Anne-Baba Dayanışma Ağı’ndan aileler, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması ardından başlayan protesto eyleminde tutuklanan gençlerin yarın Silivri Kampüsü’nde görülecek olan duruşmasına dayanışma çağrısında bulundu.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptal edilmesi ve 19 Mart'ta gözaltına alınıp 23 Mart’ta tutuklanması ile başlayan protesto eylemlerinde tutuklanan gençlerin ailelerinin kurduğu Anne-Baba Dayanışma Ağı, tutukluluğu devam eden gençler için dün basın toplantısı düzenledi.
Eğitim Sen İstanbul 3 Nolu Şube'nin toplantı salonunda gerçekleştirilen açıklamada, çocukları cezaevinde bulunan Emine Çepniler, Fatma Şahin, Tülay Yıldız, Candan Doğan ve kızı tahliye edilen ancak yargılaması süren Avni Gündoğan yer aldı.
30 Mayıs’ta Silivri’de görülecek olan duruşma için dayanışma çağrısı yapan aileler, “Kendine bir gelecek yaratmaya çalışan çocuklarımız haftalardır parmaklıklar arkasında. Çocuklarımız için, ülkemiz için adalet istiyoruz. Herkesi 30 Mayıs’ta Silivri’ye çocuklarımızın özgürlüğü için çocuklarımızın sesine ses olmaya çağırıyoruz” sözlerini kullandı.
Açıklamaya katılan Candan Doğan, Emine Çepniler ve Tülay Yıldız, gözaltılarla başlayan süreci ve çocuklarının son durumunu ANKA’ya anlattı.
Tutukluluğu nedeniyle sınava hazırlanamıyor
66 gündür tutuklu olan oğlu Toprak Doğan ile en son 19 Mayıs’ta görüştüğü söyleyen anne Candan Doğan, “Şu an psikolojik olarak çok kötü bir durumda. ‘Umutluyum anne, ben bir şey yapmadım, duruşmada çıkmayı ümit ediyorum’ dedi” şeklinde konuştu. Oğlunun uçak teknisyeni olmak istediğini ve üniversite sınavına hazırlandığını belirten Doğan, “Üniversite sınavına, içeri girdikten sonra çalışamadı. Biz kitaplar gönderdik ama yapamadı. Bu da çok normal bir şey, psikolojisi bozuk bir durumdaydı. O yüzden sınava hazırlanmayı bıraktı. Aslında çok iyi hazırlanıyordu, netleri çok iyiydi. Ama böyle bir şey yaşadık, şu an bu haldeyiz. Ben artık çocukların bir an önce ailelerine kavuşmasını istiyorum. Çok uzun bir süreç oldu, 66 gündür tutuklular. Artık bir an önce çocukları bizlere teslim etsinler” diye konuştu.
"Çocuklar dışarı çıkmak istiyorlar”
Marmara Üniversite Ekonometri Bölümü 4’üncü sınıf öğrencisi Yiğitcan Çepniler’in (22) annesi Emine Çepniler ise şunları söyledi: “Bütün çocukların şöyle bir hali var, ‘30 Mayıs’ta çıkacağız’. Ama 30 Mayıs’ta çıkmazlarsa ondan sonraki durumlarını tahayyül edemiyorum. Çocuklar dışarı çıkmak istiyorlar. Haklılar, anlayamıyorlar. Biz aileler bir de bunun dışarıdaki sürecini yürütmek zorunda kalacağız. Onların psikolojileri, bizim psikolojilerimiz, hepimiz çok kötü durumdayız. İşkence, eziyet.”
“Oğlum, geleceğimi göremiyorum diyor”
Burak Yıldız’ın annesi, Mahsuni Kahraman’ın da ablası olan Tülay Yıldız, yaşadıklarını şu sözlerle anlattı: “Oğlumla kardeşim 24 Mart gecesi, gece baskınıyla Terörle Mücadele tarafından evlerinden alındılar. İlk defa polisle karşı karşıya geldim, normalde karakol kapısı bilmem, gitmişliğim yoktur. Benim için çok büyük bir travma oldu. Hele bir de Terörle Mücadele ekibinin gelmesi ayrıca bir travma oldu. Eve gelen memurlar bana dedi ki, ‘2-3 gün gözaltı olur en fazla. Merak etmeyin korkacak bir şey yok’. 4 gün boyunca özel avukat tutmak zorunda kaldım çocuğum ve kardeşimden haber alabilmek için. Akıbetleri nedir, herhangi bir işkenceye maruz kaldılar mı diye.
Bizim çocuklarımız tertemiz çocuklar. Gençler, geleceğe dair umut vaat ediyorlar. Yerleri orası değil. Eğer bu ülkede hukuk varsa yerini bulur. Adaletli bir yargılama sistemiyle her şey yerine oturtulur. Ben oğluma, ‘Seni yurtdışına yollayalım, geleceğini kurtar’ derdim. Oğlum da, ‘Ne işim var yurtdışında’ derdi. Şimdi, ‘Ben bu ülkede kalmak istemiyorum’ diyor. Şu anda deli gibi İngilizce çalışıyor, abileri ona İngilizce öğretiyor. ‘Geleceğimi göremiyorum, ben yurtdışına gitmek istiyorum, bir şekilde gideceğim diyor.”
Dayanışma çağrısı
Aileler son olarak, herkesi yarın Silivri Kampüsü’nde görülecek olan duruşmaya dayanışma göstermeye çağırdı.