2000’ler Türkiyesi’nden gençlik halleri

Cihan Erdal, Efil Yayınevi aracılığıyla okuyucuyla buluşan ‘Gençlik Halleri 2000'ler Türkiye'sinde Genç Olmak’ kitabı üzerine yazdı.

CİHAN ERDAL

Türkiye’nin 12 Eylül sonrası gençliği hakkında yaygınlaşan yanlış kanaatlerin katkısıyla Gezi Direnişi’ndeki genç kitlenin ortaya çıkışı pek çok kesimi şaşırttı. Gençliğin artık uykusundan uyandığına dair yorumlar da yapıldı, ‘biz yanılmışız’ da denildi. Aslında bu şaşkınlığın sebebinin biraz da bu alandaki bilimsel çalışmaların eksikliğiyle ilintili olduğunu söylemek gerek. Bu eksikliği dolduracak çalışmalardan biri olarak 2000’lerin  gençliği üzerine Doç. Demet Lüküslü ve Yrd. Doç. Hakan Yücel’in derlediği ‘Gençlik Halleri; 2000’li Yılların Türkiye’sinde Genç Olmak’ isimli kitap Efil Yayınevi tarafından yayımlandı.

Gezi Direnişi’nden sonra ne değişti?

Gençlik Halleri 2000'ler Türkiye'sinde Genç Olmak
Derleyenler: Demet Lüküslü,
Hakan Yücel

Efil Yayınevi
320 sayfa.

Kitabın giriş makalesinde Lüküslü’nün “Gençliğin modernist bir proje olarak inşası ve siyasal misyon verilmesi” olarak tanımladığı gençlik mitinin 2000’li yıllar Türkiye’sinin siyasi kültüründe hâlâ egemen olduğu belirtilmekle birlikte günümüz Türkiye’sinde her modern ideolojinin,  her siyasi projenin kendi gençlik mitini ürettiği ve dolayısıyla ‘çoğul’ gençlik mitlerinden bahsetmek gerektiği vurgulanıyor. Lüküslü ve Yücel gençlere dair söylemin ikiyüzlü bir madalyon gibi ‘tehlikeli gençlik’ ve ‘geleceğin gençleri’ biçiminde varlığını sürdürdüğünü belirtiyorlar. Başbakan Erdoğan’ın gençliğin sınırlarını belirleme çalışması aksadığında ‘Başbakan’ına küfreden gençlik’ten ‘çapulcu’lardan öfkelenerek dem vurduğunu ve kutuplaştırıcı söylemini ‘benim gençliğim’ ile başlayan sözleriyle sürdürdüğünü hatırlayalım. Lüküslü ve Yücel, özellikle Gezi olayları sonrası gelişmelerin de değişmeyen bir olguya işaret ettiğini belirtiyorlar: “Gençlik ve öğrenci hareketlerinin, protesto ve örgütlenmelerin tehdit olarak algılanması ve siyaset yapmanın gençler için engellenen ve tehlikeli bir eylem olmaya devam etmesi.”

Derya Fırat’ın Ekim 2011- Temmuz 2012 arasında İstanbul, Ankara ve İzmir’de orta sınıf kökenli ve eğitimli gençlik kesimi üzerine gerçekleştirdiği saha çalışması verilerine dayanan “Bit(iril)meyen Gençlik” isimli makalesinde, uzayan gençlik süreci üzerine odaklanılıyor.  Türkiye’de günümüzde yetişkin yaşamına geçişin uzadığı belirtilirken Fırat’ın şu önemli tespiti dikkatle değerlendirilmeli. “Gençlikten yetişkinliğe geçişi belirleyen etmenler göz önüne alındığında, özellikle orta sınıf kökenli eğitimli kentli gençlik için bir “yerleşme”den çok “geçiciliğe yerleşme”nin söz konusu olduğunu söyleyebiliriz.” Fırat, gençlik döneminin bilinçli olarak uzatılmasına dair verileri de söz konusu gençlerle yapılan birebir görüşmeler üzerinden detaylı biçimde aktarıyor.

Derleyenlerin deyimiyle, bu kitapla “2000’lerde Türkiye’de genç olmanın farklı hallerine odaklanan çalışmaların bir araya toplanması ve böylece gençlik alanının farklı noktalarına değinen bu çalışmalardan beslenecek yeni çalışmaların gelişmesine katkı sağlanması” amaçlanıyor. 2000’lerin gençliğini sınıf, kimlik, kültür ve siyaset olmak üzere 4 düzlemde ele alan çalışmaların yer aldığı kitap hem teorik hem de saha çalışmalarına dayalı çalışmalarıyla önemli bir çeşitliliği barındırıyor.

Kategoriler

Kitap ԳԻՐՔ