Haygazun Kalustyan’dan: ‘Güzel Şeyler Tesadüf Etsin’

Modern İstanbul Ermeni Şiiri’nin kurucularından Haygazun Kalustyan’ın toplu şiirlerinden oluşan ‘Güzel Şeyler Tesadüf Etsin’, şairin doğumunun 95. yılında okurla buluştu. Aras Yayıncılık'tan çıkan kitaptaki şiirleri Ermeniceden Türkçeye, usta çevirileriyle tanıdığımız aynı zamanda Agos’un çizerlerinden Ohannes Şaşkal çevirdi.

Şaşkal kitabın önsözünde Kalustyan ve şiirler hakkında şöyle diyor:

“Başından beri yoksullukla biçimlenmiş bir hayattır onunkisi. Yeterince yaşayamadığı çocukluğunu terk etmek zorunda kalmış; belli ki benliğinde erken bir tarihte keşfetmiş olduğu, onu hayata bağlayan ve teselli eden hünerini, yani şairliği kendine temel uğraşı alanı olarak seçmiştir. Hayatı hakkında yeterli bilgiye sahip değilsek de mevcut veriler ışığında diyebiliriz ki ‘kader’ ona neredeyse hiç gülmemiştir! Kalustyan’ın daha çocuk yaşta, orta ikinci sınıftan itibaren, öğrenimini yarıda bırakarak ekmek peşinde koşmak zorunda kalması nedensiz değil elbet! Dizelerine de yansıdığı üzere onun ve onun gibilerin hayat kavgasında, açlıkla, işsizlikle, geçim gailesiyle biçimlenmiş; adaletsizliği, eşitsizliği, mağduriyetleri ima eden koyu bir yoksulluğun ve onun bir tezahürü olarak açlığın, maddi, manevi yoksunlukların derin izlerine tanık oluruz. [...] Kalustyan gibiler sadece toplumsal, ekonomik, siyasi, hukuki sorunlarla değil, aynı zamanda uğradıkları türlü etnik ayrımcılığın, baskı ve zulmün –bir sonraki neslede devrolunan– travmatik sonuçlarıyla da başa çıkmak zorunda kalmışlardır.”

Şiirler özellikle II. Dünya Savaşı ve sonrasının zorlu koşullarını yansıtıyor.

Kitaptan bir şiir

Bir tatlı söz – insanca hoş bir eda

bağlar beni kendine – insanlığa – hayata

kahreder beni uzak bir savaş

                            patlak veren bir kavga

bütün silahlar sanki çevrilmiş bana-

ben o yıkımın dehşetini yaşarım

 Gün olur – bakarsın gelir barış

günü bir bayram havasında yaşarım

gönencin ışıklarıyla bir söner bir yanarım

fişeklerle yükselen renk olurum hercai

uçarım ben adeta

bir fişek misali

Gözlerimi alamam – bakarım ona

kulağımı onun göğsüne dayarım-

isterim ki güzel şeyler tesadüf etsin – göreyim

güzel şeyler işitip sevineyim

Haygazun Kalustyan kimdir?

20 Ağustos 1920’de İstanbul’da dünyaya geldi. İlkokulu Gedikpaşa’daki Mesropyan Okulu’nda tamamladı. Getronagan Okulu’nda başladığı ortaöğretimini ekonomik sebeplerle bırakmak zorunda kaldı. Askerliğin ardından ortaokul ve lise eğitimini dışarıdan tamamladı. 1964’te İ.Ü. Edebiyat Fakültesi Pedagoji Bölümü’nden mezun oldu. 1953-1965 yılları arasında Karagözyan Yetimhanesi Ermeni Okulu’nda belletmen/eğitmen olarak görev yaptı.

 İlk şiiri 1938’de Pakarat Tevyan’ın ‘Yerçanik’ [Mutlu] adını taşıyan yıllığında A. Yeretsyan mahlasıyla yer aldı. Ardından İstanbul’daki neredeyse bütün Ermenice dergi, gazete ve yıllıklarda şiirleri, makaleleri ve az sayıda hikâyesi yayımlandı. Garbis Cancikyan’la birlikte ayrı ayrı Türkçe kaleme aldıkları şiirler ‘Balkıs’ adıyla 1942’de Kader Matbaası’nda yayımlandı. 1948’de Tebi luys [Işığa Doğru] yayın dizisinden ‘Karüği lamparı’ [Gaz Lambası] adıyla ilk şiir kitabı yayımlandı. İkinci ve son şiir kitabı ‘Kordzis campun vra’ [İşime Giderken], To yayın dizisinin üçüncü kitabı olarak 1962’de yayımlandı. Bu iki kitap, ‘Karüği lamparen minçev Kordzis campun vra’ [Gaz Lambası’ndan İşime Giderken’e] adıyla 2004’te tek bir kitap olarak Karagözyan Okulu tarafından Murat Ofset’te basıldı. ‘Balkıs’ ise 2014’te Türkiye İş Bankası, ‘Kayıp Şairler’ dizisinden tekrar yayımlandı. Kalustyan 1965’te Ermenistan’a göç etti. Yerevan’da Sosyal Bilimler Akademisi Doğubilimleri Kürsüsü’nde çevirmen ve araştırmacı olarak başladığı çalışmalarını, hayata gözlerini yumduğu 4 Şubat 1985’e kadar sürdürdü.

(Kalustyan ve Cancikyan dostluğu için ayrıca bkz: İki, yeterli bir çoğunluktur- Karin Karakaşlı)

Kategoriler

Toplum Kültür Sanat