Yerevan’ın kalbindeki çağlayan: Kaskad

Yerevan şehrini planlayan ünlü mimar Aleksandr Tamanyan’ın “en büyük rüyası” Kaskad açık hava kompleksi, ilk temellerinin atıldığı 70’lerden beri defalarca yarım kalsa da ziyaretçilerini büyülemeye devam ediyordu. Tamanyan’ın “kaskad/çağlayan” olarak hayal ettiği yapının tamamlanması için Ermenistan hükümeti, yeni bir yatırım programını onayladı. Görkemli merdiven ve teras sistemi Kaskad, Yerevan için açık hava müzesi gibi yükselen bir kent manzarası yaratıyor ve Yerevanlıların günlük hayatının bir parçasını oluşturuyor. Uzun süredir yarım kalan “rüya”nın hikayesi de artık tamamlanıyor.

 Yerevan’ın göbeğindeki Kaskad kompleksi, Yerevan’ın şehir planını tasarlayan mimar Aleksandr Tamanyan’ın rüyasıydı, sonrasında ise Yerevan’da yaşayan ya da ziyarete gelen herkesin hayran olduğu mimari bir gerçek oldu. Kaskad sadece günün belli bir saati ziyaret edilecek bir yer değil. Öğlen hava açıksa karşımızda Ağrı Dağı dimdik durur, şehre yukarıdan bakabilir, Tamanyan’ın çizdiği ve yarattığı asıl Yerevan’ı avucunuzun içinde hissedersiniz. Karanlık çöktüğünde ise bambaşka bir Kaskad karşılar bizi, Ağrı Dağı’nı göremesek bile Ağrı Dağı’nın eteklerinde bulunan evlerin ışıkları bizi kendine çeker, ordaymışız gibi hissettirir. Gençler Kaskad’ı sadece mimari için değil, nefes alacak bir yer olarak da görürler. Kimiyiyeceğini alır, kimi içkisini, kimi de sevgilisini. Kaskad tek bir sınıfa değil, o gün şehirde bulunan herkese aittir.

Tamanyan’ın hayali: Yerevan’ı tepelere bağlamak

1878’de Rusya’da hayata gözlerini açan Tamanyan, Yerevan’ın mimari kimliğini yaratan en önemli kişidir. Klasik Avrupa mimarlık anlayışıyla yetişen Tamanyan, hem estetiğe hem de şehir planlamasına büyük önem veren bir uzmandı. 1923’te Tamanyan, Ermenistan’a davet edildi. Yerevan’a ayak bastığında Yerevan küçük, dağlık bir kasabaydı. Tamanyan’ın amacı, bu kasabayı çağdaş, düzenli ve kimlik sahibi bir başkente dönüştürmekti.

Hazırladığı 1924 tarihli Yerevan Genel Şehir Planı, bugünkü kentin temelini oluşturdu. O plana göre şehir, merkezi meydandan (bugünkü Cumhuriyet Meydanı) başlayarak geniş bulvarlarla, yarım daire biçimli caddelerle ve anıtsal kamu binalarıyla çevrelenecekti.

Tamanyan, Ermenistan’ın doğasıyla uyumlu, taşın sıcak tonlarını kullanan bir mimari dil geliştirdi. Bu yaklaşım, Yerevan’a özgü “pembe tüf taşı” estetiğini kalıcı hale getirdi.
Opera Binası, Hükümet Binası, Ermenistan Ulusal Akademisi, Sağlık Bakanlığı binası ve Cumhuriyet Meydanı çevresindeki pek çok yapı onun imzasını taşır.

Tamanyan’ın Yerevan için en büyük düşlerinden biri, kenti yukarıya doğru taşıyan Kaskad (Çağlayan) projesiydi. Bu dev merdiven ve teras sistemiyle şehir merkezini tepedeki Zafer Parkı’na bağlamak, insanlara hem panoramik bir manzara hem de sembolik bir “yükseliş yolu” sunmak istiyordu.

Proje onun 1936’da ölmesiyle yarım kalsa da Yerevan’ın kimliğinin en görünür simgelerinden biri haline geldi.

Tamanyan, yıllar önce aramızdan ayrılsa da onun vizyonu Yerevan’ın bugünkü şehir planı, meydanları, caddeleri ve taş binalarında hala varlığını sürdürüyor. Onun sayesinde Yerevan, yalnızca bir şehir değil, düşünülmüş bir sanat eseri gibi tasarlanmış bir mekândır. Bu yüzden Tamanyan, Ermenistan’da “Yerevan’ın mimarı” olarak anılır.

Ermenicede “Çağlayan” anlamına gelen Kaskad’ın hikâyesi de Yerevan’ın şehir planını hazırlayan mimar Aleksandr Tamanyan’la başlar. Tamanyan, şehir merkezini kuzeydeki Kanaker tepeleriyle bir dizi teras, bahçe ve su öğesi aracılığıyla birleştirmeyi hedefliyordu. Ancak bu vizyon, döneminekonomik koşulları nedeniyle uzun süre kâğıt üzerinde kaldı.

Kaskad’ın ikinci dönemi

1967’de, Kanaker tepesine Stalin heykelinin yerine dikilen “Ermenistan Ana” (Մայր Հայաստան) anıtı, Yerevan’ın kuzey-güney eksenini tamamladı. Bu gelişme, Tamanyan’ın yarım kalan hayalini yeniden gündeme getirdi ve şehir merkezini anıta bağlayacak dev bir merdiven fikrinin temelleri atıldı.

1970’lerin başında Aleksandr Tamanyan’ın oğlu Gevorg Tamanyan babasının planlarını temel alarak projeyi tekrar gündeme getirdi. Mimarlar Jim Torosyan, Sarkis Gurzadya ve Aslan Mkhitaryan, modern bir Kaskad tasarımı üzerinde çalışmaya başladı. Torosyan, yapıyı yalnızca fiziksel bir bağlantı değil, halkın sosyalleşebileceği, sanatla karşılaşabileceği bir kamusal alan olarak düşündü. Bu vizyon doğrultusunda Tamanyan’ın basamakları baz alarak tasarladığı proje hayata geçirildi. Sergi salonları, yürüyen merdivenler ve teras avluları ise projeye dahil edildi.

Kağıt üzerindeki çizimler tamamlanınca, Kaskad’ın yapımı başlıyor ve ilk olarak 1974’te kompleksin önüne Aleksandr Tamanyan’ın anıtı dikiliyor (heykeltıraş: Ardashes Hovsepyan, mimar: Seta Petrosyan). 1980’e geldiğimizde, Kaskad’ın basamakları ve terasının inşaatı tamamlanıyor. Sergi salonları ve yürüyen merdiven ise tasarlanma aşamasında kalıyor. SSCB’nin dağılma noktasına gelmesi, 1988 Spitak depremi ve Birinci Karabağ Savaşı gibi nedenlerle tasarlanan bölümler tekrar yarım kalıyor.

Kaskad’ın üçüncü dönemi

90’larda Ermenistan bağımsızlığını kazandıktan sonra Amerikalı Ermeni iş insanı Cafesjian, 2002’de Yerevan’ı ziyaret ediyor ve bu gezide Kaskad gözüne çarpıyor. Yapının hikayesinden etkilenen Cafesjian “Bu Tamanyan’ın rüyasıydı, ben bitireceğim” diyor ve 35-40 milyon dolar arasında bir yatırımla inşaatı tekrar başlatıyor.

Mimar David Hotson’un katkılarıyla ilerleyen yapı, 2009’da Cafesjian Sanat Merkezi adıyla açılıyor, Cafesjian’ın bu dönemde toplamda 128 milyon dolarlık bağış yaparak, Yerevan’ın kültürel dönüşümünde önemli bir rol oynuyor.

Kaskad günümüzde yaklaşık 302 metre uzunluğunda, 572 basamaktan ve beş ana platformdan oluşur. Sovyet modernizminin yalın çizgileri, geleneksel Ermeni taş işçiliğiyle birleşir. Açık renkli tüf taşı ve travertenden inşa edilen yapının yüzeylerinde haçkar (haçtaşı) motifleri, nar, asma dalları ve hayat ağacı gibi Ermeni sembolleri yer alır.

2011’de Kaskad’ın üst bölümüne ünlü Fransız-Ermeni sanatçı Charles Aznavour’un anısına Aznavour Merkezi açıldı. Müzede Aznavour’un yaşamı, müzik kariyeri ve insani faaliyetleriyle ilgili belgeler, fotoğraflar ve kişisel eşyalar sergilenir. Bu alan, Ermenistan’ın çağdaş sanatla belleğini birleştiren önemli bir kültür durağına dönüştü.

Kaskad çevresinde tartışmalar

2023 baharında Yerevan Belediyesi, Kaskad basamaklarının üst kısmında, uzun caddenin kenarında bulunan sağlıklı ağaçların bir bölümünü keserek yerlerine sakura (Japon kirazı) dikti. Bu karar, hem çevrecilerden hem de kent sakinlerinden güçlü tepkiler aldı. Sosyal medyada binlerce kişi, Yerevan’ın özgün doğasına ve karakterine zarar verildiğini, şehrin kimliğinin “ithal estetik”le değiştirilmemesi gerektiğini savundu.

Daha sonrasında ise Fransız mimar Jean-Michel Wilmotte’un danışmanlığında iki farklı mimari konsept hazırlandı. Yapılan halk oylamasında “Wilmotte & Associés” tasarımı kazandı. Ancak oylamaya katılmayan pek çok Yerevanlı, her iki projenin de şehrin ruhuna uygun olmadığını belirtti. Yerevanlılar için Kaskad yalnızca bir mimari yapı değil, herkesin nefes alabildiği, manzarayla iç içe kamusal bir alan. Dolayısıyla birçok kişi, yapının “yeniden tasarlanmasını” değil, mevcut haliyle korunmasını savunuyor. Onlara göre Kaskad’ın gücü, tam da o açıklığında, taş dokusunda ve gündelik yaşamla kurduğu sade ilişkide yatıyor. Halk, yeni binalar ya da tematik bahçeler yerine, alanın bakımının yapılmasını, yeşil dokusunun korunmasını ve açık etkinliklerin desteklenmesini istiyor.

Belediye Başkanı Tigran Avinyan ise Ekim 2025’te yaptığı açıklamada kazanan Willmotte & Associes planının çalışmaların dört ila beş yıl içinde tamamlanacağını duyurdu. Belediye’nin hazırladığı plana göre, proje yaklaşık 50 milyon dolar bir bütçeyle yürütülecek. Kamu, özel sektör ortaklığıyla ilerleyecek proje kapsamında, uzun süredir yarım kalan bölümler tamamlanacak, yeni sergi alanları, seyir terasları ve yeşil alanlar eklenecek. 

Cafesjian heykel bahçesi

Kaskad’ın basamaklarının alt kısmında yer alan Cafesjian Heykel Bahçesi de Kaskad gibi saatlerce vakit geçirebileceğiniz bir alan. Yerevan’ın en çok ziyaret edilen açık hava sanat alanı, Gerard Cafesjian’ın yıllar boyunca topladığı sanat eserlerinden geniş bir koleksiyonu barındırır.

Bugün heykel bahçesinde Kolombiyalı Fernando Botero, Çinli Yue Minjun, İspanyol Jaume Plensa, İngiliz Barry Flanagan ve Koreli Ji Yong-Ho gibi sanatçıların 50’ye yakın büyük ölçekli eserini görmek, dokunmak, hatta sarılmak mümkün.

Botero’nun abartılı formlara sahip bronz heykelleri The Cat, Roman Warrior ve Woman Smoking a Cigarette alanın en tanınan parçaları arasında. Yue Minjun’un paslanmaz çelikten Untitled (isimsiz) eseri, Çin’in “Cynical Realism” akımını temsil ediyor. Jaume Plensa’nın harflerden oluşan şeffaf insan formu meditasyonu çağrıştırırken, Barry Flanagan’ın çan üzerindeki tavşanı hareketi simgeliyor. Ji Yong-Ho’nun geri dönüştürülmüş metallerden yaptığı hayvan figürleri ise doğa ve endüstri arasındaki gerilimi yansıtıyor.

Cafesjian Vakfı, her yıl koleksiyona farklı ülkelerden yeni eserler ekleyerek Kaskad’ı yaşayan bir sanat galerisine dönüştürüyor.

Sanat ve kent arasında yaşayan bir alan

Cafesjian’ın vizyonu, sanatın herkes için erişilebilir ve kamusal olmasıydı. Bugün Ağrı Dağı manzarasına karşı uzanan Kaskad, bu düşüncenin somut bir örneği olarak kabul ediliyor. Gün boyunca merdivenleri tırmanan insanlar, akşamları heykellerin önünde fotoğraf çektiren turistler, bahçede vakit geçiren gençler hepsi bu alanın doğal birer parçası hâline gelmiş durumda.

Kaskad, Ermenistan için yalnızca bir turistik cazibe değil, aynı zamanda modern sanatın evrensel dilinin Yerevan’da vücut bulduğu bir kültür simgesi.

Kaskad çevresinde çok sayıda kafe, restoran ve sanat etkinliği bulunuyor. Yaz aylarında burada konserler, film gösterimleri ve açık hava festivalleri düzenleniyor. Böylece Kaskad, hem yerli halkın hem de ziyaretçilerin buluştuğu canlı bir kültür durağı olmayı devam ediyor ve daha önemlisi Yerevanlıların günlük hayatının bir parçası olarak şehri güzelleştiriyor.

Kategoriler

Diaspora / Ermenistan



Yazar Hakkında