Dontastik maceralar!

EZGİ BERK 

Küçük çocukların en sevdiği kahramanlar uzaylılar, dinazorlar ve korsanlarsa en sevdiği sözcükler de içinde don geçenlerdir şüphesiz! Peki tüm bunlar bir kitap serisinde bir araya gelirse ne olur? Dontastik bir macera olur elbette! Geçen yıl Ahtapotun Bahçesi kitabından birbirinden renkli ve eğlenceli çizimleriyle tanıdığımız Ben Cort, bu seride de başrolde. Yazar Claire Freedman’ın yarattığı don delisi kahramanlarla süslü bir dünya var karşımızda. Öyle ki korsanların Altın don’u bulmak için çıktıkları macerada yengeçler bile don giyiyor! Bu kadar meraklandırdığım yeter, değil mi? Hadi tek tek kitaplara göz atalım.

Uzaylılar ne sever?

İlk kitap, ‘Uzaylılar Don Sever’, yazın sıcak ve rüzgârlı havalarda kurusunlar diye dışarı astığımız çamaşırların arasındaki donların nasıl olup da mandallardan kurtulup kaybolduğuna açıklık getiriyor. Bugüne kadar hep rüzgârın kim bilir nerelere uçurduğunu düşündüğümüz puantiyeli, çizgili, alacalı bulacalı tüm donlarımızı meğer uzaylılar kaçırıyormuş! Hem de öyle rastgele yapmıyorlar bu işi.Kendi gezegenlerinde kocaman dondan heykelleri var. Üzerlerinde yıkama talimatları bile yer alıyor. Bu küçük, sevimli, antenli uzaylılar atlıyorlar araçlarına, açıyorlar radarlarını ve geliyorlar dünyadaki donları bulmaya. Sonra çamaşır iplerinden kaptıkları gibi üzerilerine giyip fotoğraf çekiliyorlar, dans ediyorlar. Uzaylıların en çok hangi donları sevdiğini yazar ayrıntılarıyla anlatıyor, kendisi iyi bir gözlemci olmalı: “Uzaylılar donların kırmızısını sever, yeşilini sever, bir de mandalina gibi turuncusunu sever. Ama en çok neyi mi görmeye dayanamazlar, büyükannenin puantiyeli paçalı donunu.” Gördünüz mü, her türlü don çeşidini bizden iyi biliyor bu uzaylılar! Yün donları kaydırak bile yapıyorlar! Hatta, benden duymuş olmayın ama, donlar aşağı yarışması bile düzenliyorlarmış kendi aralarında. Kitabın sonunda yazarın bir de öğüdü var: “Bu yüzden donlarını giydiğinde, daha yeni yıkanmış, tertemiz, olur da bir uzaylı içine saklandıysa görünmeden, ya hâlâ oradaysa, sen en iyisi kontrol et!”

Bu kadar eğlenceli ve uzaylıların don sevgisi hakkında bilgi verici bir ilk kitaptan sonra ikincide ne yapıyor bu uzaylılar diye merak ediyor insan. Bizim küçük don canavarları ikinci kitapta baltayı taşa vuruyor ve dinazorlara yakalanıyor! Meğer dinozorların bundan ‘donlarca’ yıl önce nesilleri tükenmemiş. Balta girmemiş bir orman bulup oranın derinliklerine saklanmışlar. Ama bizim bücür uzaylıların radarından kaçamayan donları dinazorları ele veriyor! Eh koca koca dinazorlar uzaylıları bir hamlede ağlarına düşürmesin mi! Neyse ki iki don sever tür olarak birlikte yaşamaya karar verip uzaya gidiyorlar. Artık donlarımızı biraz daha fazla korumalı, her birini iki mandalla güzelce tutturmalı.

Serinin üçüncü ve sonuncu kitabında yine don sever bir başka ekiple karşı karşıyayız: Korsanlar! Onları hep ürkütücü kahkahaları, insanlara korku salan giyim kuşamlarıyla, ihtişamlı kılıçları ve dövüşteki ustalıklarıyla tanırız oysa. Meğer en çok sevdikleri şey donlarıymış! Korsanlar, altın donu bulmak için sefere çıkıyorlar ve macera başlıyor. Büzgülü Kara Don gemisiyle sefere çıkan korsanlar, haritanın da yardımıyla süslü donlu köpekbalıklarının dolaştığı Büyük Don Koyu’nu buluyor. Ama o da ne? Karaya ayak bastıklarında görüyorlar ki onlardan önce birileri gelmiş bu koya. Ayak izlerini bırakmışlar her yere. Korsanlar düşüyorlar izlerin peşine. Altında timsahların iştahla kendilerini beklediği Yün İçlik Don Köprüsü’nden kazasız belasız geçip karanlık mağaraya vardıklarında Altın Don heykelinin etrafında uyuyan başka korsanlar görüyorlar! Hemen kaptanın yaptığı akıllıca planla don heykeli diğer korsanlardan çalan bizimkiler pek mutlu dönüyorlar koydan. Yine bu kitabın sonunda da çocuklara bir öğüt var ki çok önemli: “Demek ki kontrol etmek gerekirmiş giyerken, donunun lastiği yerinde mi? Yoksa o şapşal korsanlar gibi, yüzün kızarır, donlar aşağı indi mi!”

Çocuklarıyla eğlenceli zaman geçirmek isteyen ve kitaplarla tanışmasını önemseyen ebeveynler için Beta Kids meşhur ‘Underpants’ serisini Türkçeleştirmiş. Büyük boy ve bol resimli kitapları okurken çocuklar sayfaları rahatça inceleyebilir, hatta resimlere bakarak kendi maceralarını uydurabilir! Kitabın tekerlemelerle süslü dili, Türkçeleştirilirken kaybolmamış. Bunun için bir teşekkür de çevirmen Sima Özkan Yıldırım’a gelsin. İç çamaşırı giyme aşamasındaki çocuklar, sadece biraz kikirdemek isteyen büyükler de donların dünyasına davetli!