Filistin’in ‘Kraliçe’si

27 yaşındaki Nadeen Ayoub , Kasım’daki Miss Universe güzellik yarışmasında Filistin'i temsil eden ilk Filistinli kadın olarak tarihe geçti. Yarışma Kasım’da.

“Gururluyum, mutluyum, gerginim ve bunalmış durumdayım. Ama en çok hissettiğim şey sorumluluk. O yarışmaya çıkmanın sadece benimle ilgili olmadığını, Filistinli kadınlar ve çocuklar için, hâlâ hayalleri, yetenekleri ve dünyayla paylaşacak çok şeyi olan masum insanlar için bir ses olacağımı biliyorum. O yüzden onlar için o sahnede yürümek istiyorum.”

Bu sözler, 27 yaşındaki Nadeen Ayoub’a ait. Ya da başka bir deyişle Miss Filistin’e. Daha da başka bir deyişle 2025 Miss Universe Güzellik Yarışması’na katılacak ilk Filistinli kadına.  21 Kasım'da 130 yarışmacıyla birlikte Bangkok’taki Miss Universe Güzellik Yarışması’na katılacak olan Nadeen Ayoub, sadece güzel kıyafetler taşımayacak ve gülümsemeyecek. Onun yükü diğer ülkelerden gelen genç kadınlardan daha ağır. Çünkü hep ölümle, açlıkla, savaşla, yoksullukla anılan, resmi olarak tanınması bile sorun yaratan ve yok muamelesi yapılan bir ülkenin yarışmacısı olarak “Ben, biz ve tüm Filistinliler buradayız” diyecek. 

New Arab sitesine konuşan Ayoub, “Sesimizin duyulması gerekiyor, özellikle kadınların ve çocukların, hayallerinin ve yeteneklerinin. Biz sadece acımızdan ibaret değiliz, ölüm manşetlerinden ibaret değiliz, bunu göstermek çok önemli. Bu bizim direncimizin bir parçası, hikâyemizin bir parçası” diyor. 

Kendi hikayesinde ise modellik, sağlık koçluğu ve aktivistlik var. Batı Ontario Üniversitesi'nde İngiliz edebiyatı ve psikoloji okuyan Ayoub, Ramallah'taki Friends School'da öğretmenlik yaptı ve Gazze'de insani yardım faaliyetleri düzenleyen kâr amacı gütmeyen bir kuruluş olan United in Humanity'de çalıştı. Ayrıca, Dubai'de influencer olma konusunda atölyeler sunan Olive Green Academy'yi yönetiyor.

“Dubai’deyim, Filistinliyim”

Ayoub’un güzellik yarışmasına katılımı Ortadoğu’da mutluluk yaratırken dünya medyasında karmaşık analizlere sebep oluyor. Dubai’de yaşaması, model ve aktivist olması, farklı meslekleri denemesi nedeniyle Filistinli olmamak ya da Filistin’i temsil etmemekle suçlanıyor. Ayoub ise bunlara Gulf News’ta şöyle cevap veriyor: “Evet, Dubai'de yaşıyorum, şirketim orada, ama aynı zamanda Ramallah ve Dubai arasında gidip geliyorum ve Amman'da da zaman geçiriyorum. Filistin diasporasının bir parçasıyım. Filistinlilerin neredeyse yarısı Filistin dışında yaşıyor. İster içeride ister dışarıda olun, ister Gazze'de, Batı Şeria'da veya yurtdışında olun, hepimiz aynı kimliği paylaşıyoruz. Biz Filistinliyiz. Çok çeşitliyiz ama tek bir milletiz.”

Bu nedenle ilk olmak, hem zor olmuş hem de bir tür görev. “Yarışmaya ilk giden ben olacağım ama birçok Filistinli kadın da burada yer alacak cesarete, yeteneğe, güzelliğe ve hayallere sahip” diyor. 
Filistin, ABD ve Kanada arasında büyüyen ve Yafa ile Batı Şeria'ya uzanan aile köklerine sahip olan Nadeen'in böylesine büyük bir küresel sahneye çıkması, İsrail'in Gazze'deki soykırımının üçüncü yılına yaklaştığı kritik bir zamanda gerçekleşiyor. Bu yüzden Filistin tarihinde yer alan bu genç kadına batı medyasının tüm okları saplaması normal. 

Kadınlar ve çocuklarla

Elbette ondan öncesi de var. İmkânsızlıkları, imkâna çevirme süreci. Ayoub, geçmişini hatırlatıyor. “Güzellik yarışmalarından önce insani yardım çalışmalarıma odaklanmıştım" diye söze başlıyor. "Çocuklarla çalışmak istiyordum. İngilizce öğrettim, özel gereksinimli çocuklara destek oldum ve tıbbi tedavi, destek ve ruh sağlığı için insani yardım kuruluşlarıyla çalıştım. Batı Şeria'daki Beytüllahim, Nablus, El Halil ve Ramallah dahil olmak üzere hastaneleri ve klinikleri ziyaret ettik. Kadınlarla da çalıştım. Kendi beslenme ve fitness işletmemi yönettim ve sağlık konusunda rehberlik yaptım.” 
Ardından da 2022’de Miss Palestine tacını taktı. Ancak Nadeen, Gazze’de İsrail saldırıları sonucu ortaya çıkan insani kriz nedeniyle uluslararası yarışmalara katılmayı ertelediğini söylüyor. Bu yılki yarışmaya katılma motivasyonunu ise, artık Filistin’in her uluslararası sahnede temsil edilmesi gerekliliğine dikkat çekmek olarak açıklıyor.

“Biz yaşamayı seviyoruz, daha fazlasını yapma güdüsü, mücadelemizin bir parçası. Biz yaşadığımız acı ve sıkıntıdan fazlasıyız” diyor Nadeen. Ve şöyle devam ediyor: “Bu, başımıza gelen şey bizim kimliğimiz değil. Kimliğimiz; kültürümüz, tarihimiz, kişiliklerimiz, modamız, işlemelerimiz, yemeklerimiz, mirasımız… Bunu unutmamalıyız, dünyanın da bunu unutmamasını sağlamalıyız. Acının ve mücadelenin normal olarak görülmesini istemiyorum. Bunun hakkında konuşmak ve sessiz kalmamak önemli, ama aynı zamanda kendimizi ve güzelliğimizi de göstermemiz gerekiyor. Ve güzellik dediğimde yalnızca fiziksel güzellikten bahsetmiyorum tabii, ulusumuzun ve kültürümüzün ne kadar güzel olduğundan bahsediyorum.”

Kategoriler

Güncel

Etiketler

Filistin Dubai


Yazar Hakkında