‘Türkiye Ermenileri kimlik ikileminde’

Senaryosunu Karin Kaçi’nin yazdığı, yönetmenliğini ise Samira Radsi’nin üstlendiği, ‘Anduni’ adlı film Almanya’da gösterime girdi

 

SANDY ZURİKOĞLU ERDOĞAN
sandy-fazli@t-online.de

Senaryosunu Köln’de yaşayan Ermeni yazar Karin Kaçi’nin yazdığı, yönetmenliğini ise Samira Radsi’nin üstlendiği ‘Anduni’ (Evsiz) adlı film 1 Aralık Çarşamba günü Almanya’da gösterime girdi. Başrollerini Irina Potapenko, Florian Lucas, Tilo Prückner ve Berrin Alganer-Lenz’in paylaştıkları film, Almanya’ya göç etmiş, Türkiyeli bir Ermeni ailenin yaşamını konu alıyor.

Film, 28 yaşındaki Belinda’nın ‘Anduni’ olmaya karşı direnişini anlatıyor. Sonraki kuşaklarda da etkisini gösteren bu kökünden koparılmışlığı dile getiren film, göçmenliğin arkasına sığınıp ucuz edebiyata kaçmayan bir çalışma. Çekimleri Almanya ve Ermenistan’da yapılan filmin özgün müziklerini Rene Dohmen ve Joachim Dürbeck bestelemiş.

Filmin senaryo yazarı Karin Kaçi, Agos okurlarının hatırlayacağı bir isim. Almanya’da, seçkin yayınevi Thienemann’ın yayımladığı gençlik kitapları serisiyle tanınan Kaçi, bu kez Ermenilerle ilgili bir konuyla karşımızda.

•             Senaryonun konusu Almanya’da yaşayan Türkiye Ermenileri. Neden?

Almanya’ya Türkiye’den işçi olarak sadece Türkler gelmedi. Annem de geldi mesela; öğretmendi. Annem ve babam benim ve kardeşlerimin iyi Almanca öğrenmemiz için emek verdiler. Biz dört kardeşiz. Hepimizin de Almancası iyi ama Ermenice konuşamıyoruz. Türkçeyi biraz anlıyoruz ama onu da konuşamıyoruz. Türkiye Ermenilerinin, çoğunluğun algılayamadığı bir kimlik ikileminde yaşadıklarına inanıyorum. Onun için bu senaryoyu yazdım.

•             ‘Anduni’ Ermenistan’da nasıl tepkiler aldı?

Ben politik bir film yazmadım. Konu Ermenistan Ermenileriyle ilgili de değil. Dolayısıyla Ermenistanlılar filme önyargısız yaklaşabildiler. Ama filme Türkiye Ermenileri daha duygusal yaklaşıyorlar.

•             Ermenileri konu alan başka bir film yapmayı düşünüyor musun?

Ermeniler üzerine yazmaya devam edeceğim. Şimdi de elimde, kahramanı Türkiyeli bir Ermeni olan bir roman taslağı var. Hazırladığım gençlik dizisi yeni bitti; biter bitmez da yayınevimden böyle bir teklif aldım. Ama başka bir senaryo yazar mıyım bilmem, çünkü ‘Anduni’ çok zor oldu.

•             Neydi zor olan?

Bir kere, çok fazla açıklama yapma gereği doğdu. İnsanlar çok karmaşık olan bir konuyu anlamakta ve anlatmakta zorluk çekiyorlar. Bazen “Keşke Almanya’da yaşayan Türklerle ilgili bir film yapsaydım” diye düşündüğüm bile oldu, çünkü Türkler daha çok tanınıyor burada. Genç kuşak, Ermenileri pek tanımıyor. Bu nedenle filmin çekimleri çok uzun sürdü. Ama mesela filmin kesimini yapan tekniker Fransa’dan geliyordu. Ona hiçbir şey anlatmak gerekmedi; Ermenileri zaten tanıdığı ve tarihi bildiği için onunla çok hızlı çalışabildik.

Çok fazla Ermeni oyuncu yok. Evet, birkaç küçük rol için Köln cemaatinden yardım aldık ama büyük rollerde çok zorlandık. Kimi Türk oyuncular üzerine düşündük ama yönetmen, Irina Patapenko’da karar kıldı. Irina, replikler için Türkçe öğrendi. Birkaç Türk oyuncu da Ermeni rollerini üstlendi; onlar da Ermenice öğrendi.

•             Herkes iki kültürde zorlanırken sen üç kültürü birlikte işliyorsun...

Hem yapımcı hem de yönetmen çokkültürlü ailelerden geliyor. Anita yarı Tunuslu, Samira ise Arnavut. Geldiğimiz coğrafyalar far8lı olsa da, bakış açılarımız aynı. Üçümüz hiç tartışmadık, çok uyumlu bir şekilde çalıştık.

•             ‘Anduni’ başka festivallere de gidecek mi?

Toronto’da 1-4 Aralık tarihleri arasında yapılacak olan Pommegranate Ermeni Film Festivali’nde ve sinemalara gelişinin ardından da WDR televizyonunda gösterilecek.

Kategoriler

Kültür Sanat Sinema