Ars Electronica Festivali’nin 2025 “State of the Art(ist)” programına seçilen Anet Sandra Açıkgöz, Türkiye’nin ağır insan hakları ihlalleri tarihine dair toplumsal yüzleşmeyi bir top oyunu metaforuyla ele alan “Fugue” adlı video enstalasyonu ile Üstün Başarı Ödülü’ne layık görüldü.
1979’dan bu yana Avusturya, Linz’de düzenlenen sanat, teknoloji ve toplum ilişkisini odağına alan dünyaca ünlü Ars Electronica Festivali, 2025 yılı “State of the Art(ist)” programına seçilen sanatçıları duyurdu. Bu yılın seçkisine, bu zamana kadar yer alan ikinci Türkiyeli sanatçı olan Anet Sandra Açıkgöz de dahil edildi. Sanatçı aynı zamanda Üstün Başarı Ödülüne değer görüldü.
Sanatçı, bu yıl 76 ülkeden 506 başvurunun katıldığı programa, Türkiye’nin kendi ağır insan hakları ihlalleriyle dolu geçmişiyle yüzleşmeyi ihmal etmeye devam etmesini bir top oyunu üzerinden ele alan video enstalasyonu “Fugue” ile katıldı.
Fugue (Füg), Türk devletinin kendi ağır insan hakları ihlalleri tarihiyle yüzleşmemesi ve travmatik anılarla başa çıkamaması konusunu ele alıyor. Ermeni sanatçı Açıkgöz, bu toplumsal baskının sürekli olarak yeniden teyit edildiğini görüyor: devlet suçları zamanla birikir, zaman aşımına tabi olur veya yasal bağlamlarda kasıtlı olarak belirsiz tutulur. Proje, soykırım, pogromlar (kıyım) ve toplu katliamların cezasızlık ve unutulma perdesinin arkasında giderek kaybolduğunu ortaya koyuyor. Bu sistematik baskı, basit bir top oyunu metaforuyla anlatılıyor: oyuncular topu kaçırdığı gibi, failler de sorumluluktan kaçınıyor. Her yeni “oyunda” -her siyasi krizde- aynı failler yeniden ortaya çıkar, gerektiğinde kuralları yeniden yazar, topu kaçırır ve vurulduklarında bile diskalifiye edilmezler. Bu, projenin başlığını da açıklığa kavuşturur: Fugue, Latince kaçmak ve tekrar kelimelerinden türemiştir ve müzikte çok sesli bir kompozisyon biçimi olarak da biliniyor.
Anet Sandra Açıkgöz, Fugue (Füg) adlı video çalışması ile “State of the Art(ist)”de yer alması hakkında şu sözleri söyledi:
“Açık konuşmak gerekirse bu videoda benimle birlikte yer alan birkaç arkadaşım, şu an politik sebeplerden dolayı ülkesinden ayrı yaşıyor, bazılarının ise siyasi dosyaları hala sürüyor… Kendi sesini duymanın ve bu sesin başkaları tarafından da duyabileceğinin farkına çok geç varan biri olarak, evinizde, odanızda ürettiklerinizi izleyici karşısına çıkarmanın çok da kolay olmadığını düşünüyorum. Dolayısı ile herhangi bir üretimin dünyanın başka yerinde, bambaşka kodlarla yetişen insanlar tarafından duyulduğunu ve kişisel bir noktadan çıkan üretimlerin aslında küresel ölçekli krizlere de temsil olabileceğini görmenin asıl ödül olduğunu düşünüyorum.”
Ödül kazanan projelerden bir seçki, 3-7 Eylül 2025 tarihleri arasında Linz’deki POSTCITY’de düzenlenecek olan Ars Electronica Festivali 2025’te sunulacak. Resmi ödül töreni ise 4 Eylül 2025 Perşembe günü, Prix Ars Electronica Ödül Töreni kapsamında Linz Tasarım Merkezi’nde gerçekleştirilecek. Eserler ayrıca Spatial.io’daki Sanal Sanat Galerisi’nde çevrimiçi olarak da yer alacak ve uzun vadede erişilebilir kalacak.