Partisinin grup toplantısında konuşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Kuzey Kıbrıs Parlamentosu acilen toplanmalı, seçim sonuçları ve federasyona dönüşün kabul edilemeyeceğini ilân etmeli ve Türkiye Cumhuriyeti’ne katılma kararı almalıdır” dedi. Bahçeli, “Terör örgütü PKK lağvedilmiştir. İmralı sözünü tutmuştur. Şimdi sırayı örgütün tüm bileşenlerinin silahları yakması veya bırakması almıştır” diye konuştu.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Meclis'te düzenlenen partisinin grup toplantısında gündeme dair konuştu.
Cumhuriyetçi Türk Partisi Genel Başkanı Tufan Erhürman’ın kazandığı KKTC seçimleriyle ilgili açıklamalarda bulunan Bahçeli, Cumhur İttifakı'nda çatlak olduğu iddialarını reddederken, KKTC seçim sonuçlarının iyi okunması gerektiğini belirtti.
Bahçeli, "Federasyona dümen kırmak, Kıbrıs Türk'ünü asimilasyon çarkında israf etmektir. Buna hiçbir siyaset önermesinin hakkı yoktur. Herkes hesabını buna göre yapmalıdır. KKTC parlamentosu acilen toplanmalı, federasyona dönüşün kabul edilemeyeceğini ilan etmeli ve T.C.'ye katılma kararı almalıdır. 81 Düzce'den sonra 82'nin KKTC olması artık hayat memat konusudur" diye konuştu.
Bahçeli'nin konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
"Hakikat neredeyse biz oradayız. Hakikatin tezahürü olan açıklayıcı sözlerimizi eğmeden bükmeden seslendireceğiz. MHP'nin özü doğru, doğal, sözü dobradır. Başkaları alınır diye hakikati haykırmaktan taviz vermeyeceğiz.
KKTC parlamentosu acilen toplanmalı
KKTC'nin altıncı Cumhurbaşkanını seçmek maksadıyla geçen pazar günü Kıbrıs Türkleri sandık başına gittiler. Katılım oranı yüzde 62,83 düzeyinde gerçekleşmiş, Tufan Erhürman yeni Cumhurbaşkanı seçilmiştir. Sayın Ersin Tatar ise kullanılan oyların yüzde 35,77'sini alarak maalesef geride kalmıştır. Seçimlerin geçici sonuçları belli olur olmaz kamuoyunda görüş ve değerlendirmemi paylaştım. KKTC'de yapılan seçim sonucu çok az bir katılımla gerçekleşmiştir. Kıbrıs Türkünün kaderi bu katılımla temsil edilemeyecek durumdadır. KKTC parlamentosu acilen toplanmalı, federasyona dönüşün kabul edilemeyeceğini ilân etmeli ve Türkiye Cumhuriyeti'ne katılma kararı almalı.
Cumhur İttifakı'ndan çatı uçtu, vazo çatladı, görüş ayrılıkları oldu iddiaları ne kadar yaygın olsa da Türkiye'nin hak ettiği huzurlu, güvenli, refah dolu günlere ulaşana kadar çatlama, patlama, uçma, kaçma, abuk sabuk ifadeler itibarsız, asılsızdır. Ancak herkesin aklını başına alarak Kıbrıs'taki seçimleri iyi okumasını, federalizme giden mayınlarla dolu güzergahın ülkemize nasıl yansıyacağını dikkatle tefsir etmesi temennimdir. Meselenin demokratik haklarla, sandığa saygıyla alakası yoktur. Mesele vatan meselesidir, beka, güvenlik meselesidir. Onur ve şeref meselesidir.
Kıbrıs'ta iki devletli çözüme kapalı olan ve federasyon özlemlerine yeşil ışık yakan siyasi iradenin, geçmişin ızdırap veren olaylarını yeniden canlandırma ihtimali, yabana atılmaması gereken bir tehdittir. Federasyona dümen kırmak, Kıbrıs Türk'ünü asimilasyon çarkında israf etmektir. Buna hiçbir siyaset önermesinin hakkı yoktur. Herkes hesabını buna göre yapmalıdır. KKTC parlamentosu acilen toplanmalı, federasyona dönüşün kabul edilemeyeceğini ilan etmeli ve T.C.'ye katılma kararı almalıdır. 81 Düzce'den sonra 82'nin KKTC olması artık hayat memat konusudur.”
Yeni “çözüm sürecine” dair de konuşan Bahçeli, şu ifadeleri kullandı: “Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Terörsüz Türkiye hedefimiz, bu bütünlüğü korumak, kollamaktır. Son günlerde terörsüz Türkiye adımlarını yıpratmak, yıkmak ve yıldırmak üzerine kurgulanmış, farklı gerekçelerle ilerletilen komplo mekaniği devrededir. Türk milletinin sinir uçlarına dokunan söz, iddia ve ihtiraslı istekler, barış, huzur ve kardeşlik ortamını sulandırmaya matuftur. Terörsüz Türkiye bölünmüş, bölünmesi hâyâl edilmiş, çatısı çökmüş bir Türkiye'nin kisvesi, gizli sığınağı değildir. Hizmet edenler, tarih ve hukuk huzurunda kaçamayacakları mükellefiyet altındadır. Kervan yoldayken olmayan ganimetin paylaşım telaşına düşmek, iyi niyetle izah edilemeyecek sapmadır.
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu değerleriyle Türk milletinin birliğini, dirliğini ve dayanışma azmini kıracak hiçbir dayatma veya teklifin geçerliliği ve konuşmaya değecek tarafı yoktur. Olması düşünülemez. Milletimiz bellidir, adı Türk milletidir. Ne yapacaksak bu millet gerçeğinden ilham alarak yapacağız. Devletimiz Türkiye Cumhuriyeti devletidir. Devlete ortak koşmak, otorite paylaşımını ümit etmek, demokrasiyi ufalayarak özerkliğe kılıf aramak, sonu uçuruma açılan kontrolsüz araçlardır. Anaysa'nın 66. maddesiyle ilgili polemik yapmak, zemin yoklamak abesle iştigaldir, sonu hüsrandır. Tamamen kültürel eksende dillendirilen ‘Ne mutlu Türküm diyene’ seslenişi, müşterek heyecan ve şuurda kenetlenmeyi temsil etmiştir.
Devletimizin kuruluşundan sonra Kürtlerin yok sayıldığını, bunu yapanların da alçak olduğunu iddia eden dil alçalmış ve yalana batmış bir dildir.
Sırayı örgütün tüm bileşenlerinin silahları yakması almıştır
Terör örgütü PKK lağvedilmiştir. İmralı sözünü tutmuştur. Bu çerçevede ayrı bir ulus devlet, federasyon, özerlik, hatta kültüralist taleplerin olmadığını, terör örgütünün anlam yoksunu haline geldiğini, kendisini feshetmesi gerektiğinin İmralı tarafından ilân edilmesi çok mühim ve bağlayıcı bir açıklamadır. Şimdi sırayı örgütün tüm bileşenlerinin silahları yakması veya bırakması almıştır. Suriye’de SDG/YPG’nin merkezi hükümete entegrasyon süreciyle ilgili görüşme trafiği ve olumlu seyreden müzakere etapları sıcak gündemin başındadır.
Suriye’nin siyasi ve toprak bütünlüğüyle egemen bağımsızlığı, Türkiye Cumhuriyeti’nin ihmal etmeyeceği politik ve diplomatik görüşüdür. Terörsüz Türkiye ile terörsüz bölge hedefine kardeşlik ve barışçıl diyaloglarla ulaşılacaktır. Tekraren hatırlatırım ki vakur yumuşaklığımızı, sağduyulu yaklaşımımızı, uyuklayan dimağ, tavize teşne, teslimiyete tekmil olarak formüle eden güruhun aklına şaşar, alınlarını da santim santim karışlarım. Terörün her türlüsünü reddetmenin, defetmenin ve imha etmenin sonsuz kararlığındayız."