Hüda Kaya'nın hukukla imtihanı: Sabah cezaevine konuldu, akşam tahliye edildi

Eski milletvekili Hüda Kaya, bugün tekrar hapse girdi ancak akşam saatlerinde tahliye edildi. Kaya’ya verilen 1,5 yıllık hapis cezasını ertelemeden yeniden cezaevine göndermek için aranan mahkûmiyet kararının 28 Şubat DGM'lerinden bulunması ‘siyasi kurgu’ olarak tepki çekti. Kaya’nın avukatı Leventoğlu, "skandal" olarak nitelendirdiği kararı Agos'a değerlendirdi.

Halkların Demokratik Partisi'nden (HDP) üç dönem İstanbul milletvekili olan Hüda Kaya’nın siyasallaşmış yargıyla yaşadığı sorunlar bitmiyor. Kaya’nın 2022’de tutuklanan oğlu Cihad Ebrari’yi ziyaretinin ardından cezaevinden çıkışta çantasında cep telefonu bulunduğu suçlamasıyla aldığı 18 aylık hapis cezası nedeniyle yeniden Ankara Elmadağ Cezaevi'ne gönderildi. Öğlen saatlerinde cezaevine giren Kaya, akşam saatlerinde tahliye edildi. 

Kaya'nın davasında İstinaf Mahkemesi kararı verirken cezanın ertelenme ya da hükmün açıklanmasının geri bırakılması yoluna gitmedi. 28 Şubat döneminde Kaya’nın aldığı hapis cezasına istinaden Hüda Kaya bu haktan mahrum edildi. 28 Ekim'de Kaya’ya 10 gün içerisinde cezanın infazı için teslim olması tebliğ edildi. AKP iktidarının siyaseten ve hukuken mahkûm ettiği dönemin haksız ve hukuksuz davalarından birinin 28 yıl sonra Kaya’yı cezalandırmak için kullanılması ‘siyasi bir kurgu’ olarak tepki çekti.

Tutuklanıp beraat etmişti

Cezaya konu olan süreç hakkındaki bir tutanak ile başladı. O dönemde milletvekili olan Hüda Kaya’nın oğlu Cihad Ebrari’yi Çanakkale Cezaevi’ndeki ziyaretinin ardından çıkışta çantasında cep telefonu olduğu öne sürüldü. 1,5 yıllık hapis cezası da bu tutuğa istinaden verildi.

Cihad Ebrari 2022’de ev baskınıyla gözaltına alınmış, cezaevi olanaklarından mahrum şekilde 100 günü aşkın bir süre boyunca tek kişilik tecritte tutulmuştu. Kaya’nın kendisi de Kobani olaylarından dolayı tutuklandı ama hakkındaki suçlardan beraat etti.

Kaya’nın avukatı Zilan Leventoğlu hukuki süreci ve sonuçlarını Agos gazetesine anlattı.

Leventoğlu cezaevi idaresinin Kaya ve oğluna yönelik sürdürdüğü olağandışı baskılar, bekletmeler, keyfi engeller ve çıkardıkları zorluklarla bu davaya zemin hazırladığını belirtti.
Leventoğlu “Hüda Kaya da ailesi de yıllarını cezaevlerinde geçirmiş; ziyaret edilmeyi de ziyaret etmeyi de yüzlerce kez, onlarca farklı cezaevinde deneyimlemiş, işleyişi bilen insanlardır. Yargılama sürecinde, dönemin tüm hukuksuzluk ve haksızlıklarına rağmen, tamamen kurgu ve düzmece bir tutanakla, bunca delile ve kamera kayıtlarına rağmen bir ceza kararı çıkabileceğini beklemiyorduk açıkçası. Gerçek bir akıl ve hukuk tutulması sonucu bir ceza kararı çıktı” dedi.

DGM kararı gerekçe oldu

Leventoğlu bu kararla ilgili “Normal koşullarda bu 1,5 yıllık cezanın infaz edilmemesi gerekir. Ancak bu dosyada hukuk tarihinde emsali az görülen bir biçimde, 28 yıl önceki, artık hükümsüz hale gelmiş bir DGM kararı gerekçe gösterilerek infazın cezaevinde yapılmasına hükmedildi. Hüda Kaya 28 Şubat mahkumiyetleri ile ilgili memnu haklarını iade almış, üç kez milletvekili seçilmiş bir siyasetçidir. Bu yargılamada amaç, hukuk ve yasayı uygulamak değil sembol bir kadını susturmak ve bir şekilde çıkış yollarını kapatarak hapsedilmesini sağlamaktır” diye konuştu. 

Yapılan tüm itirazların reddedildiğini belirten Leventoğlu, normalde yıllar süren istinaf sürecinin de bu dosyada olağanüstü bir hızla kesin karara bağlandığını belirtti. Leventoğlu’ya göre “bu hız ve ısrar, siyasi takvimle uyumlu bir hareket tarzı, sürecin yargısal değil siyasal zeminde yürütüldüğünü” gösteriyor. Kaya’nın 10 gün içerisinde cezaevine teslim olmazsa yakalanarak hapsedileceği tebliğ edildi. 

28 yıl önceki DGM’nin başörtüsü eylemlerinden dolayı verdiği mahkumiyetin Kaya’yı hapse göndermek için kullanılmasını eleştiren Leventoğlu, “Demokratik, toplumsal ve siyasal kesimler net bir duyarlılık gösterdi; her kesimden tepkiler yükseldi. Bu dayanışma ve tepkiler çok anlamlı ve değerlidir. Bugün kamuoyunun çok farklı kesimlerinden yükselen itirazların ortak paydası da budur: Bu dava hukuki değil, 28 Şubat kararlarına yaslanarak, Hüda Kaya’yı bir şekilde hapsetmeyi amaçlayan siyasal bir kurgudur” ifadelerini kullandı.

Çözüm sürecinde hukuksuzluktur

Leventoğlu “Adalet Bakanlığına, Cumhuriyet Savcılığına ve İnfaz Hâkimliğine yaşanan akıl almaz hukuksuzlukları tüm detaylarıyla beyan ettik.28 Şubat dayanağının hükümsüz olduğunu, bu nedenle infazın en azından ev hapsi veya denetimli serbestlik kapsamında uygulanması gerektiğini belirttik. Cezanın kendi hukuksuzluğundan ayrı olarak bu cezanın cezaevinde infaz edilmesine neden olan 28 Şubat mahkumiyeti dayanağını tamamen boşa çıkartan ve hükümsüz olduğunu ortaya koyan somut gerçekleri ortaya koyduk. Bir gün dahi gecikmeden bu cezanın tahliye ve denetimli serbestlikle olabileceğini ortaya koyduk. Bunu hem bakanlığa hem başsavcılığa hem infaz hakimliğine sunduk. Buna rağmen tekrar cezaevine girdi” dedi.

Leventoğlu bir barış sürecinde olması gereken normalleşmenin tam tersi gelişmelerin tekrar ettiğini belirterek şu değerlendirmeyi yaptı: 
“Bir yandan son derece önemli ve anlamlı adımların atıldığı bir süreç işlemeye devam ederken bir yandan da çok ciddi hukuksuzluk ve haksızlıklar yaşanmaya devam ediyor. Bugüne kadar sürecin sadece güvenlik ve siyasal ayağına yönelik bazı adımlar atıldı. Ancak sürecin asıl ayağı, anlamı ve önemi; hak, hukuk, demokratikleşme ve toplumsal barışa yönelik adımlardır. Bu güvenlikçi, intikamcı saldırıların yerini adalet, özgürleşme ve demokratikleşme almalıdır. Yasalara, hukuka, mahkemelere, cezaevlerine, haklara ve halka etkisi hissedilen daha kapsamlı ve esaslı bir süreci, dayanışmayla, umudumuzu koruyarak, mücadele ederek, omuz vererek inşa etmenin, hukukçular da başta olmak üzere, hepimizin ortak görevi olduğuna inanıyorum.”

Kategoriler

İnsan Hakları



Yazar Hakkında