Bu kilise Çanakkale’ye yakışır

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Rektörü Sedat Laçiner, halen üniversite öğrencilerinin deneme sahnesi olarak kullandıkları tarihi Surp Kevork Kilisesi’nin yeniden ibadethane olarak kullanılabilmesi için üniversite olarak gerekeni yapacaklarını açıkladı.

 

‘Kiliseler ibadethane olarak kullanılmalı’

EMRE ERTANİ
emreertani@agos.com.tr

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Rektörü Sedat Laçiner, geçen hafta yaptığı bir açıklamada, Kültür Bakanlığı tarafından üniversitenin kullanımına verilen Ermeni kilisesinin ibadethane olarak kullanılmamasının utanç verici olduğunu söylemişti. Konuyla ilgili olarak Agos’a konuşan Laçiner, kilisenin restore edilerek yeniden ibadethane olarak kullanılmasını arzu ettiklerini söyledi. Ermenilerin, Çanakkale şehrinin tarihinde önemli bir yeri olduğunu belirten Laçiner, bu durumun 1915’te sona erdiğini vurguladı. Rektör Laçiner, kilisenin nasıl hizmet verebilir hale geleceği konusunda Ermeni toplumuna ve yetkili mercilere danışacaklarını söyledi.

150 yıllık kilise

Prof. Laçiner, Çanakkale’de iki Ermeni kilisesi olduğunu, kiliselerden birinin akıbetinin bilinmediğini, fakat ayakta olan kilisenin öğrenciler tarafından deneme sahnesi olarak kullanıldığını söyledi. Laçiner, “Çanakkale’deki eski İmam Hatip Lisesi’nin karşısında, Zafer Meydanı’nda 1860’larda yapılan büyük bir Ermeni kilisesi var. Kilisenin hemen yanında sübyan okulu ve din adamının ev olarak kullandığı büyük bir alan var. Ermeniler gidince binalar boş kalmış. Kilisenin haçı ve tabelası yok. Papazın evi bakımsız, kullanılır vaziyette değil” dedi. Kültür Bakanlığı’nın kiliseyi üniversiteye kullanım amacıyla verdiğini belirten Laçiner, “Gönlümüzden geçen, ibadethane olarak yapılan yerin ibadethane olarak kullanımının devam etmesidir” dedi.

Ermenilerin, Çanakkale’nin önemli unsurlarından biri olduğunu vurgulayan Laçiner, 1915’e kadar şehrin çokkültürlü bir toplumsal yapısı olduğuna dikkat çekerek “Ermeniler, Rumlar, Yahudiler buralarda hiç yaşamamış gibi davranmamak lazım. Bu halklar tarihimizin çok önemli bir parçasıydı. Onlardan kalan eserlere sahip çıkmalı ve yaşatmalıyız” dedi.

‘Restorasyon gerekir’

Kilisenin Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencileri tarafından deneme sahnesi olarak kullanıldığını dile getiren Laçiner, yapının restore edilerek ibadethane olarak kullanılması için çalışma başlatacaklarını söyledi: “Fakültenin yeni binası yapıldı. Kilise, kampusun içinde değil, şehrin merkezinde birkaç binanın arasında bulunuyor. Çanakkale’de hiç faal kilise yok. Sadece zaman zaman kullanılan bir sinagog var. Yurtdışından gelen misafirlerimizin ibadet edecekleri bir yer olmaması hoş değil. Buradaki Ermeni kilisesi, ibadethane olarak kullanıma açılırsa Ermeniler de diğer Hıristiyanlar da kullanabilecekler” dedi.

Laçiner, “Üniversitemizin bir kilisesi olmasını isteriz. Batıdaki birçok üniversitede de mescit var, Türkiye’de ilk defa bir üniversitenin kilisesi olmuş olur” dedi. Kiliseyi gezdiğini ve binanın içler acısı bir durumda olduğunu dile getiren Laçiner, kilisenin öncelikle restore edilmesi gerektiğini belirterek “Restorasyon için yetkili mercilerle görüşülmesi gerekir. Ben rektör olalı bir yıl bile olmadı. Bu konu üzerine henüz çalışmadık. Bu kilisenin yeniden ibadethane olarak hizmete açılması benim ve üniversite yönetimindeki arkadaşlarımızın ortak arzusudur” dedi.

BELEDİYE RESTORASYON İÇİN YARDIM İSTEMİŞTİ

2000 yılının Ağustos ayında Çanakkale Ermeni Kilisesi’nin restore edileceği günlerde İl Kültür Müdürlüğü ve Çanakkale Belediye Başkanı Agos’a ulaşıp restorasyonun yapılması için yardım talebinde bulunmuşlardı. Hrant Dink ve İstanbul Ermeni Patrikliği’nden Vağarşag Seropyan kiliseyi yerinde incelemiş ve bazı önerilerde bulunmuştu. Dink ve Seropyan, lahitlerden bazılarının kitabelerini okumuş, kilisenin adının Surp Kevork, bitişiğindeki okulun (şu an Manfred Kütüphanesi) adının ise, Aramyan olduğunu belirlemişlerdi. Bu tarihi kiliseyi geçen yıl da Agos’un Ermenice editörlerinden Sarkis Seropyan gezmiş ve izlenimleri İMC televizyonundaki gezi programında yayımlanmıştı.