Özgür Özel, 19 Mart sürecinde boykot uyarısı yaptığı HaberTürk canlı yayınına katıldı. Özel, Erdoğan'ın İmamoğlu'na darbe yaptığını öne sürdü, Erdoğan'ın çözüm süreci kapsamında partisi, MHP ve DEM Parti'nin ittifak olduğunu iddia etmesini eleştirdi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 15 Temmuz darbe girişiminin yıl dönümü dolayısıyla gerçekleştirilen HaberTürk yayınına katıldı. Özel, HaberTürk'e İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik başlatılan operasyonların ardından boykot uyarısı yapmıştı.
Özel yayında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. CHP'li belediyelere yönelik başlatılan Kent Uzlaşısı operasyonlarına tepki gösteren Özel, iktidarın PKK lideri Abdullah Öcalan'la "yurt uzlaşısı" yaptığını söyledi. Özel, ayrıca "Erdoğan kendisinden sonra Cumhurbaşkanı olması olası Ekrem İmamoğlu'na darbe yaptı" diyerek Erdoğan'ı eleştirdi. Özel, "Erdoğan belli bir yaşa gelmiş, muhakeme ve yönetme yeteneğini kaybetmiş, muhaliflerini hapse atacak kadar şuurunu kaybetmiş, demokrasiden nasibini almamış birine dönüşmüş durumda. Erdoğan'ın o sözünü bu sözünü çok kıymetlendirerek konuşmanın hiçbir anlamı yok" dedi.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çözüm süreci kapsamında partisi, MHP ve DEM Parti'nin ittifak olduğunu iddia etmesini eleştiren Özel, şöyle devam etti:
"Cumhurbaşkanı üçümüz varız diyor. Sonra yer yerinden oynadı. Erdoğan'ın oyu düşmüş 29'a. Meydanlar 19 Mart darbesine karşı direniyor. Ahlaki, psikolojik, çoğunluk enerjisi CHP'de. Her zaman geçmişte de kalabalık meydanlar için memurları topla getir, bu gücünü de kaybetti. Şimdi bir tarafta İstanbul'da 100 bin kişi ayakta, haftasonu Bayburt'ta 25 bin kişi ayakta. Dönüyor diyor ki, 'Yeni bir oyun kurdum, ben, MHP, DEM'le beraberim. Biz kalabalığız korkmayın' kendi kitlesine bu mesajı veriyor. Aciziyet toplantısıdır. Siyaseten sefil duruma düştüğü için büyük bir aciziyet içinde. İnsan utanır. Sayın Pervin Buldan 'Siyasi ittifak yok, süreçle ilgili görüşüyoruz' diyor.
"Erdoğan, İmamoğlu'na darbe yaptı"
Erdoğan 19 Mart'ta demokrasi treninden indi. 19 Mart 2028 en geç, Saraçhane'de ben Habertürk'te canlı yayında konuşacağım. Erdoğan kendisinden sonra Cumhurbaşkanı olması olası Ekrem İmamoğlu'na darbe yaptı. Trump'ın yardımcıları; '3. dünya ülkelerinde bunlar olur. Erdoğan bu işi halletti' diyene itiraz etmiyor, o Erdoğan CHP'li 17 belediye başkanını içeri attırdı. Bir kör kuruş yok ortada. Attıkları bütün yalanlar çöktü. Bütün yalanlar çöküyor, Erdoğan 19 Mart'ı yönetiyor ya da yönetenlere mani olamıyor.
"Türklerle Kürtlerin birbirine ihtiyacı var"
Özel “Adıyaman'daki, ‘CHP’nin Kürtlerle ilişki kurma açısından DEM Parti’ye ihtiyacı yok’ açıklamanızda tam olarak neyi kastediyorsunuz” sorusuna karşılık şunları söyledi:
“Alıntıyı tam yapalım: ‘CHP'nin Kürtlerle ilişki için DEM Parti'ye; DEM Parti'nin Türklerle ilişki için CHP'ye ihtiyacı yok ama Türklerle Kürtlerin birbirine ihtiyacı var. Gelecekte güçlü olmamız için birlikte olmamız lazım’ dedim ve en çok da bu alkışı aldı. Kim tartıştıysa o tartışan kötü niyetli. Çünkü Adıyaman gibi Kürt ve Türk nüfusun çok yoğun olduğu bir memlekette en çok alkışı Türklerle Kürtlerin bir arada geleceği kurmaları alıyorsa bu başka bir şey. ‘Terörsüz Türkiye’ dediğimiz mevzu, Erdoğan'ın kişisel hırs ve ihtiraslarından zaman zaman ayak sürümelerinden, önde koşmalarından; bazen geride kalıyor çünkü gerekli cesareti gösteremiyor. Çünkü geçmişte kötü yönettiği bir süreç var. Kendisine geçmiş dönemde CHP, 'Biz sana destek verelim, kredi verelim ama doğruları yap' dediğinde, 'Al krediyi, başına çal' demişti. O zaman MHP, Erdoğan'ı terör örgütü elebaşıyla işbirliği yapmakla suçluyordu. Erdoğan da Sayın Devlet Bahçeli'ye 'Kan emici. Kandan besleniyorsun' diyordu.
"Erdoğan'ın abiliğine falan da ihtiyacımız yok"
Bu süreçte ortaya çıkan bir durum var: PKK silah bırakacak. Devlet Bey buna, 'Terörsüz Türkiye' diyor. Ben buna 'Terörsüz ve demokratik bir Türkiye' diyorum. DEM buna başka bir şey diyor. Ama biz hepimiz şöyle bir noktadayız: ‘Silahlar bırakılacaksa ve Türkiye birlikte barış içinde, güven içinde yaşanacak bir ülke olacaksa, bu teröre giden paralar milletin kursağından geçecekse bu iyi bir şeydir, Biz buna destek olacağız’ diyoruz. Ve biz diyoruz ki ‘Bu Meclis çatısı altında olduktan sonra en müspet katkıları sağlayacağız. Neden Kürt'ün, Türk'ün anası ağlasın? Neden sıvasız briket evlere koca koca Türk bayrakları asalım? Neden camı olmayan naylondan penceresi kapanmış evlere şehit ateşi düşsün? Düşmesin. Ben çok şehit cenazesine gittim. Anası-babası, ‘Vatan sağ olsun’ diyor. Beş sene sonra git bakalım, o ateş düşmüş şehidin evinde ne olmuş? Kardeşine bir tane iş veriyoruz, anası bayılınca devletimiz iğne yapıyor. Beş sene sonra git bakalım, o evde ağlarsa anam ağlar, gerisi yalan ağlar oluyor. O yüzden bu terörün kökünün kazınması lazım. Tamamen terörden kurtulunması lazım. Güçlü bir demokrasi inşa edilmesi lazım. Burada da Meclis'in etkili rol oynaması lazım. Bizim bu konuda da Erdoğan'ın abiliğine falan da ihtiyacımız yok."
"Kent uzlaşısını suç diye tanımlayıp Öcalan ile 'yurt uzlaşısı' yaptılar"
Kent uzlaşısını suç diye tanımladılar. Onlar Öcalan ile yurt uzlaşısı yaptı. Bizimkiler içeride duracak, onlar da vicdan rahatlatacak. Geçmişte DEM üyesi olmuş ve sırf Kürt diye içeride tuttuğun herkesi dışarı çıkaracaksın. DEM'li belediyeleri geri vereceksin. Akıl yok, fikir yok. Her türlü yalana sessizlik, dünya kadar tutarsızlık. Sonra Erdoğan'ın konuşmasının kodları ne? Ne kodu ya? Acziyetin, ilkesizliğin kodu mu olur? Erdoğan belli bir yaşa gelmiş, muhakeme ve yönetme yeteneğini kaybetmiş, muhaliflerini hapse atacak kadar şuurunu kaybetmiş, demokrasiden nasibini almamış birine dönüşmüş durumda! Erdoğan'ın o sözünü bu sözünü çok kıymetlendirerek konuşmanın hiçbir anlamı yok."
"Türkiye'nin birinci partisiyle muhattap olan bunu bilerek konuşacak"
Terörsüz Türkiye komisyonuna ilişkin değerlendirme ve önerilerini paylaşan Özel, partisinin birinci parti konumunda olduğunu ve 'dayatma' bir sisteme katılamayacaklarını belirterek şu şekilde konuştu:
"16 maddelik oldukça kuvvetli bir görüş verdik. Partilerin evet dediği bir komisyon kurulacaktı. Şimdi kendi kendine böyle olacak diye kurup dayatırsa yanlış yapar. Samimiyetle dedim görüşün, fikir toplayın. Bir makulde anlaşalım. Bu makulu de ilan etmeden bizimle paylaşın. Bu kadar iyi niyetle giderken adını, sanını, sayısını belirleyip bize dayatacaksa doğru değil. Türkiye demokratikleşsin. Kürt ve terör sorunu demokratikleşerek çözülebilir. CHP iyi niyetli katkı verecek. Biz en müspet katkıyı sağlayacağız. Türkiye demokratikleşsin. Türkiye'de Kürt sorunu, demokratikleşerek çözülebilir. Türkiye'de terör sorunu demokratik adımlar atılarak çözülebilir. Bu süreçte yasamaya düşecek görevlere CHP müspet katkı, olumlu katkı, iyi niyetli katkı verecek.
Ama sırf CHP'yi bu sürecin dışında tutmak istiyor diye Erdoğan; olur olmaz, çer çakal işler yapmaya kalkılırsa bunlara da sessiz kalmaz. Hem kandıracaksın, aldatacaksın, verdiği sözleri tutmayacaksın; ondan sonra da döneceksin ‘CHP ne yapıyor?’ Öyle konforlu siyaset kalmadı. Akıllarını başlarına alacaklar. Türkiye'nin birinci partisiyle muhatap olan, birinci partisiyle muhatap olduğunu bilerek konuşacak. Öyle, ‘Çağırırım, gelen gelir, gelmeyen gelmez. Biz üçümüz bir taraftayız, siz çeperdesiniz. Lazım olunca Meclis’ girersiniz’ böyle bir şey yok. Meclis Başkanı da Türkiye'nin birinci partisiyle muhatap olduğunu bilerek görüşmeler yapacak, adımlar atacak; Cumhurbaşkanı da öyle yapacak Bakanlar da öyle yapacak bürokrasi de öyle yapacak. Asker, sivil, bürokrasi; CHP'nin bu ülkenin birinci partisi olduğunu, iktidar namzeti olduğunu, milletimizin takdiriyle gelecek seçimlerde CHP'nin bu parlamentonun birinci grubu olacağını, Cumhurbaşkanının bir CHP'li olacağını bilecekler. Hesaplarını, kitaplarını ona göre yapacaklar.”