‘Güvenlik bölgeleri OHAL’den daha vahim’

Diyarbakır Barosu eski Başkanı Mehmet Emin Aktar, “geçici askeri güvenlik bölgesi” uygulamasını değerlendirdi. Aktar, “OHAL’in bir yasası vardı. Şu anda uygulanan pratik OHAL’den daha vahim” dedi. Aktar, iletişim kanallarının kesilmesinin Anayasal suç olduğuna da dikkat çekti.

Bölgede çatışmaların başlamasıyla birlikte, “geçici askeri güvenlik bölgesi” uygulaması da başladı. Pek çok bölgede geçici askeri güvenlik bölgesi ilan ediliyor.  İlan edilen bölgelere giriş çıkışlar denetim altına alınıyor, Valilik kararlarıyla sokağa çıkma yasakları ilan ediliyor. Son olarak Diyarbakır’da dün akşam itibariyle Diyarbakır Valiliğince Silvan, Lice, Kulp ve Dicle ilçelerindeki bazı alanlar, 15 gün süreyle özel güvenlik bölgesi ilan edildi. Özel güvenlik bölgesinin hemen ardından Lice ve Silvan’da sokağa çıkma yasakları da ilan edildi. Silvan’da GSM operatörlerinin kesildiği, internet ve telefon iletişiminin sağlanamadığı, elektrik ve suyun da kesik olduğu haberleri geliyor. 

Ağrı Valiliği de Ağrı ve Tendürek Dağları’ndaki güvenlik bölgesi uygulamasını ara verdikten sonra yeniden uzattı.

Vali de artık yetkili

Diyarbakır Barosu eski Başkanı Mehmet Emin Aktar, uygulamayı Agos’a değerlendirdi.

Geçici güvenlik bölgesinin dayanağının 12 Eylül darbecilerinin çıkarttığı 1981 tarihli 2565 Sayılı “Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Kanunu’nun olduğunu hatırlatan Aktar, kanuna göre bu yetkinin sadece MGK Genel Sekreterliği ve Bakanlar Kurulu’nda olduğunu; ancak 2013 yılında yapılan yasal değişiklikle Valilere geçici güvenlik bölgesi ilan etme yetkisi verildiğini söyledi.

“1981’deki yasaya göre askeri garnizonların ve kuruluşların bulunduğu yerler, belirli bir çap içerisinde askeri yasak bölgeler. Bu kararları genelde Bakanlar Kurulu verirdi. Bu yetki şimdi Valilere verildi. Birkaç kez kullanılıp kullanılmayacağına, Bakanlar Kurulu kararına dönüşüp dönüşmeyeceği belli değil. Valiler birkaç gün ara vererek uzun süreli güvenlik bölgeleri ilan edebilir.”

Aktar, özel güvenlik bölgelerini, yıllarca uygulanan OHAL’le karşılaştırdı. “OHAL’in bir yasası vardı. Şu anda OHAL değil ama pratik olarak OHAL’den daha vahim bir durum var” dedi.

Can ve mal güvenliği tehdit altında

Güvenlik bölgeleri ilan edilen yerlerde giriş çıkışların, hareket alanlarının kısıtlandığına dikkat çeken Aktar şunları söyledi:

“Dün alınan kararla Silvan ve Lice’nin neredeyse tamamı yasak bölge kapsamına girdi. Siz bu yasaklara uymadığınızda, insanlar hayvan otlattığı için, bir köyden bir köye gittiği için, rahatça taranabileceği, öldürülebileceği sonucu çıkartılabilir. Bütün bunlara yol açabilir. Şu anda uygulanan idari pratikler gösteriyor ki can ve mal güvenliği tehdit altında.”

İletişimin kesilmesi suçtur

Sokağa çıkma yasakları konusunda Valilikleri yetkili olduğunu ve valilerin bu yetkileri kullandığını belirten Aktar, iletişim kesilmesinin ise suç olduğunu belirtti.

“Kişisel haberleşmeyi engellemek, interneti yavaşlatmak, haberleşmeyi askıya almak suçtur. Yasal hiçbir dayanağı yoktur. Lice ve Silvan’dan hiç kimseyle konuşamıyor, bilgi alamıyoruz.”



Yazar Hakkında

1985 doğumlu. Güncel politika, insan hakları, azınlık mülkleri ve Kürt meselesi üzerine haberler yapıyor. Musa Anter Gazetecilik Ödülleri 2008 yılı en iyi haber ödülü sahibi.