CHP, Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun tutukluluğunun 100'üncü günü nedeniyle İstanbul Saraçhane'de "Millet İradesine Sahip Çıkıyor Mitingi" düzenledi. İmamoğlu ve yurtdışında bulunan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ın birer mesaj gönderdiği mitingde İmamoğlu'nun eşi Dilek Kaya İmamoğlu bir konuşma yaptı. Mitinge, geçtiğimiz hafta CHP'ye geri dönen Memleket Partisi'nin eski genel başkanı Muharrem İnce ve CHP'nin önceki dönem genel başkanı Hikmet Çetin de katıldı.
Özel, mitingde yaptığı konuşmada şunları kaydetti:
"Adaletin ve demokrasinin 100'üncü kara gününde, 19 Mart darbesinin 104'üncü, Ekrem Başkanımızın tutsaklığının 100'üncü gününde bu yüz karası günde milletin evindeyiz. Yedi gün yedi gece Saraçhane'de birlikte durdunuz. Gecenin karanlığında adaleti haykırdınız, iradenizi savundunuz. Seçtiğinizin arkasında durdunuz. Faşizme, darbecilere, cuntaya karşı boyun eğmeyenlersiniz. Ben hepinizle gurur duyuyorum. Bugüne kadar 29 büyük mitingde birlikteydik. Bu meydan İstanbul'daki bütün demokratların hep birlikte olduğu bir meydandır. Burası milletin meydanıdır, demokratların meydanıdır. Bu meydanın ötekisi yoktur, bu meydanda itilen, kakılan, dışlanan yoktur. Bu meydan bilir ki kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz."
"19 Mart akşamı tek başımıza kurtulmayacağımızı, hep beraber mücadele edeceğimizi bilerek, sadece Ekrem Başkana değil tüm belediye başkanlarımıza, tüm siyasi partilerin genel başkanlarına, siyasi tutsaklarına özgürlük isteyerek bu meydanda toplandık. İyi ki geldik, iyi ki mücadeleyi verdik, iyi ki bir aradayız. Bizim arkadaşlarımız belki zindandalar ama moralleri, motivasyonları yüksek, inanıyorlar biz haklıyız ve biz kazanacağız. Onları zindanlara atanlar, saraylarda oturuyorlar ama yerin yedi kat dibindeler, korkuyorlar. Kaybedecekler. 19 Mart'ta yaşadığımıza bir darbe demiştik. Tüm darbeler gibi bu darbenin de hedefinin bir kişi, bir mekan ama esas hedefinin milletin iradesi olduğunu söylemiştik. Her darbenin bir bildirisi olur, bunun da vardı. 19 Mart'ta servis ettikleri '550 milyar lira yolsuzluk var, İmamoğlu suç örgütüdür' diye servis ettikleri haber bu darbenin bildirisidir. Tüm darbe bildirileri önce TRT'den okunmuştur. Her tarafa yayılmıştır. Ancak, milletin vicdanından dönmüştür. Buna millet inanmamış, darbeyi de darbecileri de püskürtmüştür. "
"Her darbenin bir planı olur. Bu darbenin planı 18 Mart'ta diplomayı iptal etmek, 19 Mart'ta yüzlerce polisle birlikte Ekrem Başkanın evine gitmekti. Bu darbe neyi planladıysa yaptı. Ahmet Özer 244 gündür, Rıza Akpolat 165 gündür, Alaattin Köseler 119 gündür, Emrah Şahan, Murat Çalık, Ekrem Başkan ile birlikte 100 gündür tutuklu. Hasan Akgün, Hakan Bahçetepe, Utku Caner Çaykara, Kadir Aydar ve Oya Tekin 27 gündür tutuklular. Onlarla birlikte belediye meclis üyelerimiz, pırıl pırıl bürokratlarımız bu darbe girişiminden dolayı cezaevlerinde tutuluyorlar. Tüm baskılara rağmen millet seçtiğinin arkasında duruyor, iradesinin arkasında duruyor. Ekrem Başkana ve arkadaşlarımıza sahip çıkıyor, biz de kaya gibi onların arkasında duruyoruz."
"Her darbenin başında bir cuntası vardır. Bu darbenin de 3 savcısı, 3 hakimi, 3 tane gizli tanığı, iftiracıları var. Bu darbenin başında bir başkan, bir cunta başkanı var. Milletin geçmişte cumhurbaşkanı diye seçip yetki verdiği birisi Recep Tayyip Erdoğan, artık cumhurbaşkanı değil cunta başkanıdır, cunta başkanı. Her darbenin görevlendirme listesi olur. Bu darbenin de vardı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne kayyım, ismi belliydi. Cumhuriyet Halk Partisi'ne kayyım, ismi belliydi. Bu millet, darbeyi, darbe planlarını yırttı çöpe attı. Bu millet meydanlarda bu darbeye direndi. Birileri darbe beklerken, kayyım beklerken siz Cumhuriyet tarihinin en büyük direnişini, en büyük mücadelesini ortaya koydunuz, her birinizle ayrı ayrı gurur duyuyoruz."
100 günde hem içeride, hem dışarıda direncimizi kırmaya, umudumuzu kaybettirmeye, bizi sindirmeye çalışanlara şöyle sesleniyoruz. Diyorsun ya 'Gel bak bir imza at'. Ey Akın Gürlek, ey Erdoğan, gel bak, şu Saraçhane'ye bir bak. Bu ülkeyi korkanlar, sinenler, teslim olanlar değil direnenler kurtardı, direnenler kurdu. Bizi korkutamazsın, Ey Erdoğan, biz korkuyu evde bıraktık."
(ANKA)