Hripsime Sayrin’in mirası nasıl ölmeden hemen önce BBP'li "yeğeni"ne geçti?

Türkiye'deki gayrimüslim yurttaşların miraslarının ya da mal varlıklarının şüpheli şekilde el değiştimesiyle ilgili seri haberler kaleme alan Cumhuriyet gazetesi yazarı Barış Terkoğlu yeni bir iddiayı gündeme getirdi. Terkoğlu'nun yazısına göre Türkiye Ermeni toplumundan 79 yaşındaki Hripsime Sayrin’in aslında mirasını ailesine ve Ermeni vakıflarına bırakmıştı, ancak ölümüyle aynı gün hazırlanan yeni bir "sözlü" vasiyetle, tüm mal varlığı "yeğeni" olarak kendini tanıtan BBP’li Fırat Baran Durmaz’a geçti.

Gazeteci Barış Terkoğlu’nun Cumhuriyet'te yer alan haberinde aktardığına göre yaşlı yurttaşların “manevi annelik”, “manevi kardeşlik”, “manevi yeğenlik” gibi gerekçelerle servetlerinin el değiştirdiği çok sayıda dosya bulunuyor.

Terkoğlu’nun dikkat çektiği örneklerden Hrispime Sayrin'in ölümü ve vasiyet süreci siyasi bağlantıları ve mirasın el değiştirme biçimiyle öne çıkıyor. 

Hripsime Sayrin, 24 Mayıs’ta 79 yaşında hayatını kaybetti. Sekiz değerli gayrimenkulü, bankalarda yüksek meblağda parası vardı. Duldu ve çocuğu yoktu. Resmî mirasçısı kardeşi Onnik Dellaloğlu'ydu. 2023 Mart’ında, aklı başındayken hazırladığı el yazılı vasiyetinde mal varlığını kardeşinin çocuklarına ve Ermeni vakıflarına paylaştırmış, defin sürecini ve bazı kişisel eşyalarının geleceğini dahi ayrıntılı olarak yazmıştı. Ancak ölümünden sonra yeni bir vasiyetname ortaya çıktı. Üstelik bu belge, Sayrin’in öldüğü gün verilmişti. El yazısı ona ait değildi. Mirasın tamamı, 1982 doğumlu Fırat Baran Durmaz adlı bir kişiye bırakılıyordu.

Fırat Baran Durmaz ise BBP’nin Avcılar kurucu ilçe başkanıydı. Ayrıca partinin Avcılar Belediye Meclisi üyesiydi.

Barış Terkoğlu'nun, Hrispime Sayrin'in ölümü ve vasiyet sürecinin detaylarını anlattığı yazısı şu şekilde:

"Ermeni yurttaşımız Hripsime Sayrin 24 Mayıs 2025’te vefat etti. Öldüğünde 79 yaşındaydı. Hali vakti de yerindeydi. Sekiz adet çok değerli gayrimenkulü, bankalar ve finans kuruluşlarında yüksek meblağlarda parası vardı. Duldu ve çocuğu yoktu. Tek resmi mirasçısı kardeşi Onnik Dellaloğlu’ydu. Mirasının ona kalması bekleniyordu. Öte yandan, 2023 yılı martında, aklı başındayken kendi el yazısıyla bir vasiyetname hazırlamıştı. Mal varlığını kardeşinin çocukları olan yeğenleriyle yetim çocuklara sahip çıkanlar başta olmak üzere Ermeni vakıfları arasında tek tek paylaştırıyor, ölümünden sonra nasıl gömülmek istediğini anlatıyor, tablolarına bile vasiyette yer veriyordu.

Ancak...

Ortaya yepyeni bir vasiyetname çıktı. Üstelik bu vasiyeti öldüğü gün, ölmeden birkaç saat önce vermişti. El yazısı da kendisinin değildi. Bütün mal varlığını, Fatih’te yaşayan Fırat Baran Durmaz isminde 1982 doğumlu 43 yaşında birine bırakmıştı.

Altından BBP'liler çıktı
Elbette kardeşi “Kim bu Fırat Baran Durmaz” diyerek durumdan şüphelendi. Durmaz, BBP’nin Avcılar kurucu ilçe başkanıydı. Ayrıca partinin Avcılar Belediye Meclisi üyesiydi. Ne yaşam ne kültür ne inanç olarak iki isim arasında ortaklık olabilirdi.

Dahası...

Hripsime Sayrin, Sarıyer Maslak’ta kendisine ait bir evde yaşıyordu. Ancak Şile’de ölmüştü. O gün 20.30’da 112 Acil Servis tarafından ölmek üzereyken Şile Devlet Hastanesi’ne getirilmiş, birkaç dakika sonra canlandırılamayıp hastanede vefat olarak 20.55’te kayda geçmişti. Şile’de ne bir akrabası ne de bir arkadaşı vardı. Şüpheleri iyice arttı.

Ölümden geç haberdar edilen aile işin peşine düştüğünde daha da garip durumlar ortaya çıktı.

Hripsime Sayrin tek başına yaşayan bir kadındı. Çok para harcamasını gerektirecek bir yaşamı yoktu. Ancak ölümüne doğru giderken hesabından milyonlarca lira çıkmıştı.

Ölüm günü verdiği “sözlü vasiyetname tutanağı” belgesinin ilk tanığı Mübeccel Bulur isminde biriydi. Fırat Baran Durmaz’ın kayınvalidesiydi. El yazısı ona aitti. Öbür tanık Metin Yalçın’dı. O da BBP Avcılar ilçe başkan yardımcısı ve Durmaz’ın özel kalemiydi. Hripsime Sayrin’e imzalatmışlardı. Vasiyetnameye göre Fırat Baran Durmaz, oğlu gibi Sayrin’in bakımıyla ilgilendiği için ona mirasını bırakmıştı.


Milyonlarını aldı

İşin esasında Durmaz, Sayrin’in hayatına son bir yılda girmişti. Çevresine kendisini Sayrin’in yeğeni olarak tanıtıyordu.

O kadar ki...

Sayrin’in öldüğü gün, hastanede düzenlenen ölüm belgesinde, “bilgi veren” olarak görünen Durmaz’ın yakınlık derecesi olarak “yeğeni” yazıyordu. Oysa Durmaz, Hripsime Sayrin’in yeğeni falan değildi!

Birçok kişinin söylediğine göre, Sayrin’in yaşlı olması sayesinde onunla yakınlık kurmuş, işlerini takip etmeye başlamış, onun güvenini kazanmıştı. Noterde bunun için genel bir vekaletname çıkartmıştı. Bu sayede tüm işlemlerini yapabiliyordu. Sayrin’in Şekerbank Göztepe Şubesi’ndeki hesabından, 10 Nisan 2025 tarihinde, yani ölümünden bir buçuk ay önce, Durmaz’ın hesabına 16 milyon 336 bin 32 lira havale yapılarak hesabının sıfırlandığı ortaya çıktı.

Bu kadar da değil.


Öldü mü öldürüldü mü?

Cenazesinden vakıflar dahil kimse haberdar edilmemiş, Hripsime Sayrin, vasiyetine aykırı şekilde, apar topar Durmaz tarafından gömülmüştü. Yakınlarının anlattığına göre, Maslak’taki Mashattan Sitesi’ndeki evine ölümünden sonra da giriş çıkış yapılmıştı. Evde Sayrin’e ait olmadığı belli olan eşyalar ve en önemlisi boş mücevher kutuları bulunmuştu. Durmaz, site yönetimine de Sayrin’in çok hasta ve yaşlı olduğu için işlerini yürüttüğünü söylemişti. Ancak site yönetimi ölümünden yaklaşık bir ay önce Sayrin’in gayet sağlıklı göründüğünü söylüyordu.

Gerçekten de Hripsime Sayrin, anlatılana göre, yalnızca şeker hastalığı için ilaç kullanıyordu. Ciddi bir sağlık sorunu yoktu. Öte yandan Sayrin’in Kadıköy Göztepe’deki evine gidildiğinde de içerideki pek çok şeyin alınmış olduğu görüldü. Apartman görevlisi, Durmaz’ın kendisini Sayrin’in yeğeni olarak tanıtarak eve girip çıktığını söylüyordu.

Hem Fırat Durmaz, hem vasiyetnamenin tanıkları olan kayınvalidesi ve özel kalemi, verdikleri ifadelerde, Sayrin’in Durmaz’ı çok sevdiği için mallarını öldüğü gün ona bırakmaya karar verdiğini iddia ettiler. Dahası... Sayrin’in ölmeden önceki hafta üç kez kalp krizi geçirdiğini söylediler. Buna dair somut bir kayda ulaşılamadı. Ancak 2023 yılı ağustosunda yaşlılıktan dolayı algı bozukluğu olduğunun raporlara girdiği ortaya çıktı. Kısacası Sayrin’i kandırmak çocuğu kandırmak gibiydi.

Şimdi hem ailesi hem Ermeni yurttaşlarımızın vakıfları, Sayrin’in nasıl öldüğünü, ölüm günü vasiyetinin nasıl yazıldığını, BBP’li siyasetçinin Sayrin’le yakınlığını sorguluyor. Yargıdaki dosyanın çözülmesini bekliyor.

Ölümün üzerindeki perdeyi kaldırmak için yaşamla hesaplaşmayı tamamlamak gerekir."

Kategoriler

Toplum