'Akın Gürlek' davası: İmamoğlu'nun iki suçtan mahkûmiyetine, bir suçtan beraatine hükmedildi

CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’e yönelik sözleri nedeniyle yargılandığı davada hüküm açıklandı. İmamoğlu, "tehdit" suçundan 2 ay 15 gün, "kamu görevlisine hakeret" suçundan ise 1 yıl 5 ay 15 gün olmak üzere toplam 1 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırılırken, "terörle mücadelede görev almış kişileri hedef gösterme" suçundan beraatına hükmedildi. Mahkeme heyetinin bir üyesinin İmamoğlu'nun bütün suçlamalardan beraatını isteyerek, hükme şerh koyduğu öğrenildi.

İmamoğlu’nun İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Gürlek’e ilişkin sözleri nedeniyle “tehdit”, “kamu görevlisine karşı görevinden dolayı alenen hakaret” ve “terörle mücadelede görev almış kişileri hedef göstermek” suçlamalarıyla yargılandığı davanın üçüncü duruşması 14. Ağır Ceza Mahkemesince, Silivri 1 No’lu duruşma salonunda görüldü.


Mahkeme heyeti, savcının esas hakkındaki görüşüne karşı beyanda bulunmalarının İmamoğlu’na son sözlerini sordu. İmamoğlu ise şu şekilde konuştu:

“Son söz benim için uygun bir kavram değil. Hiçbir zaman sözün bittiği yerde olmayız. Yargı tacizine uğrayan biri olarak yoğun bir saldırı altındayım. Mahkemenin esas çatısı altında değil de Silivri’ye nakledilmiş şekilde göçebe bir yargılama söz konusu... Bir de ‘Ahmak davası’ var. 2 yıl 7 ay 15 gün hapis ve siyasi yasak kararı verildi. Bu karar 3 yıldır istinaf mahkemesinde bekliyor. Türkiye yargı tarihinde olmamış biçimde, Beylikdüzü davasında, 5 kez mütalaa vermeyen bir yargı makamı ile karşı karşıyayım. Savcılık makamı ortada yok.“

Bunun üzerine mahkeme başkanı İmamoğlu’na, bahsettiklerinin huzurdaki yargılama ile ilgili olmadığını söyledi.

İmamoğlu, sözlerine şöyle devam etti:

“Bunların hepsi birbiriyle ilgili. Ben bu cennet vatanda bir kişi için tehdidim. Sandıkta 4 kez yendim, 5’inci kez yeneceğim için tehdidim. Hepsi birbiriyle alakalı. Size önemli bir şey diyeceğim, bunları benden duyun. Bilirkişi davasında, ismi Satılmış olan beyefendiyi ben millete şikayet ettim ama benim hakkımda dava açıldı. Diplomam, hiçbir hatası olmamasına rağmen zorlayarak iptal edildi. Benimle birlikte olanların dosyası ayrıldı, bana acilen ayrı bir dava açıldı. Çok aceleleri var.”

“Ahmet Özer başkanımız tahliye kararı aldı. Aylar sonra başka bir dosyadan daha tutuklama aldı. Kendisine oy vermeyen herkes teröristti, şimdi başka bir şey konuşuyoruz. Yok öyle bir şey. Ben ‘Vah, memleketim vah.’ demek istemiyorum. Ben Mehmet Murat Çalık kardeşimin evine dönmesini istiyorum. Yeter, cinayete doğru gidiyor bu iş. Nedir bu yahu?”

Konuşmasını yaptığı sırada İmamoğlu duruşma savcısına dönüp “Kimse bana gerile gerile bakmasın. Ben önemsemiyorum bu bakışları” dedi.

İmamoğlu'nun son sözlerinin alınmasının ardından mahkeme heyeti hüküm için 45 dakika müzakereye çekildi.


İki suçlamadan ceza, bir suçlamadan beraat

Karar için verilen aranın ardından salona getirilen İmamoğlu, sloganlarla ve alkışlarla karşılandı.

Mahkeme heyeti İmamoğlu’nun "hedef gösterme" suçu yönünden beraatine, ‘tehdit’ suçundan 2 ay 15 gün, ‘kamu görevlisine hakaret’ suçundan ise 1 yıl 5 ay hapis cezası verildiğini açıkladı.

İmamoğlu’nun ceza aldığı suçlardaki kararların oy çokluğuyla alındığı, bir heyet üyesinin bütün suçlardan beraatini istediği öğrenildi.

Siyasi yasak konusu

CHP Genel Başkanı Özel İmamoğlu'nu Silivri'de ziyaretinin ardından şöyle konuştu:

"Bugün mahkeme Akın Gürlek’in olmayacak alınganlıkla kendi kendine yarattığı bir mağduriyete geçit vermedi. (İmamaoğlu) hedef gösterme yönünden beraat etti. Ama tehdit suçundan iki aylık bir ceza verdiler. Ve onun dışında hakaret suçundan bir yılın üzerinde bir ceza vererek siyasi yasak getirmek üzere niyetlenilen mevzuda siyasi yasak meselesi istinafa, istinaftan sonra Yargıtay’a; yani ileri zamanlara kaldı. Bu yönüyle bu kadar organize kötülüğün içinde, geldiğimiz noktada, siyasi yasak meselesinin çıkmamış olması benim açımdan olumlu. Ama bu kadar saçma sapan bir durumda üç suçlamadan ikisinden ceza verilmesi elbette son derece ayıplı bir durum. Ben içinde bulunduğumuz berbat atmosfer içinde bu kararın, olabilecek en kötü karar olmadığını değerlendiriyorum."

Hukukçulara göre siyasi yasak konusu gerekçeli karar çıkınca netleşecek. 

Kategoriler

Güncel