Rumeli Hisarı hayaline kavuşuyor: Tateosyan Kültür, Sanat ve Zanaat Merkezi için ilk adım

Rumeli Hisarı Surp Santuht Kilisesi yönetimi, “Ne yapalım okul zaten kapalıydı” demek yerine, elini taşın altına koyup, başka bir hayali gerçekleştirme yolunda: Eski okul binası bir kültür, sanat ve zanaat merkezine dönüştürülüyor. Merkezin yönetimi kilise vakfında olacak.

Şu ya da bu sebeple kapanmış olan okul binalarımızın bir şekilde değerlendirildiği günlerdeyiz. “Eskiden varlardı, bugün yoklar” ezberini bozmanın sevincini yaşıyoruz. Beşiktaş Kilisesi gibi kimi vakıflar kapanmış okul binalarını yenileyip kiraya vererek gelir elde ediyor. Rumeli Hisarı Surp Santuht Kilisesi yönetimi ise, “Ne yapalım okul zaten kapalıydı” demek yerine, elini taşın altına koyup, başka bir hayali gerçekleştirme yolunda: Eski okul binası bir kültür, sanat ve zanaat merkezine dönüştürülüyor. Merkezin yönetimi kilise vakfında olacak.

4 Ekim Cumartesi günü, Rumeli Hisarı Surp Santuht Kilisesi’nde Patrik Maşalyan riyasetinde akşam ayini düzenlenecek. Ayin sonrası özverili çalışmalar sonucunda kültür merkezi kimliğiyle -şimdilik kısmen- yeniden hayat bulan Tateosyan Okulu binasının ön açılışı gerçekleştirilecek. Finansman desteği bulunduğunda binanın tümü yenilenecek. Bu vesileyle Rumeli Hisarı Surp Santuht Kilisesi Vakfı Başkanı Şahnar Dülger Boşnak ile konuştuk.

Eski okul ne haldeydi?

Belli bir dönem jamgoçumuz (kilise görevlisi) ve ailesi bu binada yaşadı. Ahşap kapı kötü durumda olduğundan mecburen yenisini yaptırdık. Sanırım eskiden öğrenciler bu büyük ahşap kapıdan okula giriş yapıyorlardı. Giriş katta müdürün odası olduğunu düşündüğümüz bir oda vardı. Burada yaşayan aile odayı paravanla bölmüş ve yatak odası, salon olarak ikiye ayırmış. Biz paravanı kaldırıp, odayı orijinal haline getirdik. Bu kattaki odalardan biri papazların ve yönetimin kullandığı odaydı. Yani bir nevi misafirhaneydi, şimdi burayı arşiv odası olarak tasarladık. Hrant Dink Vakfı’na gidip konuştuk, arkadaşlar gelip, arşiv çalışmalarımıza destek olacaklar.  İnşallah açılıştan sonra burada aktif olarak çalışmalar yapılacak ve dijital ortama geçilecek.

İlk katın merdiven altı çok kötü durumdaydı; bütün elektrik sistemini yeniledik ve bütün altyapıyı değiştirdik. Bütün kanalizasyon sistemi değişti. Elektrik dağılımının yapıldığı panoyu değiştirdik. Böylelikle kilise ve okulun elektrik panoları birbirinden ayrılmış oldu. Giriş kapısının hemen sağ duvarına bağışçılarımızın isimleri için bir ağaç tasarladım. Bütün kapılarımız Serkis Kalaycı ustamız tarafından yeni yapıldı.  Engebeli ve kot farkı bulunan zemin tek seviye haline getirildi.

Bu kattaki mutfak çok güzel tasarlanmış. Mobilyaları ve dizaynı hakkında konuşalım mı?

Burada eskiden de mutfak vardı. Yeni mutfağımızı Serkis Usta yaptı. Bütün mobilyalar, ahşaplar onun el emeği. Renk uyumu, iç dizaynı bana ait. 
Mutfaktan geçilen yarı balkon bir alan var. Orası çok kötü bir durumdaydı. Burayı nasıl verimli hale getirebiliriz diye düşündüm. “Balkon yapalım, kışın da oturulur” diye karar verdik.  Harika bir manzarası var. Camı birazcık büyüttük. Kadınlarımızın yemek yaptıktan sonra oturup dinlenebilecekleri, kahve içebilecekleri bir alan ortaya çıktı. Biliyorsunuz gazetenizin eski çalışanlarınızdan Seta Gülbenkoğlu Rumeli Hisarlı ve artık bizim çalışma arkadaşımız. Ben Seta’nın burada o güzel yemeklerini pişirmesini çok arzu ettim.

Binada kaç oda ve  mutfak mevcut?

Toplamda dört oda ve iki mutfağımız var. Binanın aşağısı henüz yapılmadı. Eğer ki yapılacak olursa, kafe olarak kullanmayı düşünüyoruz. Aşağıyı da yenilemeyi çok arzu ediyoruz.  İnşallah 4 Ekim'deki açılışta biraz finans bulursak...

Sanırım artık üst kata çıkabiliriz?

Aslında yapmak istediğimiz çok şey vardı ama finansmana gücümüz yetmedi. Merdivenlerden çıkınca boş bir kapı, arkasında ufak bir odacık vardı. Eskiden o kapıdan yan binaya geçilirmiş. Talebeler merdivenden çıkıp o  kapıdan yan tarafa geçerlermiş. Orası da okulun daha sonradan ilave edilen ek binasıymış. Yani bu gördüğümüz bina tüm okul değil. Artık orası iki katlı ayrı bir ev. Kiraya vermişiz. Bu minik kapı arkasını tuvalet olarak değerlendirdik çünkü bu katta hiç tuvalet yoktu.

Okul olduğu zamanı hatırlayan biri var mı?

Avedis dadayımız var. Ben buranın 1960’lı yıllarını hatırlıyorum. Şu anda bulunduğumuz bu büyük salonda küçük bir sahnemiz vardı. Bu sahnede “Çarşılı Artin Ağa” oynanmıştı.  Yine bu salonda  bilgi yarışmaları yapardık.

4 Ekim’de bu binada Tateosyan Kültür Sanat ve Zanaat Merkezi’nin ön açılışı yapılacak. Bundan sonrası için planlar neler?

Projeye daha başlamadan Bercuhi Berberyanl’a görüşüp, ona hayallerimi anlatım. Tiyatro dalında ders vermesini, bize destek olmasını istedim. Olumlu baktı. Geçen yıl caz sanatçısı Yeşim Pekiner bu salonda kendi talebelerine ders vermek  istediğini söyledi. Şimdi bu sene tekrar bu arzusunu yeniledi. Haftanın birkaç günü caz dersi verebilir.

Toplumumuz burayı sergi, panel, seminer alanı olarak kullanabilecek.  Kim ne ders vermek isterse burayı seve seve açığız. Ermenice, satranç ve kodlama derslerimiz olacak. Mesela yerimiz az gelirse odalarımızı paravanlarla ayırabiliriz bile. Tamamen kaybolmaya yüz tutmuş sanatlarımız ve zanaatlarımızı öğrenmek isteyenleri bunları öğretmek isteyen ustalarımız ile burada buluşturmayı arzuluyoruz. Birçok eski ustamızdan söz aldım. Örneğin, “Mıhlayıcılık öğrenmek isteyenlere seve seve ders veririz” dediler. Seramik atölyeleri kuracağız.En aşağı kata kafe ve farklı atölyeler kurmak için desteğe ihtiyacımız var.

İlk aşamada bu salonlarda müzik  ve tiyatro hocalarının ders vermeye başlamasını planlıyoruz.  Bunlar sadece bizim hayallerimiz ve arzularımız. Daha sonra tam bitime doğru daha sağlıklı bir program çerçevesinde hayallerimizi  yavaş yavaş uygulamaya başlayacağız. Arzularımızı gerçekleştirebilmek için gençlere ihtiyacımız var. Amacımız cemaatimizin çocuklarını ve gençlerinin bir araya getirmek.  Kültürümüzü, sanatımızı, zanaatımızı, eğlenerek birbirimize aktarmak ve ileriye taşımak. Bunun için toplumuzun çocuklarına, gençlerine ihtiyacımız var. Davet ediyorum. Ben ve benim gibi birçok Hisarlı Ermeninin çocukluğu ve gençliği bu sokaklarda, bu bahçelerde geçmişti. Bu salonda büyüdük. Şimdi bütün etrafa dağılmış gençlerimiz, bizler gibi birlikte burada bahçede etkinlikler yapsınlar.  Bugün Hisarlı Ermeni gençliği çok az. Çoğu yurt dışına gitti, buradakiler başka semtlere taşındı. Ben devamlı çağrı yapıyorum. Lütfen gelin.

Burası sadece Ermeni toplumu  üyelerine mi açık?

Hayır. Dışarıdan gelenler de burada bir etkinlik yapmak isterlerse yapabilecek.  Örneğin, Yeşim Pekin'in caz derslerine, hem bizim öğrencilerimiz, hem de dışarıdan  gelen öğrenciler katılabilecek. Burası bizim mirasımız. Biz bunu değerlendiriyor, halka açıyoruz. Ama en başta Ermeni toplumuna açıyoruz. Madem bu kadar emek verdik, bu kadar değer kattık, aktif olsun istiyoruz.

Huys grubunun çocukları, yani özel gereksinimli çocuklar için etkinlikler yapacağız.  Yani bir nevi huysa huys (umuda umut) olmaya çalışacağız. Zaten yazın burada onlar için bir etkinlik, panayır düzenledik.Bu çocuklar ne zaman bir şey yapmak isterlerse bu kapı onlara hep açık olacak. Servislerine kadar  karşılayacağız. Belediyemizle görüşeceğim.

Bütün bu anlattıklarınızdan 4 Ekim günü bir ön açılış yapılacağı sonucunu çıkarıyorum. Tam bir açılış biraz vakit mi alacak?

Evet. 4 Ekim günü ön açılış olacak. Çünkü en aşağı kat yapılmadı daha. Tadilat üç ay daha sürecek. Biz beş ayda bu kadarını yapabildik. Maddi manevi biraz yorulduk. Onun için dedik ki, “Bir soluklanalım. Bu haliyle bir açalım. Bütün yaptıklarımızı gösterip, yapacaklarımızı anlatalım.” Ne kadar açığımız var görsünler de istedik. Şeffaf olup, güvenlerini kazanalım dedik.  Bir nevi lansman gibi.

Peki önümüzdeki  ayda buraları mevcut haliyle kullanmaya başlayacak mısınız?

Evet. Bunu arzuluyoruz. Mesela ders vermek isteyenlere ufak ufak açabiliriz. Hem bize bir gelir kaynağı olur.

Bu gelirler nereye kalacak?

Rumeli Hisar Surp Santuht Kilisesi Vakfı'na kalacak.

Bu proje nasıl oluştu? Ana fikir kimden çıktı?

Burada büyüdüm, yetiştim ve bu güzellikleri yaşadım. İstiyordum ki; burası, bu bina değerlensin. Yönetime bu arzumu açtım, olumlu cevap verdiler.  Zaten yönetimde Kurucu Başkan benim, Oşin Polat’ı da Başkan seçmiştik.

Oşin güvendi ve her şeyi bana bıraktı.  Kurken Teodorosyan ve Oşin benim için iki güçlü destek. Görevlimiz Seta her gün burada. Ben uzakta dahi olsam, gözüm arkada değil hiçbir zaman. Seta Hisar’a gelin geldiğinde 16 yaşındaydı, bugüne kadar da hep yanımızda.
Büyüklerimizin bıraktığı mirası, geleceğe bırakmak arzusundayım. Benim yaşadığım o güzellikleri çocuklarımız, torunlarımız ve tüm gençlik yaşasın istiyorum. Onlara kalacak bu miras. Umarım onlar da bu şekilde kabullenirler. Tek ricam, burayı değerlendirsinler.

 

Kategoriler

Toplum



Yazar Hakkında