Erdoğan Azeri televizyonunda röportaj verdi

Başbakan Erdoğan, Azerbaycan'ın ulusal televizyon kanalı ANS'de soruları yanıtladı. Soykırımı inkar yasasıyla ilgili konuşan Erdoğan, 'tarihçilere bırakalım' söylemini yineledi. Yasayı kabul eden Fransa'nın taraf olduğunu kaydeden Erdoğan, 'Minsk üçlüsü içerisinde bu vesile ile Fransa'nın artık çıkması lazım' ifadesinde bulundu.

 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ermeni Soykırımı'nı reddin suç sayılmasının öngören yasa tasarısın Fransa senatosu tarafından kabul edilmesinden sonra Fransa'nın açıkça taraf olduğunu ispatladığını ifade ederek, ''Minsk üçlüsü içerinde bu vesile ile Fransa'nın artık çıkması lazım'' dedi.

Başbakan Erdoğan, Azerbaycan'ın ulusal televizyon kanalı ANS'de haftalık yayımlanan ''Hesabat'' programında Azeri gazeteci Ganire Ataşova'nın sorularını cevapladı. Geçen hafta yapılan röportaj, televizyonda yayımlandı.

''Fransa Senatosu'nda kabul edilen Ermeni yasa tasarının Cumhurbaşkanı Sarkozy'nin seçim kampanyası mı yoksa Ermeni diasporasının gücü mü-'' sorusuna Erdoğan, Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy'nin bir müddet önce Ermenistan'ı ziyaret ettiğini, ziyaret sırasında ise Türkiye aleyhine açıklamalarda bulunduğunu hatırlatarak, ziyaret sırasında Fransa parlamentosunda ve senatosunda neler yapılacağının orada ortaya çıktığını, Sarkozy'nin yürüttüğü siyasetin de bir seçim kampanyası olduğunu dile getirdi.

Seçimleri kaybetmesi durumunda Sarkozy'nin bırakacağını dile getirdiğini hatırlatan Erdoğan, kamuoyu araştırmalarında Fransa anamuhalefet lideri Holand'ın önde olduğunu gösterdiğini ifade etti.

Başbakan Erdoğan, Sarkozy'nin Ermenilerle ilişkilerde hiçbir zaman dürüst ve samimi davranmadığını da ifade ederek, ''Aslında Sarkozy, taraf olduğunu ortaya koydu. Şu anda Sarkozy yani Fransa, Minsk üçlüsü arasında yer alıyor mu- Alıyor. Amerika, Rusya, Fransa. Şimdi burada özellikle Sarkozy, Ermeni ile ilgili ortaya koyduğu tavırla taraf olduğunu bir defa açıkça ispatladı. Minsk üçlüsü içerisinden bu vesile ile Fransa'nın artık çıkması lazım. Fransa sadece Türkiye'ye karşı burada böyle bir tavır, böyle bir adım atmadı. Aynı zamanda Dağlık Karabağ konusunda da taraf olduğunu ortaya koymak suretiyle orada da Fransa'nın herhangi bir tavrına, düşüncesine, onun oradaki hakimliğine güvenilemez. Burada özellikle Azerbaycan yönetiminin tüm Azeri kardeşlerimizin de dikkatli olması gerekiyor'' diye konuştuErdoğan, Fransa milletvekillerinden bazılarının Soykırımı inkar yasasını Anayasa Konseyi'ne götürdüklerini, buradan çıkacak kararla yanlıştan dönülmesini umduklarını söyledi.

''Hala verilebilen bir karar ortada yok''

Başbakan Erdoğan, ''Fransa'nın Minsk Grubunda çıkarılması durumunda bölgenin durumu nasıl olur-'' sorusuna ''Şu anda Fransa'nın buradan çekilmesi halinde bu işin hakimliğini Amerika ve Rusya götürecektir. Tabii burada işin nihayetinde BM Güvenlik Konsey'inde devreye girme suretiyle yıllar yılı uzayan bu konu -ki 20 yılı artık aşmış bulunuyor- temenni ederiz ki, burada da biran önce bir karara varacak şekilde gerek Amerika gerekse Rusya eğer illaki üçüncü ülke bulunması gerekiyorsa bir üçüncü ülke buraya bulunulabilir. Bir üçüncü ülke bulunmak suretiyle burada da bir nihai karara varmak gerekiyor. Çünkü Azerbaycan'a bu kadar ızdırap çektirmeye de kimsenin hakkı yok. Nahçıvan bir tarafta, Azerbaycan bir tarafta, Dağlık Karabağ bir tarafta, bütün oraya onlar hepsi şu anda verilecek kararı bekliyor. Hala verilebilen bir karar ortada yok. Temenni ederiz ki bu kararlar verilmiş olsun böylece bölgede bu sıkıntıda aşılmış olsun'' karşılığını verdi.

Gazeteci Ataşova, Ermeni Soykırımı ile ilgili olarak diasporanın ABD'de çalışmalar yürüttüğünü hatırlatarak, Türkiye'nin hangi çalışmaları yürütüğüyle ilgili soruya ise Başbakan Erdoğan, şu şekilde cevap verdi:

''Onlar görevini yapacak, biz de zaten bu konu ile ilgili görevimizi yapıyoruz' diyen Erdoğan soykırımı kabul etmediklerini belirterek devam etti; 'Biz diyoruz ki: Bizim bütün arşivlerimiz açık, gelsinler tarihçiler buralarda incelemelerini yapsınlar, hukukçular incelemelerini yapsınlar, kendi arşivleri varsa arşivlerini açsınlar. Üçüncü ülkelerde varsa onlarda arşivleri açsınlar. Bu işin kararını parlamentolarda siyasiler vermez, bu işin kararını özellikle tarihçilerin yapacağı hazırlıklar üzerinden siyasiler verir. Tarihçiler bir çalışsın ama bunlar tarihçilerle mi yapıyor yok, bunlar siyasilere tarih yazdırıyorlar. Siyasiler tarih yazmaz, siyasiler tarihçilerin hazırlıkları üzerinden kararlarını verirler.''

''Yapılacakların sınırı yoktur''

Erdoğan, Hocalı'nın tanınması için 'Türkiye bir adım atabilir mi-'' sorusuna ''Bunların atılmaması diye bir şey söz konusu değil. Zaten Hocalı katliamı, her zaman bizim gündemimizde her zaman bunları konuşuyoruz. Bununla ilgili siyasi bir karar verilmesi gerekiyorsa bu kararı vermekte de Türkiye'nin işi zor değil. Bunlar rahatlıkla verilebilir. Bütün mesele oturulup yol haritasını çizeriz. Yol haritasını çizdikten sonra da bu adımlar rahatlıkla atılır, atılabilir'' karşılığını verdi.

''Fransa Senatosu tarafından kabul edilen soykırımı inkar yasasıyla ilgili Azerbaycan yönetiminin tavrı sizi memnun ediyor mu-'' sorusuna ise Erdoğan, şu değerlendirmeyi yaptı:

''Doğrusu tabii Azeri kardeşlerimiz, gerek Fransa'da, gerek Azerbaycan'da ellerinde gelen gayreti ortaya koydular. Gördüğümüz kadarıyla takip edebildiğimiz kadarıyla yapılabilecek olanları yaptılar. Tabii daha çok yapılabilecek şeyler olabilir. Yapılacak olanların sınırı yoktur. Daha çok şeyler de yapılabilir. Nitekim bizde belki yaptıklarımızın hepsini yapamamış olabiliriz. Daha çok şeyler belki bizler de yapmamız gerekir, yapabiliriz. Bunun için tabii önümüzdeki sürece yönelik çok daha farklı çalışmalar içindeyiz, çok daha büyük bir gayret içindeyiz ama benim burada söyleyeceğim şey şudur; Türkiye-Azerbaycan sadece bu konuda değil, bütün buna yönelik konularda, bu dayanışmamızı, bu birbirimize olan destek vermemizi devam ettirmemiz lazım. Bunlardan hiç geri adım atmamamız lazım.''

''Anayasa Konseyi'nin kararını bekliyoruz''

''Fransa'nın bu adımı Türkiye-Ermenistan ilişkilerini nasıl etkileyecek, Zürih protokolleri duracak mı, yoksa süreç ilerleyecek mi-'' sorusunu Erdoğan, ''Şu anda bizim bazı yaptırımlarımız var. Tabii biz Anayasa Konseyi'nin kararını bekliyoruz. Anayasa Konseyi'nden çıkacak karardan sonra tekrar bir durum değerlendirmesi yapacağız ve bu durum değerlendirmesine göre de adımlarımız atacağız.''

''Türkiye ile Azerbaycan arasında gaz sorunu tamamıyla çözüldü mü-'' sorusuna başbakan Erdoğan şu ifadeleri kullandı:

''Bizim o noktalarda aramızda sorunumuz yok, yani şimdi bizim önümüzdeki en önemli sorun artacak olan Azerbaycan doğal gazının biliyorsunuz Avrupa'ya gidişidir. Ama bunun yanında tabii şu anda Azerbaycan'ın biliyorsunuz. İzmir Aliağa'daki yatırımları çok büyük önem arz ediyor. Orada şimdi çok ciddi, çok büyük bir yatırımın içerisinde Azerbaycan ve İlham kardeşimle beraber orada temeller attık, açılışlar yaptık. Şimdi onlar yükseliyor. Orada bir şehir var, limanlarıyla, Petkimle bütün o rafineriyle her şeyiyle çok büyük bir şehir. Tabii bu şehrin sahibi SOCAR ve Azerbaycan. Böylece tabii bu aramızdaki köprü oluşturmada önemli bir yatırım. Bu hızla devam ediyor. Şimdi buna destek olacak bir hat olayı var. Bunun içinde Azerbaycan'dan çıkarılacak yeni doğalgaz bu hattı da inşallah çekmiş olacağız. Bu konu ile ilgili de görüşmeleri bakanlıklar arasında arkadaşlarımız yürütüyorlar ve aramızda bizim zaten bu konularda bir problem söz konusu değil.''

''Beşar'ın yönetimi bırakması lazım''

İran'ın, Türkiye'yi Suriye'de yaşanan olaylardan dolayı suçladığına yönelik soru üzerine Erdoğan, şunları kaydetti:

''Suriye'de meydana gelen gelişmeler baktığımız zaman, bizim Suriye yönetimi ile dostluğumuz bellidir. Ancak bu dostluğun kıymetini Beşar Esad bilmedi ve şu anda oradaki vatandaşlarını, oradaki halkını daha doğrusu kardeşlerimizi tanklarla, toplarla hele hele son olarak biliyorsunuz mübarek Mevlit Kandili gecesinde camileri bombalayarak şehit ettiler ve 300'ü aşkın oradaki kardeşimizi şehit ettiler. Şu ana kadar şehit sayısı 7 bini buldu. Böyle bir durumda ve artık Suriye halkının mevcut yönetime güveni kalmamıştır. İnanmıyorum kesinlikle artık Beşar'ın yönetimi bırakması lazım. Artık bu safhaya gelmiştir. Bunun başka çaresi yoktur ve artık bu yönetimin kalması da zaten söz konusu değildir. Yani eğer Rusya şu anda kalmamı istedi. İran kalmamı istiyor diye düşünüyorsa hiçbir zaman yönetimler kendi halklarıyla ters düştüğü sürece orada kalamazlar ve reform adına söylediklerinin hiç birini yapmamıştır ve bu konuda da dürüst davranmıyor. Bunu aslında Rusya da biliyor, İran da biliyor, bildikleri halde maalesef burada yapılan insanlık dışı vahşete seyirci kalıyorlar.

Yediden yetmişe insanlar öldürülüyorlar,çocuklar öldürüyorlar, kadınlar şehit ediliyorlar. Bütün bunlar bilindiği halde, görüldüğü halde bunlara sessiz kalıyorlar. Libya modelinin ortaya koyuyorlar. Orası farklı bir olaydır, Suriye farklı bir olaydır. Her ülkeyi kendi şartları içinde değerlendirmek lazım ama burada gerekli olan yaptırımı Rusya'nın da İran'ında yapması lazım. Bunların her ikisi ile de görüşmelerimiz var ve biz Türkiye olarak yaptırımlarımızı başlattık, devam ediyoruz. Bu böyle giderse daha da artarak devam edecektir.''

Suriye'deki gelişmelere benzer bazı gelişmelerin Irak'ta da olduğuna dikkati çeken Erdoğan, ''Irak'ta da yine bakıyorsunuz kendi başbakan yardımcısına, maliye bakanına, cumhurbaşkanı birinci yardımcısına bunların kaldıkları evlerin önüne tanklar götürülüyor. Oradan namlular onlara dayatılarak adeta psikolojik bir savaş veriliyor. Bunlar aynı zamanda kendi hükümetinin ortağı. Kendi hükümetinin ortağına bir başbakan bunları yapar mı- Böyle siyaset olur mu- Bunlar siyaseti de bilmiyorlar ve 'Türkiye bizim içişlerimize karışıyor, karışmasın' diyor. Türkiye senin içişlerine karışmıyor, senin içişlerine karışanlar başka ülkeler ve yıllarca senin içişlerine karıştılar. Orada yüzbinlerce insan öldürüldü, sesin çıkmadı. Kalktın sen Türkiye'ye burada kalkıp 'benim içişlerime karışıyor' diye laf atıyorsun. Böyle bir şey olabilir mi- Bunu kendisi ile de konuştuk ve ben Azeri kardeşlerimin de bunları bilmesinde fayda görüyorum. Biz bugüne kadar Irak'ın içişlerine karışmadığımız gibi tam aksine Irak'ın bir an önce ayağa kalkması için elimizden gelen desteği verdik. Onlarla bu noktada geniş çaplı yüksek düzeyli strateji işbirliği anlaşmaları imzaladık ve istedik ki Irak'ın kendi toprak bütünlüğü içerisinde mezhep ayrımı olmasın etnik ayrımı olmasın Iraklılık bilinci içerisinde hepsi birbiriyle el ele versin ve böylece Irak'ı ayağa kaldırsınlar ama bunu anlamadı, anlamak istemedi'' diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, röportajın son bölümünde ise Azerbaycan halkına: ''Ben özellikle şuanda Azerbaycan'daki kardeşlerime Türkiye'den başkentimiz Ankara'dan tüm milletim adına en kalbi şükranlarımı bildiriyorum. Şunu bilmenizi istiyorum; Biz Azerbaycan'ı, biz kardeş Azerbaycan halkını, kardeşlerimizi seviyoruz. El ele omuz omuza dayanışma halinde inşallah büyük lider Haydar Aliyev'in ifade ettiği gibi bizler iki devlet tek millet olarak aydınlık geleceğe yürüyeceğiz'' çağrısında bulundu.

(Gerçek Gündem)