Gazeteci Tuğçe Yılmaz, “Türkiyeli Ermeni gençler anlatıyor: 109 yıldır süren yas” başlıklı haberi nedeniyle TCK 301. maddesi uyarınca açılan davada 2 Aralık Salı (yarın) hakim karşısına çıkacak.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Türkiyeli Ermeni gençlerle yaptığı söyleşiyi konu alan haberi nedeniyle hakkında Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 301. maddesi uyarınca dava açılan bianet editörü Tuğçe Yılmaz, 2 Aralık Salı (yarın) hakim karşısına çıkacak.
İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde saat 14.30'da görülecek duruşmada, Yılmaz "Türkiyeli Ermeni gençler anlatıyor: 109 yıldır süren yas" başlıklı haberi nedeniyle “Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti devletini, devletin kurum ve organlarını aşağılamak” suçlamasıyla yargılanacak.
Ne olmuştu?
bianet editörü Tuğçe Yılmaz, 3 Haziran Salı günü, akşam saatlerinde Kadıköy İskelesi’nde Genel Bilgi Taraması (GBT) sırasında polis tarafından ifadesi alınmak üzere Kadıköy İskele Polis Karakolu’na götürülmüştü.
4 Haziran günü öğlen saatlerinde soruşturma savcısına ifade veren Yılmaz, “Haberimin TCK’nin 301. maddesi ile hiçbir bağlantısı yoktur. Mesleğimin gerekleri vardır ve mesleki haklarım Anayasa ile güvence altına alınmıştır. Haberi de bu kapsamda yaptım. İçeriğinde sadece röportaj yaptığım kişilerin beyanlarına yer verdim. Türk milletini ve Türkiye Cumhuriyeti devletini aşağılamak gibi bir kastım yoktur. Suçlamaları kabul etmiyorum" demiş, Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde savcılık ifadesinin ardından serbest bırakıldı.
Mahkemeler daha önce karar önce karar verdi: Soykırım demek suç değil
Türkiye mahkemelerinde daha önce Ermeni soykırımı tanımının suç olmadığına karar veren emsaller bulunuyor. Örneğin 2 Temmuz 2024 tarihinde, gazeteciler Haluk Kalafat ile Elif Akgül, bianet’te 2015, 2018 ve 2019’da yayımlanan altı haberden dolayı, “Türk milletini alenen aşağılama (TCK 301/1)” suçlamasıyla yargılandıkları davada beraat etmişti.
2018’de İnsan Hakları Derneği’nin 24 Nisan’da izin verilmeyen basın açıklamasında Ermeni soykırımından bahseden pankartlar taşıdıkları için derneğin üç üyesi gözaltına alındı. Savcılık kovuşturmaya yer olmadığı kararı verip ‘soykırım’ kelimesinin düşünce özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini açıkladı.
Bir başka örnek. Diyarbakır Barosu 24 Nisan 2017 tarihinde ’24 Nisan/Büyük Felaket: Ermeni Halkının Acısını Paylaşıyoruz’ ve 24 Nisan 2018 tarihinde ‘Ermeni Halkının Dinmeyen Acısını Paylaşıyoruz’ başlıkları basın açıklamaları yaptı. Açıklamalarda soykırım ifadesini kullanıldığı için dönemin baro başkanı Ahmet Özmen ve sonraki baro başkanı Nahit Eren’in de aralarında bulunduğu 10 baro yönetim kurulu üyesi hakkında dava açıldı. Savunmaların ardından mahkeme, suçun yasal unsurları oluşmadığı gerekçesiyle, tüm sanıklar hakkında beraat kararı verdi. Diyarbakır Barosu’na daha önce de yaptığı Ermeni soykırımı açıklamaları nedeniyle dava açılmış, beraat kararları çıkmıştı.

