Dersim'in Ovacık ilçesine bağlı, nüfusun tamamı Alevi olan Ziyaret Köyü’nde bulunan ve Alevi toplumu tarafından kutsal sayılan Munzur Gözeleri’nin girişine Tunceli Valiliği tarafından mescit açılması kararı, yurttaşlar ve Alevi kurumları tarafından tepkiyle karşılandı.
Dersim’in Ovacık ilçesine bağlı Ziyaret Köyü’ndeki, Munzur Gözeleri, Alevi toplumu tarafından kutsal kabul ediliyor. Munzur Gözeleri ya da yöre halkının deyimiyle Munzur Baba, Ovacık sınırları içerisinde yer alan, Munzur Çayı’na hayat veren su kaynağı. Kırk gözeden çıkan buz gibi kaynak suyu Munzur Çayı’nın başladığı yer. Her yıl binlerce insanın ziyaret ettiği Munzur Gözeleri, Aleviler tarafından ‘kutsal’ kabul edilen önemli bir ziyaret merkezi. Munzur Gözeleri'nin, Munzur Baba'nın sırlandığı yani kutsal kabul edilen şekilde ortadan kaybolduğu, Allah'a ulaştığı yer olduğuna inanılıyor.
Nüfusun tamamı Alevi olan ve kutsal kabul edilen bölgede, Tunceli Valiliği tarafından bir mescit açıldı. Yurttaşlar ve Alevi kurumları karara tepki gösterdi. Yurttaşlar, uygulamayı asimilasyon politikalarının bir parçası olarak değerlendiriyor.
Yerel Tunceli Emek Gazetesi’nde yer alan habere göre, yurttaşlar 12 Eylül Darbesi sonrası köye cami yapılması ve imam atanması örneğini hatırlatarak, bu tür müdahalelerin yıllardır inanç merkezlerinin rızaları dışında dönüştürülmesi ve dergâhların işgal edilmesiyle sürdüğünü belirtti. Alevi kurumları, Munzur Gözeleri’nin doğal ve inançsal özgünlüğünün korunması gerektiğini vurguladı. Müdahalenin hem turizm hem de inanç değerleri açısından hassasiyetle ele alınması çağrısında bulunan kurumlar, kararın geri çekilmesini istedi.
"İnancımıza dokunmayın"
Dersim Dernekleri Federasyonu, 21 Ağustos’ta yaptığı yazılı açıklamada, söz konusu gelişmeyi “siyasi saldırı” ve “asimilasyon politikalarının göstergesi” olarak nitelendirdi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Munzur, Dersim halkının inançla, kültürle ve doğayla kurduğu bağın canlı hafızasıdır. Munzur’un gözelerine mescit yapılması, yalnızca bir inanç saldırısı değil; aynı zamanda siyasal bir mühendisliğin, asimilasyon politikasının açık göstergesidir.
“Bugün iktidar, halkın gerçek sorunlarını çözmek yerine —yoksulluk, işsizlik, göç, eğitimdeki çöküş, sağlıkta eşitsizlik— Alevi toplumunun kutsallarına müdahale ediyor. Bu, bir yönetim tercihi değil, siyasi bir saldırıdır. Çünkü iktidar biliyor ki halk kendi yolunda, kendi kültüründe, kendi inancında direnç bulur. O direnci kırmak için kutsalları hedef alıyor. Bizler biliyoruz: Munzur, Alevi halkı için ibadetin kendisidir.
“Dağ, taş, su, rüzgâr, ateş; hepsi Hakk’ın tecellisidir. Oraya mescit açmak, yalnızca beton dökmek değildir; hafızaya, inanca, kültüre saldırıdır. Bu, laiklik ilkesine aykırıdır. Bu, anayasanın eşit yurttaşlık hakkına aykırıdır. Bu, uluslararası inanç özgürlüğü normlarına aykırıdır. Biz bu saldırının yalnızca Alevilere değil, tüm demokrasi güçlerine yapılmış bir tehdit olduğunun farkındayız. Biz Munzur’un yolundan, hakikatten, özgür inançtan asla vazgeçmeyeceğiz. O mescidi oradan kaldırın! Munzur’a dokunmayın, Dersim’e dokunmayın, inancımıza dokunmayın!”