Batı Hıristiyanlığının en önemli tarihsel liderlerinden, Fransisken tarikatının kurucusu Aziz Fransua, aynı zamanda Hıristiyan mistisizmi deyince ilk akla gelen isimlerden de biridir. Ferda Balancar kitapkirk için yazdı.
FERDA BALANCAR
Aziz Fransua’nın ilginç yaşam öyküsü ve dini-mistik görüşlerini içeren kapsamlı çalışma ‘Assisili Francis ve Hıristiyan Mistisizmi’ başlığıyla İz Yayınları tarafından yayımlandı. Kitabın yazarı Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde Dinler Tarihi Anabilim Dalı’nda çalışmalarını sürdüren Doç. Cengiz Batuk. Batuk’un bugüne kadar Hıristiyanlık tarihiyle ilgili yayımlanmış kitap ve makale formatında pek çok çalışması var.
San Damiano Haçı; Aziz Fransua 1205’te bu çarmıhtan İsa Mesih’in sesini duyduğunu ve kendisinden kilisesini onarmasını istediğini anlatır. |
Önyargısız bir çalışma
Yazarı Cengiz Batuk’un Müslüman bir tarih araştırmacısı olmasına rağmen Aziz Fransua’nın hayatı ve dini anlayışı üzerine oldukça tarafsız yorumlar yapabilmiş olması, kitabın ilk göze çarpan özelliği olarak öne çıkıyor. Aziz Fransua gibi İslam dini ve İslam coğrafyasıyla yakından ilgilenmiş ve Müslümanlara Hıristiyanlığı anlatmayı kendisine misyon olarak seçmiş bir Hıristiyan azizin hayatını ve düşüncelerini mümkün olduğunca önyargısız bir biçimde anlamaya ve anlatmaya çalıştığı için Cengiz Batuk övgüyü hak ediyor.
Kitabın giriş bölümünde, Aziz Fransua’ya kadar Hıristiyan mistisizminin öncülerinin hayatları ve düşünceleri yer alıyor. Bu bölümde Klement’ten Origen’e Athanasius’tan Aziz Bernard’a kadar Batı Hıristiyanlığının önde gelen mistiklerinin hayatlarına ve görüşlerine yer veriliyor. Aziz Fransua’nın hayatının anlatıldığı ikinci bölümde ise Fransua’nın ilginç yaşam öyküsü akıcı bir dille okuyucuya aktarılıyor. Kitabın Aziz Fransua’nın dini ve mistik düşüncelerini analiz eden üçüncü bölümü ise ‘Fakirlik’, ‘Doğa Mistisizmi’, ‘Tarihsel Olay Mistisizmi’ ve İslamla Karşılaşma’ başlıklı dört alt bölüme ayrılmış. Bu başlıklar altında yazar, Aziz Fransua’nın düşünce dünyasını okuyucuya aktarıyor. Kitap, bu yönüyle Aziz Fransua’yı yakından tanımak isteyen Hıristiyan okurlar için de oldukça önemli bir kaynak niteliğinde.
Cengiz Batuk, “Mistik dili en erken kullanan kişi hiç kuşkusuz ki Pavlus’tur. Pavlus daha en başında İsa’dan bir ‘sır’ olarak söz ederken aslında mistisizmin dilini kullanmaktaydı” sözleriyle Hıristiyan mistisizmini Aziz Pavlus’a dayandırıyor. Batuk’un Pavlus’un izinden giden Fransua’nın mistisizmiyle ilgili şu çarpıcı ifadeleri de dikkat çekiyor: “Onun mistisizminin merkezi noktasında İsa yer alır. Onun doğa mistisizminde de, fakirlik mistisizminde de İsa birincil faktördür. Her şeyde ve her yerde İsa’yı görür. Bu nedenle Francis’in mistisizmi Mesih mistisizmi olarak adlandırılmakla birlikte bunun tam anlamıyla birçok mistiği yakıp kavuran ‘aşk’ olduğu söylenebilir.”
Eyyubi Sultanının karşısında
Aziz Fransua’nın en önemli özelliklerinden birini, İslam dini ve İslam dünyasıyla girdiği ilişkiler oluşturuyor. Müslümanlara Hıristiyanlığı anlatmak amacıyla V. Haçlı Seferi’ne katılan Fransua, 1220 yılında Mısır’a kadar gelir. Kahire yakınlarında dönemin Eyyubi Sultanı El Kamil’le uzun bir görüşme gerçekleştiren Aziz Fransua’nın bu davranışı, Batı Hıristiyanlığında dinlerarası diyalog faaliyetlerinin ilki olarak değerlendiriliyor. Bu uzun görüşmeyle ilgili olarak hem Hıristiyan hem de İslam kaynaklarında inanılması güç efsanevi unsurlar yer alıyor olsa da görüşmenin barışçıl bir şekilde sona erdiği ve Aziz Fransua’nın sultanın sarayından sağsalim ayrıldığı konusunda tüm kaynaklar hemfikir. V. Haçlı Seferi gibi bir savaş ortamında gerçekleşen bu ilginç ve barışçıl görüşme, gerçekten de günümüzde dinlerarası diyalog tartışmalarına ilham verecek bir tarihsel olay niteliği taşıyor.