesis” projesi geçen sene 212 Photography Istanbul kapsamında İstanbul’daydı. Dünyayı dolaşarak çektiği 245 siyah-beyaz fotoğraftan oluşan proje, MSGSÜ Tophane-i Amire’de üç ay boyunca ziyaretçileri ağırlamıştı.
Salgado ise “Benim için İstanbul’a geri dönmek büyük bir zevk” diyerek projesini şu sözlerle anlatmıştı: “‘Genesis’ sergisini bu zamana kadar 4 milyondan fazla kişi gördü. Bugün gezegeni korumak için bir arayış içindeyiz. Çünkü onu çok hızlı bir şekilde yok ediyoruz. Bu proje gezegenin henüz bozulmamış kısımlarını gösteriyor. Türkiye halkının bunları görmesi de benim için önemli.”
Salgado ardında yalnızca etkileyici fotoğraf kareleri değil; aynı zamanda etikle, mücadeleyle ve doğaya inançla örülmüş bir yaşam bıraktı. Kadrajını vicdanı gibi kullandı. Artık aramızda değil ama onun bak dediği her şeye hâlâ bakabiliriz. Ve hâlâ yüzleşebiliriz.