Online olarak satışa çıkarılan “Beyaz Toros” ve “Bozkurt işareti” ile birlikte “On yedi bin kişi bir beyaz torosa nasıl sığar?” yazılı tişörtlere ilişkin İHD'nin yaptığı suç duyurusuna, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından "kovuşturmaya yer olmadığı" kararı verildi. Dernek, "İnsan hakları savunucuları olarak, bu karara karşı tüm iç hukuk yollarını sonuna kadar kullanacağımızı duyuruyoruz" dedi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, üzerinde “Beyaz Toros” ve “Bozkurt işareti” ile birlikte “On yedi bin kişi bir beyaz torosa nasıl sığar?” yazılı tişörtlerin online olarak satışa çıkarılmasına ilişkin yapılan suç duyurusu hakkında "kovuşturmaya yer olmadığı" yönünde karar verdi.
İnsan Hakları Derneği (İHD), söz konusu ürünler hakkında “suçu ve suçluyu övmek” (TCK 215) ile “halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek” (TCK 216) suçlarını oluşturduğu gerekçesiyle geçtiğimiz Ekim ayında savcılığa başvurmuştu.
İlke TV'den Erdoğan Alayamut'un haberine göre, savcılık kararında, TCK’nin 215. maddesi yönünden “Ortada kesinleşmiş bir mahkûmiyet hükmü bulunmadığı” gerekçesiyle suçun unsurlarının oluşmadığı belirtildi.
216. madde bakımından ise “ifade özgürlüğü” gerekçesiyle kovuşturmaya gerek görülmedi.
Savcılık kararında, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihatlarına atıf yaparak “rahatsız edici hatta şok edici düşüncelerin dahi ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini” ifade etti.
Bu gerekçelerle kararda, "satışa sunulan tişörtlerin kamu düzeni açısından açık ve yakın bir tehlike oluşturmadığına ve halkı kin ya da düşmanlığa tahrik etmediğine" hükmedildi.
"Beyaz Toros ağır ihlallerin simgesidir"
İnsan Hakları Derneği (İHD), savcılığın kararına ilişkin yaptığı açıklamada, “Tüm kamuoyunun bildiği üzere, özellikle 1990’lı yıllarda meydana gelen faili meçhul cinayetler ve gözaltında kayıplar, Türkiye’nin yakın tarihinde derin izler bırakmıştır” dedi.
Dernek, açıklamasında Beyaz Toros’un, devlet görevlilerinin işlediği ağır insan hakları ihlallerinin simgesi haline geldiğini hatırlattı. Açıklamada, “Son dönemde bu simgeyi taşıyan ‘Beyaz Toros’ ve ‘JİTEM’ yazılı tişörtlerin ticari ürün olarak üretilip internet üzerinden satışa sunulması, insan hakları savunucularını son derece rahatsız etmiştir. Bu nedenle, söz konusu ürünleri satışa sunan firmalar hakkında Türk Ceza Kanunu’nun 215. maddesinde düzenlenen ‘suçu ve suçluyu övmek’ ve 216. maddesinde düzenlenen ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik’ suçlarının açık ihlali gerekçesiyle suç duyurusunda bulunduk. Suç duyurumuzun ardından çok kısa bir süre içinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından ‘kovuşturmaya yer olmadığına’ dair bir karar verilmiştir” denildi.
İHD, savcılığın TCK’nin 215. maddesi yönünden “Ortada kesinleşmiş bir mahkûmiyet hükmü bulunmadığı” gerekçesine dayandığını belirterek, “Bu yaklaşım, Beyaz Toros’un simgelediği ağır insan hakları ihlallerini görmezden gelmek anlamına gelmektedir” vurgusunu yaptı. Açıklamanın devamında, savcılığın TCK’nin 216. maddesi yönünden “ifade özgürlüğü” gerekçesine atıf yapılarak AİHM kararlarını öne sürdüğü paylaşıldı.
Dernek, “Savcılık, AİHM’in birçok kararında belirtildiği üzere, rahatsız edici hatta şok edici düşüncelerin dahi ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirildiğini belirtmiştir. Burada son derece ironik bir durum ortaya çıkmaktadır. Ülkemizde barışçıl düşünceleri nedeniyle ifade özgürlükleri ihlal edilen yüzlerce insan varken, bir suçun sembolü olan bir fotoğraf ‘düşünce özgürlüğü’ kapsamında değerlendirilmiştir” açıklamasında bulundu.
Savcılık kararının Türkiye yargısının genel yaklaşımını yansıttığını ve cezasızlık politikasının yeni bir örneği olduğunu ifade edilen açıklamada, “İnsanlığa karşı işlenen suçlardaki cezasızlık, bu kararın ardında yatan temel gerekçedir. İnsan hakları savunucuları olarak, bu karara karşı tüm iç hukuk yollarını sonuna kadar kullanacağımızı; iç hukukta adalet sağlanmadığı takdirde ise uluslararası hukuk mekanizmalarına başvuracağımızı kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz” denildi.

