Atina’dan cami hamlesi

Başkent Atina’ya cami inşasının parlamentodan geçmesini, Yunanistan’daki gelişmeleri yakından izleyen gazeteci Evren Dede’yle konuştuk.

Yunanistan’ın başkenti Atina’da yapılması kararlaştırılan cami ile ilgili yasa tasarısı parlamentoda kabul edildi. Yenilenebilir yeni enerji kaynaklarının desteklenmesi ve dağıtımıyla ilgili torba yasa tasarısı kapsamında 4 Ağustos’ta parlamentoda görüşülen cami inşasıyla ilgili tasarı, koalisyon hükümetinin büyük ortağı Radikal Sol Koalisyon (SYRIZA) ve bazı muhalefet milletvekillerinin 210 ‘evet’ oyu ile kabul edildi.

300 sandalyeli parlamentoda oylamaya 230 milletvekili katıldı; cami inşa edilmesine karşı çıkan, hükümetin küçük ortağı Bağımsız Yunanlılar Partisi (ANEL) ve aşırı sağcı Altın Şafak Partisi milletvekilleri ‘hayır’ oyu kullandı.

Atina’da yapılacak caminin parlamentodan geçmesi konusu, Türkiye’yi de yakından ilgilendiriyordu. Zira Heybeliada Ruhban Okulu’nun ibadete açılması önündeki en büyük engel olarak, Atina’da cami olmaması gösteriliyordu. Başkent Atina’ya cami inşasının parlamentodan geçmesini, Yunanistan’daki gelişmeleri yakından izleyen gazeteci Evren Dede’yle konuştuk.

Yunanistan Parlamentosu’nun Atina’da yapılması kararından sonra halk ne düşünüyor? Parlamentonun aldığı bu kararı olumlu mu karşıladılar, yoksa tepki gösterenler oldu mu?

Atina’daki Müslümanların ibadetlerini yapabilmeleri amacıyla cami yapılması konusu, 100 yılı aşkın bir süredir dönem dönem konuşulan ve hatta parlamentodan defaatle geçen yasalarla karara bağlanan bir konu olması nedeniyle, yine bir kez daha parlamentodan cami inşa edilmesine yönelik düzenleyici bir yasanın geçmesi, açıkçası Yunan halkını meşgul eden ve olumlu veya olumsuz bir tepki vermesine neden olacak bir gelişme değildi. Geçtiğimiz hafta Yunanistan Parlamentosu’ndan geçen yeni yasa maddeleri, en nihayetinde parlamentodan 2006 yılında çıkarılan yasa ile yeri ve inşası için gerekli düzenlemeleri içeren planlama sonrası cami inşasına karşı açılan itiraz davaları ve bürokratik engelleri aşmak amacıyla hazırlanan bir çözüm yoluydu. Dolayısıyla Yunan toplumunun son yasa maddeleri çerçevesinde Atina’ya cami yapılması ile ilgili olumlu veya olumsuz öyle belirgin bir tepkisi olmadı. Ancak Yunanistan’daki aşırı ırkçı ve fanatik bir kesimin Atina’da cami projesine baştan karşı çıktığı biliniyor.

Muhalefetin bu yöndeki tutumu ne oldu?

Parlamentodaki ırkçı neonazi Altın Şafak partisi ve iktidar ortağı milliyetçi ANEL partisi dışındaki bütün partilerin cami inşası ile ilgili yasaya destek vermesi, siyasilerin ezici çoğunluğunun bu meseleye olumlu baktığını gösterdi. İktidar partisi SYRIZA ve anamuhalefet ND partisi dışında KKE, POTAMİ ve PASOK partileri de cami konusunda yasaya destek verdiler. Dolayısıyla iktidar ve muhalefet partileri şeklinde bir bölünme yerine cami konusunda ırkçı ve aşırı milliyetçi partilerin kendi seçmenlerini memnun etme amacıyla ‘hayır’ dediği, ancak iktidar ve muhalefetteki merkez sağ veya sol diğer partilerin ‘evet’ dediği bir durum oluştu. Öte yandan iktidar ortağı ANEL’in ‘hayır’ oyu verecek olmasının yasanın geçmesine engel teşkil etmeyeceği bilindiğinden, koalisyon ortakları SYRIZA ile ANEL arasında bir gerginliğe neden olmadı. 

Evren Dede

Özellikle Suriyeli mültecilerin ardından ülkede artan bir İslamofobi söz konusu mu? Veya eğer böyle bir durum yoksa, başkentte inşa edilecek cami böyle bir tepkiye yol açabilir mi?

Atina’da Yunan devletinin yapacağı ve resmiyette Dinişleri Bakanlığı’na ve dolayısıyla devlete bağlı bir caminin neden var olması gerektiği konusunda Eğitim ve Dinişleri Bakanı Nikos Filis’in Parlamento’daki oylama öncesi yaptığı konuşmada, “Eğer bir Fransa veya bir Belçika’da meydana gelen sorunları yaşamak istemiyorsak, biz de onların yanlışlarını tekrarlamayalım” demesi, önemli bir vurguydu. Dinişleri Bakanı böyle konuştu çünkü Atina’ya cami inşası konusunda kuşkuları olan Yunanlara, yasadışı çalışan merdiven altı cami ve mescitlerin tehlikeli olduğunu göstermek istedi ve ayrıca buna mukabil devletin kontrolünde tüzel kişiliği ve vergi numarası olan resmî bir caminin ise ülke adına en güvenlikli yol olduğunu vurguladı. Bu noktada gayri resmi mescit ve camilerin belirsiz gri bölgeler oldukları ve dolayısıyla tehlike içerdiğini, bundan sonra Atina’ya resmi bir cami ve hukuki izinleri verilen diğer mescitler ile yasallığın aydınlığına geçileceğini söyledi. Dolayısıyla öncelik, ülkenin ve vatandaşların güvenliği oldu. Nitekim Yunanistan’ın başta Suriyeli ve diğer ülkelerden gelen mültecilere karşı duruşu da belirli kapsamda güvenlik konusuyla birebir bağlantılı. Mülteciler nedeniyle Yunanistan’da İslam karşıtlığı artmış olsa da, esas İslam karşıtlığının artmasındaki temel etken ise, İslam ile anılan ülkelerde vahşetin hüküm sürüyor olması. Vurgulanan bir başka nokta ise Atina’da inşa edilecek caminin Yunanistan vatandaşı olan Müslümanların camisi olacak olması. Bu camiden belirli bir dönem ülkede bulunan ve asıl niyetleri daha gelişmiş refah ülkelere gitmek olan mültecilerin de yararlanacak olması, bu gerçeği değiştirmeyecek.

Parlamentonun aldığı karar karşılığında Türkiye’den herhangi bir beklenti bulunuyor mu?

Cami inşası ile ilgili olarak Yunanistan Parlamentosu’ndan geçen torba yasada yer alan maddeler, sadece daha önceki yasada yer almayan veya bürokratik engelleri aşmayı hedefleyen bazı düzenlemeleri içeriyor. Yunanistan’ın kendi iç meselesi olarak gördüğü Atina’ya cami inşası konusunda Türkiye’den hiçbir beklentisi yok. Bugüne kadar Yunan yetkililerin açıklamaları da bu yönde oldu.

Türkiye, Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılmasına karşılık Atina’da cami yapılmasını talep ediyordu, Yunanistan Parlamentosu’nun aldığı karar doğrultusunda önümüzdeki süreçte bizi neler bekliyor?

Türkiye’nin, Atina’da cami olsun derken, kendisinin yapacağı veya ciddi katkı ve kontrolünün olacağı bir camiyi, veyahut da Osmanlı döneminden kalma bir caminin tekrar ibadete açılmasını kastettiğini düşünüyorum. Dolayısıyla Yunan devletinin kendi yapacağı bir camiyi Türkiye kastetmiyor gibi geliyor bana. Bu noktadan bakınca Heybeliada Ruhban Okulu ile bağlantı kurmak da zor diye düşünüyorum.

Yunanistan’da yaşayan Müslüman toplumun nüfusu yaklaşık olarak ne kadar?

Lozan Antlaşması ile Yunanistan’ın Batı Trakya bölgesinde bulunan ve devletin resmen Müslüman azınlık olarak tanıdığı 100-120 bin kişi var. Keza başta Almanya olmak üzere Avrupa’da ve ayrıca Türkiye’de yaşayan Batı Trakyalı Yunan vatandaşlar var. Sayıları 30-40 bin civarı olsa gerek. Bunun dışında başta Atina ve Selanik olmak üzere ülke çapında başka memleketlerden gelmiş, aslen Yunanistanlı olmayan mültecilerin oluşturduğu yaklaşık 450-500 bin kişilik bir Müslüman nüfustan söz edilebilir. Bunlardan çok az bir kısmı Yunanistan vatandaşlığı alabildi. Kalanı ise geçici süreli oturum izinleri ile yaşamlarını sürdürüyor.



Yazar Hakkında

1990 İstanbul doğumlu. Kültür sanat, müzik, insan hakları ve güncel politika haberleri yapıyor.