Kurtulmuş'tan barış süreci açıklaması: Bu bir devlet projesidir

İmralı sürecindeki çalışmaların sadece Meclis Komisyonu'nun görevi olmadığını, devletin bütün kurumlarının üst koordinasyonla görevlerini yerine getirdiğini söyleyen Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş, "Bu bir devlet projesidir" dedi. Ayrıca yeni ve sivil bir anayasa gerekli olduğunu da vurguladı.

2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi'nin Plan ve Bütçe Komisyonu'nda kabul edilmesinin ardından Meclis Genel Kurulu görüşmelerine başlandı. Görüşmelerin açılışında söz alan Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş, süreç kapsamında kurulan Meclis Komisyonu hakkında konuştu. Kurtulmuş, Komisyonun çalışmalarının önemli olduğunu vurgulayarak, "Türkiye'nin bütün sivil toplum kuruluşları, farklı kesimler, akademi camiası dinlenerek, dinleme faaliyetleri geçtiğimiz hafta itibariyle sona ermiştir" dedi.

Meclis'te oluşturulan bu komisyonun "fevkalade güçlü bir rapor" hazırlayacağını belirten Kurtulmuş, "Bu sorunun ve Türkiye'nin demokratik standartlarının yükseltilmesi ile ilgili genel perspektifi ümit ediyorum, komisyon en kısa sürede yazdığı bir raporu Meclis'e sunacaktır. Bundan sonra yapılacak olan düzenlemelerin nasıl yapılacağı, ne şekilde yapılacağı, bu komisyonun raporun doğrultusunda Meclis'te bulunan siyasi partilerin ortak çalışmasıyla sonlandırılacaktır" diye konuştu. 

Yeni ve sivil bir anayasa gerek

Kurtulmuş sözlerini şöyle sürdürdü: "'Terörsüz Türkiye' sadece komisyonun görev alanı değildir. Bu bir devlet projesidir. Devletin bütün ilgili kurumları bu sürecin kazasız belasız yürütülmesi ve sonlandırılması ilgili çok üst koordinasyon ile görevlerini yerine getirmektedir. Aynı şekilde Meclis'teki komisyonumuzda bu süreçte üzerine düşen demokratik denetim fonksiyonun bir gereği olarak süreci fevkalade başarılı bir şekilde bu noktaya kadar getirmiştir. Ümit ederim ki sonuç alarak Türkiye tarihinde önemli bir tarihi fırsatın başarıyla sonuçlandırılmasına vesile olur. Tarihi olarak üzerinde büyük bir sorumluluk olan Meclis'in diğer demokratik adımların atılması gerektiğinin altını çizmek isterim. Her şeyden önce Türkiye'nin ikinci yüzyılına yaraşır milli, katılımcı, demokratik, kuşatıcı, yeni ve sivil bir anayasanın Meclis'in önündeki önemli sorumluluklarından biridir. Aynı şekilde demokratik standartlarımızı yükseltmemiz açısından demokratik bir yeni Meclis İç Tüzüğü, Siyasi Partiler Yasası, Seçim Yasası'nın da gerçekten büyük bir olgunlukla siyasi hesapların dışında gündeme getirilerek Meclis'inde ele alınması ve sonuçlandırılmasını arzu ediyoruz."

14 günlük görüşme

Kurtulmuş'un açılış konuşması ardından Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz bütçe üzerine söz aldı. Meclis'te gün boyu siyasi parti liderleri de söz alarak, bütçeye dair görüşlerini paylaşacak.

Aralıksız 14 gün sürecek bütçe görüşmeleri, 21 Aralık Pazar günü sona erecek. Bakanlıkların, bağlı kurum ve kuruluşların bütçe ve kesin hesapları üzerindeki müzakereler 9 turda ele alınacak.

Genel Kurul'daki görüşmelere, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, AK Parti Genel Başkanvekili Efkan Ala, AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan ve DSP Genel Başkanı Önder Aksakal katıldı.

Genel Kuruldaki bütçe görüşmeleri öncesi Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, AK Parti Genel Başkanvekili Ala ve Grup Başkanı Abdullah Güler, salondaki parti liderleri ve grup başkanlarıyla tek tek selamlaştı.

CHP Genel Başkanı Özel de parti liderleri, grup başkanları ve grup başkanvekilleriyle tokalaştı.

DEM Parti Eş Genel Başkanları Hatimoğulları ve Bakırhan, MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin yanına giderek tokalaştı.

"125 sayfalık bir rapor hazırladık"

Cuma günü Meclis'te yapılan görüşmede DEM Parti İstanbul Milletvekili Cengiz Çiçek, 125 sayfalık bir rapor hazırladıklarını ve rapor üzerindeki çalışmaların devam ettiğini belirtti.

Raporun içeriğine ilişkin bilgiler paylaşan Çiçek, raporun birinci bölümünde temel tez olarak "Kürt meselesini" tarif ettiklerini, bu sorunu "bir güvenlik sorunu değil, varlığının inkarı, eşitsizlik ve hukuk sorunu olarak" ele aldıklarını kaydetti.

"Kürt sorunu özünde bir eşit yurttaşlık, ana dil ve kültür hakkı meselesidir" diyen Çiçek, şöyle konuşmuştu: "Ana dil hakkı anayasal güvence altına alınmalıdır. Ana dilinde eğitim hakkı okul öncesinden üniversiteye kadar tanınmalıdır. Kültür ve sanat alanındaki kamusal destekler Türkçe dışındaki dilleri de kapsayacak şekilde yeniden düzenlenmelidir. Seçmeli Kürtçe derslerinin fiili engellerden arındırılarak yaygınlaştırılması sürecin en kritik psikolojik ve sosyolojik eşiklerinden biri olacaktır. Medya ve yayıncılık alanındaki erişim engelleri ve baskılar sona erdirilmelidir."

Kategoriler

Güncel