HDK soruşturmasında tek tutuklu sanık olan ve “örgüt üyeliği” suçlamasıyla yargılanan gazeteci Ercüment Akdeniz’in yargılandığı davanın ikinci duruşması bugün görüldü. Mahkeme, 247 gündür tutuklu bulunan Akdeniz’e hakkında yurtdışı çıkış yasağı ile birlikte tahliye kararı verildi.
Halkların Demokratik Kongresi'ne (HDK) yönelik yürütülen bir soruşturma kapsamında, 18 Şubat Salı günü düzenlenen İstanbul merkezli operasyonlarda ev baskınıyla gözaltına alınan ve 22 Şubat'ta tutuklanan gazeteci Ercüment Akdeniz'in "örgüt üyesi olmak" iddiasıyla yargılandığı davanın ikinci duruşması bugün, İstanbul Adliyesi 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Mahkeme gazeteci Ercüment Akdeniz hakkında tahliye kararı verdi.
Akdeniz duruşmaya 241 gündür tutulduğu Silivri Cezaevi'nden duruşma salonuna getirildi.
Ercüment Akdeniz'in ailesi, CHP Milletvekili Utku Çakırözer, DEM Parti Milletvekili Meral Danış Beştaş, DEM Parti Milletvekili Celal Fırat, Sol Parti MYK üyesi Alper Taş, TİP Milletvekili Kadıgil, HDK Eş Sözcüsü Ali Kenanoğlu, EHP Genel Başkanı Hakan Öztürk, eski HDP Milletvekili Musa Piroğlu, Göçmen ve Mülteci Dayanışma Ağı, Cumartesi Anneleri, İHD İstanbul Şubesi, DİSK Basın-İş, TGS ve gazeteci meslektaşları takip ediyor. Duruşmayı takip eden gazetecilerin aktardığına göre salon kapasitesi yetersizliği nedeniyle izlemeye gelenlerin yalnızca bir kısmı salona alınırken, çok sayıda kişi duruşmayı salon dışında bırakıldı.
İlke TV'den Eylül Deniz Yaşar'ın haberine göre duruşma tanıkların dinlenmesiyle başladı. İlk tanık Akdeniz'i tanımadığını söyledi: "Kendisine dair hiçbir bilgim yok. İlk defa mahkemeniz aracılığıyla kendisini duydum. Sosyal medyada da kendisini tanımıyorum."
"Bana bir suç gömleği giydirilmeye çalışılıyor"
Tanığın dinlenmesi ardından Ercüment Akdeniz ek bir savunma yaptı:
"Bana bir suç gömleği giydirilmeye çalışılıyor. Bu suç gömleğini giymeyi reddediyorum. Yapılan yargılama hem iddianamede hem de polis sorgusunda Emek Partisi üzerine kurulu. Emek Partisi il örgütüyle ilgili geçen ‘örgüt’ kelimeleri üzerinden yargılama yapılıyor. EMEP’in afişleri, mitingleri, yasadışı bir eylem gibi iddianamede yer bulmuş. Emek Partisi adına katıldığım tüm demokratik eylemler yasa dışı gösterilmeye çalışılmış.”
“Sovyetler Birliği Komünist Partisi (SBKP) ile ilgili bir kitabı bulup bu kitabı MLKP olarak iddianameye yazarsanız, ben buna sadece ‘maddi hata’ demem. Burada kötü niyet var demektir.”
“Bilmiyorum, bütün bunlar herhalde yeterli olmadı; bir de Gezi Parkı meselesini açalım demişler. O zaten benim beraat ettiğim bir dosya. Hayat Televizyonu’na yaptığım telefon bağlantısı da gazetecilik faaliyetidir.”
“HDK’nin terör örgütünün bir yapılanması olarak adlandırılmasını günümüzdeki gelişmelerle bir paradoks olarak değerlendiriyorum. Yakın zamanda Sayın Numan Kurtulmuş’un davetiyle bir resepsiyon gerçekleşti. Sayın Cumhurbaşkanı ile DEM Parti milletvekilleri çok sıcak fotoğraflar verdiler. Yanlış anlaşılmasın, ben barış sürecini bir yurttaş ve gazeteci olarak destekliyorum. Ama iktidar bu süreçte böyle görüntüler verirken ben neden yargılanıyorum? Bu süreçte Meclis’te kurulan komisyonda 15 toplantı gerçekleşti. Komisyona katılan DEM Parti milletvekilleri daha önce HDK Eş Sözcülüğü yapmış isimler. Şu anki HDK Eş Sözcüsü olan milletvekili Meral Danış Beştaş da toplantıların hepsine katıldı. Ama ben neden burada yargılanıyorum? Bunu şunun için söylüyorum: bu davanın hiçbir anlamı kalmadı. Ben yıllardır siyaset içinde olan bir insanım. HDK’de görev alsam bunu da söylerdim ama öyle bir görevim de olmadı.”
"Sekiz aydır ailemden, işimden, gazeteci olarak yapacağım haberlerden uzak kaldım. Geçimini sağlamakla yükümlü olduğum bir ailem var. Herkes tahliye oldu, sekiz ayı geride bıraktık. Tek tutuklu sanık ben kaldım. Adli kontrol şartları kaldırılan arkadaşlar da var. Benim tek başıma kalmış olmamı anlamlandıramıyorum.”
"Suçlanan 60 kişinin dosyası ayrıldı. Sizin heyetinize dört kişinin dosyası geldi, aralarında benim de olduğum. Bu dört kişiden biri Zeysu Fakir, beraat etti. HDK listelerinde bulunmak suç sayılmadı. Özlem Feza Bayram kararı var. Dolayısıyla Yıldız Tar ve İbrahim Halil Elçi tensip kararıyla çıkmıştı. Sonra adli kontrol de kaldırıldı. Bu kadar uzun bir tutukluluk çok ağır bir hak ihlali. Ben beraatimi ve tahliyemi talep ediyorum.”
Mahkeme, gazeteci Ercüment Akdeniz hakkında tahliye kararı verdi.
İlk duruşmada ne olmuştu?
Akdeniz’in ilk duruşması 31 Temmuz’da görülmüş, duruşma öncesinde DİSK Basın-İş, DFG, MLSA, DEM Parti, TİP, İHD ve çok sayıda gazeteci Çağlayan Adliyesi önünde “Gazetecilik suç değildir” sloganlarıyla dayanışma eylemi düzenlemişti. Akdeniz duruşmada yaptığı savunmada, “Hakkımdaki suçlamalar maddi hatalarla dolu ve dayanaksız. Gazetecilik faaliyetim cezalandırılmak isteniyor” ifadelerini kullanmıştı.
Mahkeme, Akdeniz’in tutukluluğunun devamına karar vermişti.