TBMM'nin açılışında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Meclis'teki çözüm komisyonunun üyelerine teşekkür etti, çalışmaları bitince ellerinde önemli donelerin olacağını söyledi. Açılışta DEM Partililer Bahçeli'nin yanına giderek ellerini sıktı. CHP ve TİP açılışa gelmedi.
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bugün TBMM'de 28. Dönem 4. Yasama Yılı açılışında Genel Kurul'a hitap etti.
Açılışa CHP, belediye başkanlarına yönelik operasyon ve tutuklamalar ile partinin kongrelerine dönük müdahaleleri protesto etmek amacıyla katılmama kararı aldı. Türkiye İşçi Partisi de oturuma katılmayarak aynı saatlerde Silivri’de basın açıklaması yaptı. DEM Parti milletvekilleri ilk kez Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Genel Kurul'a geldiğinde ayağa kalktı. Ancak DEM ve İyi Parti sıralarının Erdoğan’ı alkışlamadığı görüldü. Erdoğan’ın konuşması öncesi DEM Parti Eş Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin yanına giderek el sıkıştı.
Birçok konuya değinen Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
Süreç ve komisyon
Erdoğan, geçen yıl tam bugünlerde, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin gerek Meclis Genel Kurulu'ndaki nazik tavrıyla gerekse Meclis dışında yaptığı ufuk açıcı beyanatlarıyla, iktidar ve muhalefetiyle, terörsüz bir Türkiye'nin inşası için düşüncelerini paylaştı ve geride bırakılan bir yıl içinde "Terörsüz Türkiye" hedefine yönelik tarihi nitelikte adımlar atıldığını, önemli mesafeler alındığını dile getirdi.
Erdoğan, "Bu vesileyle, engin siyasi tecrübesi birikimi ve dirayetiyle Terörsüz Türkiye idealimizin mimarlarından olan Sayın Devlet Bahçeli'ye bir kez de huzurlarınızda ülkem ve milletim adına teşekkürlerimi ifade ediyorum. Aynı şekilde, bu 1 yıllık süreçte, yapıcı duruş ve çabalarıyla Türkiye'nin terörden arındırılması yolunda önemli katkılar vermiş olan DEM Parti heyetine ve yönetimine de şükranlarımı sunuyorum. Son nefesine kadar terör duvarının yıkılması, ülkemizin her karışında barış ve kardeşliğin egemen olması için ter döken İstanbul Milletvekili Sayın Sırrı Süreyya Önder'i de burada rahmetle anıyorum" ifadelerini kullandı.
Geride bırakılan 1 yıl içinde, örgütün saldırılarını durdurduğunu, kendisini feshettiğini açıkladığını, sembolik bir törenle silahlarını yaktığını hatırlatan Erdoğan, 1984'ten bu yana hem on binlerce can kaybına, hem de 2 trilyon dolarlık ekonomik kayba yol açan olayların böylece bitme noktasına geldiğini söyledi. Erdoğan, şunları kaydetti:
"Sürecin son derece hassas olduğunun farkındayız. Ancak en başından itibaren olumlu bakıyoruz, olumlu bakmak için çaba sarf ediyoruz. Buradan, Meclis kürsüsünden tekrar ifade etmek isterim, Türkiye Cumhuriyeti devleti, hiçbir dünyevi güç karşısında diz çökmez, boyun eğmez, taviz vermez ve egemenliğini asla pazarlık konusu yapmaz. Bu meyanda, bazı muhalefet partilerinin tahrikleriyle, zihinlerinde soru işareti oluşan vatandaşlarımız varsa hepsi müsterih olsun. Özellikle şehitlerimizin muhterem aileleri ve gazilerimiz bilsinler ki onların aziz hatıralarına gölge düşürecek hiçbir adımın atılmasına ne hükümet olarak biz ne Cumhur İttifakı'ndaki ortağımız Milliyetçi Hareket Partisi ne de bu yüce Meclis müsaade edecektir.
Hedefimiz, terörün bitmesi, kardeşliğin kuvvetlendirilmesidir. Adımlarımızı sadece ve sadece bu hedefe yönelik atıyoruz. Terörsüz Türkiye idealimizin en önemli merkezi, hiç kuşku yok ki burası, yani Türkiye Büyük Millet Meclisi'dir. Meclis çatısı altında, Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, siyasi partilerimizin kahir ekseriyetinin temsilcileriyle çalışmalarına başlamış, şu ana kadar da 12 toplantı yapmıştır. Komisyon, çalışmalarını tamamladığında, şüphesiz elimizde çok önemli doneler olacaktır."
Erdoğan, Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nda dile getirilen önerilerin, istişare ve uzlaşma neticesinde hayata geçirilmesinin bir sonraki aşamayı teşkil edeceğini söyledi.
"Bu komisyon da göstermiştir ki silahla çözüm olmaz, sıkılı yumruklarla musafaha yapılmaz" diyen Erdoğan, her şeyin saygı çerçevesinde konuşulabileceğini, tartışılabileceğini ve istişare edilebileceğini dile getirdi.
Erdoğan, Komisyon'un toplanıp, her konuyu açıklıkla ve açık yüreklilikle istişare etmesinin, Türkiye'nin zararına değil tartışmasız yararına olduğunu belirterek, Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nun bu olgunluğu sergilediğini, Türkiye'nin de bu olgunluğa eriştiğinin en güzel delili olduğunu kaydetti. Erdoğan, komisyonun üyelerine, çalışanlarına teşekkür etti, başarılar diledi.
Filistin, Gazze ve BM
"Özellikle Genel Kurul tarafından 29 Ağustos'ta kabul edilen 'İsrail'in Filistin Halkına Yaptığı Soykırım Hakkında Tezkere', zulme göz yumanlar ve gaflet çukurunda boğulanlar için çok güçlü bir mesaj teşkil etmiştir. Filistin'i Destekleyen Parlamentolar Grubu bünyesindeki çalışmalar da Gazze ve Filistin diplomasisi bağlamında Meclisimizin bir diğer başarısıdır. Hasılı bu yüce çatı Gazze sınavını tarihimize ve milli seciyemize yaraşır biçimde tam ve eksiksiz şekilde, iftiharla vermiştir. Filistinli mazlumlarla dayanışma sergileyen siyasi partilerimize ve değerli milletvekillerimize kalpten teşekkür ediyorum."
"Şahsımızı, hükümetimizi ve ülkemizi hedef alan karalama kampanyaları karşısında izzetli duruşumuzu en güçlü şekilde muhafaza ettik. Dünyanın en modern silahlarıyla topraklarına saldıran işgal kuvvetlerine kahramanca direnen Gazze'nin yiğit evlatlarını asla yalnız bırakmadık., Gazze'ye 102 bin tonu aşan insani yardım ulaştırarak, İsrail ile ticareti 1,5 yıl önce tamamen keserek, Uluslararası Adalet Divanı'nda açılan soykırım davasına müdahil olarak ve daha nice diplomatik, hukuki, ekonomik adımla Gazzelilerin yanında dimdik durduk.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump ile gerçekleştirdikleri görüşmede Gazze'de akan kanın durdurulmasının gündemlerinin ilk sırasında olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
"Bu konuda tekliflerimizi yaptık, çıkış yollarını gösterdik, kalıcı barış için nelere ihtiyaç duyulduğunu çok net biçimde ortaya koyduk. Bizim ilkemiz şudur, savaşın kazananı, adil bir barışın kaybedeni olmaz. Filistinli kardeşlerimiz onurlu mücadeleleriyle barışı ve huzuru dünyada en fazla hak eden millettir. Hak ettikleri o kalıcı barış ortamıyla Filistinlileri buluşturmak, önce İslam dünyasının sonra da uluslararası toplumun Gazze'ye borcudur. Gazze kana, gözyaşına ve yıkıma artık doymuştur. Bu utanç, bir an önce son bulmalıdır. Biz tek bir masumun daha hayattan kopartılmasını, tek bir çocuğun daha açlıktan ölmesini, Gazze'ye tek bir bombanın daha düşmesini istemiyoruz. Türkiye olarak bunun için çalışmaya tüm gücümüzle devam edeceğiz. 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen, toprak bütünlüğüne sahip bir Filistin Devleti kuruluncaya kadar, inşallah, mücadelemiz sürecek."
Suriye ve Kürtler
Türkiye'nin, Türkiye'deki Kürtlerin anavatanı olduğu kadar Türkiye sınırları dışındaki Kürtlerin de en büyük, en samimi, en güvenilir hamisi, kardeşi, zor günlerde kapısı çalınan ilk sığınağı olduğunu vurgulayan Erdoğan, bunun yüzyıllardır olduğu gibi bugün de yarın da böyle olacağını, hiçbir zaman değişmeyeceğini ifade etti.
Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Sınırlarımızın ötesindeki Kürt kardeşlerimizin, birtakım terör örgütlerinin baskılarıyla, Türk, Kürt, Arap, genel olarak Müslüman düşmanı birtakım ülke ve odaklar tarafından istismar edilmesine asla rıza göstermeyiz. En başından itibaren Suriye'nin toprak bütünlüğünü güçlü şekilde destekliyoruz. Bugün de Suriye'nin bölünme planlarının en güçlü şekilde karşısındayız. Gerek Suriye'nin toprak bütünlüğünü temin etmek, gerekse sınırlarımızın ötesinde herhangi bir terör oluşumunu engellemek amacıyla diplomasinin tüm kanallarını devreye almış durumdayız. Bu kanalları kullanmayı sabırla, samimiyetle ve sağduyuyla sürdürüyoruz. Diplomatik girişimler cevapsız kalırsa Türkiye'nin pozisyonu da politikası da bellidir. Türkiye, Suriye'de bir 'dejavu' yaşanmasına izin vermeyecektir.
Bu ilkeli tavrımız, Kürt kardeşlerimiz dahil Suriye halkının aleyhine değil, tam tersine onların lehinedir, bölgemizi terör belasından kurtarmaya dönük bir tavırdır. Tekrar altını çizerek söylüyorum, Türk, Kürt, Arap, Sünni, Şii, Alevi, Nusayri... Etnik köken, dil, mezhep ayrımı yapmadan hepimiz ortak bir geleceğin yolcularıyız."
Notlar
* Genel Kurul'daki oturum öncesinde DEM Parti Eş Genel Başkanları Tuncer Bakırhan ve Tülay Hatimoğulları Oruç ile DEM Parti'li milletvekilleri, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin yanına giderek tokalaştı ve bir süre sohbet etti.
* TBMM'deki 28. Dönem 4. Yasama Yılı açılışına katılmama kararı alan CHP'nin Genel Kurul'daki sıraları boş kaldı.
* Erdoğan, konuşmasının ardından muhalefet sıralarına giderek Meclis'te grubu bulunan siyasi partilerin temsilcileriyle tokalaştı.
* Bahçeli'nin çıkışı sırasında DEM Parti Ağrı Milletvekili Sırrı Sakık, yanına giderek selam verdi.