Hadi Şu “Pencere”den Bakalım

2012’nin ikinci yarısında kurulan taptaze gruplardan Ray Performans Kolektifi, ilk oyunları “Pencere” sayesinde sımsıcak, masalsı bir dille seyircilere buz gibi bir gerçeği aralama fırsatı veriyor. Cansu Karagül yazdı.

Cansu Karagül
cansu.karagul@hotmail.com

Temmuz 2012’de kurulan Ray Performans, tiyatronun kolektif bir iş olduğu ve güzel işlerin risk alarak ortaya çıkarılabileceğinin en güzel örneklerinden bir tanesi. “Pencere”, topluluğun ilk oyunu olmasının yanında bir özelliğe daha sahip: Kendi metinleri olan yerli bir oyunla seyirciye “merhaba” demesi.

Kimi acılar vardır ki, ne empati kurması mümkündür, ne anlatması, ne dinlemeye tahammül edebilmesi, ne de acıya ortak olunabilmesi. İşte Pencere de, tam böyle bir konuyu sahneye taşıyor. Ayşe Bayramoğlu’nun yazdığı Doğu Yaşar Akal’ın yönettiği oyunda, Lara Aysal Esme karakterini canlandırırken, Hüseyin rolünde ise Sedat Can Güvenç’i görüyoruz.

Ayşe Bayramoğlu, çocuk cinsel istismarını odağına aldığı oyunda, kadınlık ve erkeklik kavramlarını, toplumsal cinsiyet rol dağılımlarını, başlık parası ve çocuk gelin mevzunu da merkeze yerleştirerek, birinin diğerini bastırmadığı bir denge kurmayı başarmış.

Ülkemizde özellikle kadına ve kız çocuklarına (bebek yaştan itibaren) yönelik uygulanan şiddet ve cinsel istismar vak’aları azalması gereken yerde gün geçtikçe artmakta, caydırıcı olması gereken hukuk sistemimiz ise her konuda olduğu gibi, desteğini yine açıkça erkek egemen zihniyetten yana koymaktadır. İsim ve soy isimlerinin baş harfleri noktalı kurbanları her zaman görünmez olmaya zorlanmış; N.Ç., B.Ç., A.C. ve sayısız tüm diğer kitleselleşmiş hukuk davalarında duymaya alışık olduğumuz, aylarca, yıllarca süren bir yargılama sürecinden sonra 'ruh sağlığı bozulmadı”, “kendi rızasıyla ilişkiye girmiş” gibi nedenlerle suçlular cezasız bırakılmış ya da komik cezalara çarptırılmıştı. Bu noktada Bayramoğlu, konuyu gerçek hayatta baskın olanın aksine, failin değil, kurbanın, yani çocukların gözünden anlatmayı seçmiş. Bunu yaparken de, karşılığı olmayan bir acıyı anlatabilmek adına masalsı bir dil benimsemiş.

Hayatta bazı tecrübeler ve acılar bilinçdışı tarafından çarpıtılmaya mahkumdur, ki insan yaşamaya devam edebilsin; benliğinde meydana gelen kırılmaya rağmen hayatta kalabilsin. Buna karşılık, hiçbir şey, yaşanan travma sonrasında kendilik algımızı ilk günkü haline döndüremez. Gerçeklik ve aynadaki görüntü arasında uyum bozulmuştur bir kez, bundan sonra kişi artık bambaşka bir yerden –pencereden– görür kendini ve hayatı. İşte Esme ve Hüseyin, pencerenin bakan tarafındaki farklı iki çift göz ve oyun boyunca her zaman biri “sen iyi anlatamıyorsun” diye suçlar ötekini.

Çocuk algılayamaz. Çocuk anlamlandıramaz. Çocuk tanımlayamaz yaşadığı şeyi. Anlatamaz. Anlatsa, kimse inanmaz. Bir pencere ses olur onun acıdan lâl olmuş diline. Var olmayan bir dil anlatır ancak, gündelik hayatta karşılığı olmayan bir yıkımı. Tam da bu nedenle, Ayşe Bayramoğlu büyülü gerçekçiliğe benzer bir dille kuruyor oyunun dünyasını. Anlatımın naifliği, bazen bas bas bağırmak yerine en güçlü çığlıkların susarak atılabileceğini, bazen de en sert gerçeklerin masallarla en yakıcı şekilde dile gelebileceğini kanıtlamış oluyor. Lunapark teması ve müziği de anlatımın pekiştirilmesi konusunda oldukça başarılı. Bütün bu faktörlerin yanına oyuncuların doğal ve içten performansları da eklendiğinde, tüm ‘harici’ kaygılardan uzaklığın getirdiği bir samimiyet ve saf bir masumiyet karşısında boğazınızda düğümcüklerle ayrılıyorsunuz salondan.

Pencere

Yazan: Ayşe Bayramoğlu
Yöneten: Doğu Yaşar Akal
Oynayanlar: Lara Aysal, Sedat Can Güvenç

Oyun Tarihleri
Maya Cüneyt Türel Sahnesi: 4/11 Ocak, 1/8 Şubat Cuma 20.30
(Rezervasyon ve Bilet Satış: 0530 953 86 96 - 0212 252 74 52)
Sahne Hâl – Mecidiyeköy: 30 Aralık / 13 Ocak Pazar 20.30
(Rezervasyon ve Bilet Satış: 0212 274 74 78 - 0507 512 27 57)
Ankara Halk Tiyatrosu: 17 / 24 Ocak Perşembe 20.00
(Rezervasyon ve Bilet Satış: 0312 418 97 98)

Kategoriler

Şapgir