"Şişli'deki rezerv alana karşı çıkacağız"

31 Mart’ta yapılacak yerel seçimlere artık az bir süre kaldı. Belediye başkan adayları tanıtım toplantıları düzenliyor, halka projeleri hakkında bilgi veriyor. CHP’nin Şişli Belediye Başkan Adayı Resul Emrah Şahan, 2 Mart’ta yapılan proje lansman etkinliğinde, 5 yıl için hazırladığı 147 projeyi tanıtmıştı. Şahan ile seçim çalışmaları üzerine konuştuk.

Şöyle başlayalım. Halkın en çok şikayet ettiği konu nedir? İlçedeki en büyük  ihtiyaç nedir?

Siyasi partilerden bağımsız olarak sokağın gerçek derdi yoksulluk. Halkın sokaktaki gerçek derdi bu. Sokakta vatandaşlardan işittiğimiz yoksulluk ve derin ekonomik kriz. Şişli, İstanbul demek, bunu hep söylüyoruz. Yoksulluğun derinleştiği bir yerde yoksulluğu yönetmek değil yok etmek ve yurttaşın güçlendirilmesi gerektiğini anlatmaya çalışıyoruz.

TÜSES’in düzenlediği panelde konuşma yaptınız. Panelde AKP yönetimindeki İBB döneminde Şişli’de oluşan imar rantına dair iddialarda bulundunuz. Bunu açar mısınız?

AKP’nin son 25 yıldır çıkardığı yasalar, bu kentin rantını yönetmek amaçlı, yoksuldan ve orta sınıftan sermaye transferiyle ilgili bir araç. Bunu kent mekanında şöyle gördük. Spor, donatı, pazar, deprem toplanma alanları gibi kamusal alanların yasa ve yetkiler kullanılarak sağlanan imar rantlarıyla AVM’lere, otellere, iş merkezlerine dönüştürüldüğünü gördük. Dikkat çekmek istediğim, bunlar yeşil alan, askeri alan, deprem toplanma alanları gibi kamunun kullanabileceği fonksiyondaki alanlar. Deprem yasaları kullanılarak, imar yetkileri, Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığı’nın yetkileri kullanılarak yapılan plan değişiklikleri ve imar artışlarıyla sağlanan bir rant değer var. Sadece Şişli gibi merkezi ve değeri yüksek bir ilçede bu, 5 milyar dolar. Şişli’deki yapı stoğunun yüzde 90’ı 2000 öncesine ait ve depreme dayanıklı değil. Bütün yapı stoğunu yenilemeye, yıkıp yeniden  yapmaya yetecek bir paradan bahsediyoruz. Üstüne para da kalır. Bu aslında ne yapılmak istendiğini belirgin bir şekilde bize gösteriyor.

Bunun yanı sıra Şişli için bir imar planı yok sanırım.

Eski planlar var fakat 2019’da göreve geldiğimizde depreme duyarlı planlar yoktu. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin’le birlikte iki bölge planını bitirdik. Ben de sorumlu başkan yardımcılık görevini yürütüyordum. Şişli’yi beş bölgeye ayırdık. Önümüzdeki dönemde koruma planını da çıkaracağız. Her mahallede tek bir planla bunu çözemezsiniz. Her mahallenin konusu farklıdır. Biz 2019’da göreve geldiğimizde, en azından büyük makro planlarda büyükşehrin bütüncül, deprem odaklı bir planlama çalışması yapmadığını gördük. Önümüzdeki dönem koruma planını İBB’ye aldığımızda, belediye meclisinde çoğunluğu elde ettiğimizde daha hızlı bir şekilde süreçlerimizi yürüteceğiz. 

Şişli gündüzleri kalabalık bir ilçe. Halk ise zaman zaman bu yoğunluktan rahatsız. ‘Daha yaşanabilir Şişli’ vaadinizi açıklar mısınız?

Gündüz nüfusu 3,5 milyon, gece ise 270 bin olan bir ilçeden bahsediyoruz. Kendi sınırları içerisindeki AVM’lerde 2,7 milyon günlük insan sirkülasyonu var. Bir otobüs durağının günlük sirkülasyonu 750 bin. Bunların hepsi, buranın İstanbul’un bir merkezi olduğunu gösteriyor. Gece yaşayan nüfus ile buraya gelenlerin dengesini ve çözümlerini iyi ayırt etmemiz lazım. Şişli’nin bir otopark sorunu var, tıpkı İstanbul’un olduğu gibi. Ama bu iş bütüncüldür. Yani Şişli’deki otopark ve trafik meselesi İstanbul’un bütüncül otopark konusudur ve bütüncül ulaşım politikasıyla birlikte ele alınıp değerlendirilmesi gerekiyor. Bu tip kent merkezlerinde, dünyada iki şeye dikkat ediliyor. Yaya öncelikli, ulaşım öncelikli politikalarda araç değil, toplu ulaşım; insanların buraya toplum ulaşım kullanarak gelmesine ilişkin cezbedici politikalar. Ayrıca da araçla gelmemelerini motive eden politikalar uygulanır. Avrupa’nın merkezlerinde bu iş böyledir. Ama Şişli’deki yurttaşların otopark sorununa ayrı bir yerden bakmamıza ilişkin bir durum var. Buradaki 270 bin yurttaşın otopark sorununu gerçekçi çözümlerle, daha kolaylaştıran bir yerden  oluşturmak zorundayız. Buradaki otoparklardan daha avantajlı olarak faydalanmaları, ev önlerini rahat bir şekilde kullanmaları gerekir. Biz bu kapsamda kendi ürettiğimiz politikalarla 3 bin 500 kapasiteli otopark vaat ediyoruz. Şişli’de oturan yurttaşlarımıza belli otopark alanlarından avantajlı olarak faydalanacağı politikaları önlerine koyacağız. Gündüz otopark sorununu çözecek bir politikanız var mı derseniz, bu İstanbul’un makro politikasıdır. 

Şişli halkı sokaklardaki çöp yığınlarından da şikayetçi. Bu konuyla ilgili nasıl bir çalışmanız olacak?

Türkiye’nin kurumları, yapıları; belediyeler, kurumsal yapılar; yasalar ve yönetmelikler bir bütündür. Belediyede siz bu işi geliştirirsiniz ama camından aşağıya çöp atan bir yurttaşı geliştiremezsiniz. Bu karşılıklı bir iştir. Ama biz beş yıl içerisinde bu işe gerçek bir çözüm üretme çabası içerisinde olacağız. Evet konteyner sayısı yeterli değil, bazılarında yer altında alınması lazım. Farkındayız. Bunların stratejilerine baktık. Uzman bir ekiple çalıştık. İlk olarak konteyner sayıları artacak. Zemin altına alınacak yerler tespit edildi ve onlar yapılacak. Ama beş sene içerisindeki hedef, bunu gerçekten akıllı bir sistemle yapmak. 

Şişli Belediye binasının karşısındaki arazi rezerv yapı alanı ilan edildi. Adaylık sürecinizde bu konuya değiniyorsunuz. Ancak bu kararları halk ancak belediyeden öğrenebilir. Seçilirseniz bu konuda şeffaf olacak mısınız? 

Bu bir vaat olamaz, önümüzdeki dönemde artık bir zorunluluktur. Ben siyasetin ya da bir başkanın, yurttaşın haklarını vaat olarak vermesini hem mesleki, hem de siyasi olarak etik bulmuyorum. Bu yurttaşın hakkıdır. Bu hakkı siyasetçi vaat edemez. Ama 6306 sayılı yasanın yeniden değişmiş olmasının amacı bellidir. Bu kentin rantına ilişkin enstrümanlardır. Belediye binamızın karşısında, bomboş bir alan var ve bir tane yapı yok. Alan 24 bin metrekare. İnsanlar orayı özel otopark olarak kullanıyor. Şişli gibi bir yerde bomboş bir alanı rezerv alan ilan etmenin stratejisi nedir acaba? Ne yapacağınızı biliyoruz. Çünkü karne belli. Buraya gökdelen yapılacak. Bu proje, Şişli’nin Kanal İstanbuludur. Böylesi bir karar kabul edilemez. Şişli ve İstanbul’a bedeli çok ağırdır. Şişli’de oturan yurttaşlarımızı geçin, Şişli’ye gelen giden bir İstanbul var. Gündelik hayatı, trafiği ciddi bir biçimde etkileyecek bir projedir bu. Bunu esastan konuşmamız lazım. Maalesef bu kararın altında Murat Kurum’un imzası var. Hiç merak etmesinler. Bunun burada yapılmaması için elimizden geleni yaparız. Bunu burada yaptırtmayız!


Ermeni okullarının durumu

İlçedeki okul binalarının güçlendirilmesine ilişkin vaadiniz de var. Ermeni okulları 6 Şubat depremleri sonrası güçlendirme çalışmalarına başladı. Okulları da ziyaret ediyorsunuz. Binaların güçlendirilmesi nasıl olacak?

Buradaki devlet okullarının çoğu güçlendirildi. Dolayısıyla çocuklarımızı ayırt edemeyiz. Biz görüşmeye gittiğimiz pek çok vakıf  yönetimiyle de bu görüşmeleri yaptık. Kendi imkanlarıyla yapanlar var. Yapamayıp yerel yönetimin desteğine ihtiyaç duyanlar var. Bunlarla ortak projeler gerçekleştireceğiz. Güçlendirmelerle ilgili gerçekçi yol haritaları çıkarıp yapacağız. Çünkü MEB özellikle azınlık okullarına ilişkin özel okul statüsü uyguluyor. Bunun için de bir destek politikası yürütmüyor. Burada yerel yönetim devreye girer. Çünkü o okullara giden yurttaşlar Şişli’nin yurttaşları. Pek çoğu tarihi bina ve proje geliştirme zorlukları var. Yerel yönetimin hem teknik hem garantör anlamda hem de süreci hızlandıran aktör olarak masada olması gerekiyor. Bunu gittiğimiz her okul ile konuşuyoruz. İlk sorduğumuz soru da budur. Bu konuda Şişli Belediyesi önümüzdeki dönemde aktif bir şekilde rol alacak. 

Kategoriler

Güncel


Yazar Hakkında