Ermenistan’ın Yerevan şehrinde faaliyet gösteren bağımsız düşünce kuruluşu Bölgesel Çalışmalar Merkezi’nin (RSC) direktörü Richard Giragosian Beyaz Saray'da 8 Ağustos'ta gerçekleşen Trump, Paşinyan, Aliyev zirvesinden sonra Polonya merkezli TVP World televizyonundan Diana Skaya'nın sorularını yanıtladı. Giragosian, "Türkiye’nin Ermenistan ile olan sınırını açması Ermenistan-Türkiye ilişkilerinin normalleşmesi bundan sonraki mantıklı adımdır çünkü artık Türkiye’nin sınırlarını kapatması için bir nedeni kalmamıştır" diyor. Giragosian ayrıca "İyi bir haber varsa o da demiryolu ve karayolu bağlantısının artık tek başına koridor olmaması ile ilgilidir. Çok uç bir talep olan Azerbaycan’ın kendi toprakları dışında bir koridor talebi reddedildi. Şu an Ermenistan’ın toprak bütünlüğünü tehdit etmeyen bir anlaşma var.." diye konuştu.
Diana Skaya: Bu anlaşmayı gerçek bir barış anlaşması olarak kabul edebilir miyiz?
Richard Giragosian: Aslında hayır çünkü izlediğimiz şey oldukça utanç vericiydi. Başka bir deyişle Beyaz Saray'da düzenlenen törenin büyük bir kısmı gerçekten süren bir barıştan ziyade Donald Trump ve onun Nobel Barış Ödülü talebiyle ilgiliydi. Aynı zamanda karşılıklı bir barış anlaşmasından ziyade Ermenistan-ABD ve Azerbaycan-ABD görüşmelerinin bir sonucuydu. Yani bu üç taraflı biçim manzarayı kötüleştirdi. Ayrıca bu anlaşmanın gerçek hayattaki anlamları hakkında şüpheliyim. Gördüğümüz şey bir uyum ya da uluslararası güvenilirliği ve garantörü olmayan bir anlaşma.
Anlaşmanın ilk çıkış noktasının Azerbaycan’ın güç kullanımına bağlı olduğunu düşünüyorum. Azerbaycan’daki demokrasi yoksunluğunu da hesaba katarsak Ermenistan’ın bu konumda karşısında barış için işbirliği yapabileceği bir tarafın olduğunu düşünmüyorum.
Diana Skaya: Sizce Paşinyan elinden geleni yapmadı mı? Yoksa bu anlaşmayı imzalaması için baskı altına mı alındı?
Richard Giragosian: Baskının Azerbaycan’ın sınırları zorlayan talepleri ve Ermenistan üzerindeki devam eden sürekli baskıları sonucunda oluştuğunu düşünüyorum. Ermenistan için konuşursak bu anlaşma karşılıklıysa yani Ermenistan üzerinden demiryolu ve otoyol erişimi vermenin ötesinde Ermenistan’ın izolasyondan kurtulmasına izin veren bir anlaşmaysa, bu anlaşma bir zaferdir. Bu sebeple bundan sonra olacaklar çok önemlidir.
Türkiye’nin Ermenistan ile olan sınırını açması Ermenistan-Türkiye ilişkilerinin normalleşmesi bundan sonraki mantıklı adımdır çünkü artık Türkiye’nin sınırlarını kapatması için bir nedeni kalmamıştır. Ayrıca burada ortaya çıkan soru şudur: Rusya’nın buna cevabı ne olacak? Rusya’nın buradaki yokluğu ve hatta adının dahi geçmemesi de dikkat çekicidir. Her şeyden sonra Ermenistan’ın hâlâ Rusya’nın tekelindeki bir ticaret birliği olan Avrasya Ekonomik Birliğine üye olduğunu bildiğimiz için bu olanların ABD’nın Rusya üzerindeki baskısından kaynaklandığını düşünüyorum. Kaldı ki Beyaz Saray'daki bu olayın Donald Trump’ın Putin’e Ukrayna için verdiği süre ile de çakıştığını görüyoruz. Bana kalırsa sonraki tepki Rusya’dan olacak.
Diana Skaya: Her şeyden sonra bu anlaşmayla Rusya’nın Güney Kafkasları kaybettiğini söyleyebilir miyiz?
Richard Giragosian: Bence Rusya Güney Kafkasları zaten kaybetmişti. Rusya hâlâ başarısız olan Ukrayna saldırısı ile meşgul. Ancak Rusya belli bir zaman sonra kaybettiği güç ve etkiyi kazanmak isteyecektir. Şu an Gürcistan’ın Batı’dan uzaklaşarak Moskova’ya yaklaştığını da düşünürsek Ermenistan demokrasinin ön safı olarak bölgede gitgide daha savunmasız ve izole bir hale geliyor. Yani şu an Güney Kafkaslarda ayakta kalan tek demokrasinin Ermenistan olduğunu söyleyebiliriz.
Diana Skaya: Trump’ın “35 yıllık ölüm ve nefret hep birlikte artık sevgi ve başarıya dönüşecek.” sözleri Ermenistan ve Azerbaycan’da yaşayan insanlar için gerçeği yansıtıyor mu?
Richard Giragosian: Trump’ın yaklaşımına baktığımızda ABD’nin olaya dahil oluşu, sürdürülebilirlik, ABD’nin milli çıkarları akıllarda soru işareti bırakıyor. Ayrıca Ermenistan’a gözlemciler ve güvenlik desteği sağlayan Avrupa Birliği burada daha çok etkili ve olaya dahil. Washington’dan gelen gösterişli açıklamaların yanında Avrupa Birliği'ne üye devletler özellikle de temel yardım sağlayan Polonya bu meselede daha çok etkili olmuştu. Beyaz Saray'da Ermenistan ve Azerbaycan liderlerinin buluşması bile başlı başına desteklenmesi gereken bir ilerlemedir. Ancak izleyen zamanda burada söylenen sözlere nazaran toplumların eylemleri daha çok önem taşıyacak.
Diana Skaya: Peki Yerevan’daki insanlar buna nasıl tepki veriyor?
Richard Giragosian: 2020’de Azerbaycan’ın savaşı başlatmasından beri süregelen agresif söylemler ve Ermenistan’ın savaş esirlerinin hâlâ yasadışı bir şekilde Azerbaycan’da tutulmasına karşı Ermeni toplumu tepkisizleşmiş durumda. Ermeni toplumu artık çatışmadan bezmiş bir şekilde barış arıyor. Burada bakılması gereken şey ne tarz bir barışın empoze edildiği. Cezalandırıcı bir barış mı? Azerbaycan’ın haksız güç kullanımını meşrulaştıran bir barış mı? Geçtiğimiz yıllarda bu otoriter Azerbaycan rejiminin demokratik Ermenistan üzerinde zafer kazanması şeklinde ilerledi. Bu olanlar konusunda Ermeni toplumunun tepkisi 'yorgun fakat temkinli' şeklinde özetlenebilir.
Diana Skaya: (Nahcivan ile Azerbaycan'ı bağlayacak, Ermenistan topraklarından geçecek) Koridor, yeni adıyla barış ve refah için Trump koridoru fikrinin Ermeni tarafından geldiği söylemi hakkında bilgi sahibi misin? Ya da bu konu hakkında bize ne söyleyebilirsin?
Richard Giragosian: İyi bir haber varsa o da demiryolu ve karayolu bağlantısının artık tek başına koridor olmaması ile ilgilidir. Çok uç bir talep olan Azerbaycan’ın kendi toprakları dışında bir koridor talebi reddedildi. Şu an Ermenistan’ın toprak bütünlüğünü tehdit etmeyen bir anlaşma var.
Yapılacak olan demiryolu ve karayolu bağlantısı artık Ermenistan’ın toprakları üzerindeki hakimiyetini sarsmayacak. Bu bağlamda anlaşma Azerbaycan’dan gelen savaş söylemlerini dindiren doğru yönde atılan bir adımdır diyebiliriz. Ancak yolun yapımı ile ilgili diğer detaylar, üzerinde çalışan insanların konuşup karara bağlamaları gerektikleri diğer görüşmelerin konusu. Ermenistan ve Azerbaycan harici üçüncü bir tarafın demir ve karayolunu Ermenistan’ın toprak bütünlüğünü bozmayacak bir şekilde sağlaması, Azerbaycan’ın aşırı taleplerinden kaynaklanan çıkmazı çözüme kavuşturmak amacı ile Ermeni tarafının bir girişimidir.
Diana Skaya: Peki bu anlaşmanın yaklaşık 40 yıldır süren bu çatışmayı bitirip barışı sürdürebileceğini düşünüyor musunuz?
Richard Giragosian: Bu konuda iyimserim çünkü bulunduğumuz yerde bile önemli ölçüde diplomatik gelişme kaydedildi. Ancak bundan sonraki gelişmeler için endişeliyim. Başka bir deyişle imzalanan bu barışı sürdürebilmek ve kalıcı kılabilmek için henüz çok fazla şey yapılmadı. Bundan sonraki yapılacak şey Azerbaycan’ın Ermenistan’ı şeytan gibi göstermesini durdurmak ve Türkiye- Azerbaycan ilişkilerinin normalleşmesini sağlamak olacaktır. Bu yolda insanların birbiriyle bağlantı kurması ve güven ortamının kurulması şu an için göz ardı ediliyor. Şu an yapılan anlaşma Karabağ’da yaşayan binlerce Ermeni’nin yaşadıkları yerden sürülmesi dahil yıllar önce bu çatışmayı başlatan sorunlara bir çözüm sunmuyor.
(Çeviri: Deniz Kaya)